04 Ekim 2009 00:00

Futbol taraftarını sömürme savaşı: Bilet fiyatları!

Süper Lig’in 5. haftasında Kasımpaşa’nın Galatasaray’ı konuk ettiği karşılaşmada saha içinde olduğu kadar saha dışında da ilginç gelişmeler yaşandı.

Paylaş

Süper Lig’in 5. haftasında Kasımpaşa’nın Galatasaray’ı konuk ettiği karşılaşmada saha içinde olduğu kadar saha dışında da ilginç gelişmeler yaşandı.
Karşılaşmanın oynandığı stadın Galatasaraylı taraftarlara ayrılan bölümünde gözlerimize takılan öyle bir görüntü vardı ki, bunu, önümüzdeki haftalarda şiddetleneceğini kolaylıkla tahmin edebileceğimiz bir tartışmanın başlangıcı sayabiliriz. Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat ve yöneticiler maçı taraftarların arasında izlemişlerdi. Bunun sebebi ise Kasımpaşa Kulübü’nün maç için uyguladığı “Yüksek bilet fiyat politikası”nı protesto etmekti.
120 liralık bilet fiyatına karşı gösterilen bu tepkiye hak vermemek mümkün değil. Çünkü 120 lira Türkiye şartlarında gerçekten yüksek bir rakam. İngiltere Premier Ligi’ndeki maçlarda bilet fiyatlarının 50 ile 100 sterlin arasında değiştiğini söylersek ne demek istediğimiz kolaylıkla anlaşılır. Yani Kasımpaşa-Galatasaray maçını izlemek ile örneğin Arsenal-Tottenham maçını Emirates Stadı’nda izlemenin bedeli neredeyse aynı. Pekiyi, Türkiye ve İngiltere’de kişi başına düşen gelir aynı mı? Sanırım aradaki uçurumu dile getirmeye gerek yok. Daha da ötesinde futbol maçlarını takip eden kitlelerin yıllık kazançları karşılaştırılsa aradaki fark iyice açılacaktır. Hal böyleyken insanın Adnan Polat’ın tepkisine alkış tutası geliyor.
Meselenin bu olayla hemen kapanacağını sanmıyorduk. Her iki kulüpten gelecek peş peşe açıklamalara hazırdık. Ama fazlasını da bekliyorduk. Ve oldu da. Fenerbahçe Spor Kulübü de ortamı fırsat bilerek resmi İnternet sitesinden bir açıklama yaptı. Açıklamada, özellikle Anadolu kulüplerinin Fenerbahçe maçlarındaki bilet fiyatlarını diğer maçlara kıyasla daha yüksek tutması, “fahiş fiyat” uygulaması olarak değerlendiriliyordu. Büyüklerimizin(!) dilinden böylesine şikayetler işitince gerçekten de adaletsiz bir uygulamayla karşı karşıya kaldığımızı zannedebiliriz. Neyse ki Adnan Polat’ın da, Aziz Yıldırım’ın da, diğer yönetici takımının da asıl dertlerinin ne olduğunu bildiğimiz için anlattıkları masallara pek teveccüh göstermiyoruz.
‘HEP BANA HEP BANA’
Meselenin iç yüzüne bir bakalım o halde… Hatırlanacağı üzere Aziz Yıldırım geçen sezon kulübünün genel kurulunda yaptığı bir konuşmada yaklaşık 25 milyon Fenerbahçe taraftarının bulunduğunu, bunun büyük bir potansiyel güç oluşturduğunu ve bu gücün ekonomik bir gelire dönüşmesi gerektiğini vurgulamıştı. Şimdi ise kalkmış Anadolu kulüplerinin Fenerbahçe maçlarındaki yüksek bilet fiyatlarını eleştiriyor. Aziz Yıldırım belli ki Fenerbahçe taraftarının sadece kendi kulüpleri için müşteri olmasını, ellerinde avuçlarında ne varsa kendi kulüplerine aktarmasını arzuluyor. Sportif rekabetin tümüyle ortadan kalktığı bir ortamda diğer kulüplere kayacak gelirlere kimsenin tahammülü kalmadı.
Futbol ekonomisinde, bilet fiyatlarını etkileyen stadyumun kapasitesi ve sahip olduğu konfor gibi belli başlı etmenler vardır. Ama en önemlisi maç biletlerine olan taleptir. Talebi belirleyen ise öncelikle kulübün maçlarını takip eden taraftar kitlesinin yıllık geliridir. Daha doğrusu kişilerin yıllık gelirlerinden maç için ayırdıkları paydır. İşte kulüplerimiz, bilet fiyatlarını ve dolayısıyla maç gelirlerini artırabilmek için bilet talebini yükseltmenin yollarını arıyorlar. Kulüplerimiz, taraftarın yıllık gelirini yükseltme gücüne sahip olmadıklarına göre yapmaya çalıştıkları şey taraftarın yıllık gelirden maç için ayırdığı payı yükseltmektir. İşte bu yüzden neredeyse bütün kulüplerimiz “yıldız” transferler gerçekleştirebilmek için birbirleriyle yarışıyorlar, ille de sansasyonel transferlere imza atıyorlar...
Roberto Carlos’tan Lincoln’e, Darius Vassel’den Nihat Kahveci’ye dek imzalanan sıra dışı mukavelelerin ardında yatan gerçek, taraftarların takımlarını izlemek için ayırdıkları bütçeyi artırmalarını sağlamaktır. Ancak bu uygulamanın yol açtığı dışsallıklar da var. Siz Roberto Carlos’u kadronuza kattığınızda, bu futbolcuyu sadece Kadıköy’de fahiş bir fiyata izletemezsiniz. Örneğin oyuncuyu Konya’ya götürdüğünüzde Konyaspor yöneticileri de Carlos rantından yararlanmak isteyebilir ve fahiş fiyatla bilet satabilir. Bu, doğal değil mi?
İşte olan da aslında budur. Kasımpaşa, yıldızı yükselen Galatasaray’ı konuk etme fırsatını gelire dönüştürmek istemiş, Adnan Polat ise taraftarının cebinden başka bir kulübe gidecek büyük paralar yüzünden kendi kulübüne akacak paranın azalacağından korkmuş ve Kasımpaşa’yı protesto etmiştir. Fırsatı bilen Aziz Yıldırım yönetimi de işi TFF’ye şikayet boyutuna ulaştırmıştır. Oysa taraftar öncelikle kendi kulübünün yüksek bilet fiyatlarına isyan etmektedir. Ancak onların sesini duymak isteyen yok. Olmaz da. Futbol ekonomisi taraftarı sömürmeye ant içmiş bir kere…
İdris Akkuzu
ÖNCEKİ HABER

SÖZ OLA TORBA DOLA

SONRAKİ HABER

Filmatik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa