10 Ekim 2009 00:00

‘İşte Gidiyorum’ bir şey demeden!

Her insanın hayatındaki en unutulmaz sayfaların birkaç tanesi mutlaka gitmek üzeredir. Gitmek hepimiz için içinde gözyaşları, pişmanlıklar, endişeler, umutlar taşır.

Paylaş

Her insanın hayatındaki en unutulmaz sayfaların birkaç tanesi mutlaka gitmek üzeredir. Gitmek hepimiz için içinde gözyaşları, pişmanlıklar, endişeler, umutlar taşır. Ama gitmek çoğu zaman acıdır… Yaralar, acıtır. Dün ve yarın arasına atılmış bir düğüm gibidir gitmek. Ne vakit yüreğimizde hissetsek o düğümü; hemen fark eder yüreğimiz ve o düğüm bizlere acı verir hep. Edebiyatımızın dil ustası Feyza Hepçilingirler’in yeni kitabı “İşte Gidiyorum”, gitmek, gitmek zorunda kalmak üzerine yazılmış birbirinden çarpıcı ve hepsi ayrı bir hüzün taşıyan göç öykülerinden oluşuyor.
Feyza Hepçilingirler, “İşte Gidiyorum” ile toprağından, dilinden, kendisinden gitmek zorunda kalanların öykülerini dile getiriyor. Gitmenin insandan alıp götürdüğü yaşanmışlıklar; nasıl ve nerede olacağını bilinmeyen yarınlara dair kurulacak yeni hayatlara atılacak ürkek adımlar anlatılıyor öykülerde.
‘Bu Gemi Nereye Gider?’ öyküsüyle 1942’ye gidiyoruz. Struma’nın acıklı sonunu bir kez daha hüzünlenerek okuyoruz. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi soykırımından kaçarak Filistin’e gitmek isteyen; aralarında çocuk, hasta ve yaralıların da bulunduğu 769 Romanyalı Yahudinin öyküsünü okuyoruz. Kitaptaki diğer öyküler de gitmenin acısıyla bezenmiş öyküler.
‘NE SILAM VAR ARTIK NE GURBETİM’
İnsan öyküsü çizilirken göz önüne alınacak en etkin unsurlardan biri, yaşadığı yer kuşkusuz. İnsan büyük ölçüde yaşadığı toprakla, içinde yaşadığı kültürle, kullandığı dille kurar kendisini. Bunun için her gidiş kendinden kopuş, kendini yeniden kurma çabasının kaçınılmazlığıdır. Her giden bir anlamda yeniden kurmak zorundadır kendisini. “Ne sılam var artık ne gurbetim. Ne umudum, ne ruhum... Kirlendim. Bir daha temizlenmeyecek kadar pisim şimdi.”
Gitmek üstüne öykülerle ustaca bezenmiş “İşte Gidiyorum”un hepimize söyleyecek sözü var. Eğer ki gidiyorsanız, yani başınızı alıverip bilmediğiniz yerlere... Uzaklara, haber vermeden sessiz sedasız gidiyorsanız, ‘Sıla’dan ayrılıyorsanız yani, “İşte Gidiyorum”u okumayı ihmal etmeyin! Mutlaka iyi gelir!..
Refik Sıla Güvenç
ÖNCEKİ HABER

‘Gelenekten kopuk bir sinema olmaz’

SONRAKİ HABER

Düşündüren portakal başlıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...