01 Aralık 2009 00:00

Marmaray'la eski zamanlara yolculuk

Yapımına 2004 yılında başlanan Marmaray Tüp Geçit Projesi dördüncü yılında. Proje; Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları Ulaştırma Genel Müdürlüğü ...

Paylaş

Yapımına 2004 yılında başlanan Marmaray Tüp Geçit Projesi dördüncü yılında. Proje; Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları Ulaştırma Genel Müdürlüğü (DLH), Japon yüklenici firma Taisei Corporation, Gama-Nurol Ortaklığı ve Avrasya Müşavirlik firması gibi birçok yerli ve yabancı firma tarafından yürütülüyor. Marmaray Tüp Geçit Projesi, Avrupa yakası ile Asya yakasını raylı sistem ile deniz altından bağlamayı ve böylelikle yüksek kapasiteli toplu taşımayı amaçlıyor. Başlangıç noktası Halkalı ile son durak Gebze arasındaki 76 kilometrelik mesafede ulaşımın 185 dakikadan 105 dakikaya ineceği belirtiliyor.
Marmaray'ın güzergahını oluşturmak için yapılan çalışmalar sırasında İstanbul'un geçmiş dönemlerine ait çok sayıda arkeolojik buluntu gün yüzüne çıkarıldı. Birçoğu da çıkarılmayı bekliyor. Bulunan arkeolojik kalıntılar İstanbul'un ve dünyanın tarih yazımı için yeni veriler kazandırıyor. Kazılarda, özellikle Neolitik döneme ait katmanlara rastlandı, ki bu, İstanbul'daki ilk yerleşimin bilinenin aksine MÖ 3000'li yıllara değil de MÖ 8000'lerde olduğunu gösteriyor. Neolitik dönem (MÖ 8000-5500); insanların göçebe yaşam şeklinden yerleşik hayata geçtiği, avcı-toplayıcılıktan üretime geçildiği bir dönem. Bu gelişme ise insanlık tarihinde devrim niteliği taşıyor.
Marmaray Tüp Geçit Projesi kapsamında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü denetiminde Üsküdar, Yenikapı ve Sirkeci kurtarma kazılarına başlanmıştı. Sone eren Üsküdar kazısında Bizans dönemine ait olabileceği düşünülen liman kalıntıları bulundu. Yenikapı'daki kazılar ise devam ediyor. Kazılarda görevli arkeologlardan edindiğimiz bilgiye göre, kazı alanında Theodosios ve Elehterion olmak üzere iki adet liman var. Elehterion Limanı'nın dar olması nedeniyle Theodosios Limanının yapılmış olabileceği fikri hakim. Theodosios Limanı Marmaray kazı sınırları içinde, Elehterion Limanı ise metro kazı sınırları içinde yer alıyor. Her iki limanın da 11. yy'a kadar Doğu Akdeniz'den özellikle Mısır'dan gelen ticaret gemilerinin uğrak yeri olduğu belirtiliyor. Kazılarda Bizans dönemine ait çok sayıda kandil ve amphora bulunmuş.
Marmaray kazı alanındaki liman buluntularında 13 batık, metro kazı alanında ise 20 batık ortaya çıkarıldı. Bu batıkların yük ve ticaret gemisi olarak işlev gördüğünü, batıkların fırtınadan veya başka sebepler sonucu batmış olabileceğini belirten arkeologlar batıkların iyi korunmuş olduğunu belirtiyor. Bulunan batıkların 19 tanesi İstanbul Üniversitesi tarafından gün ışığına çıkarıldı, diğer kalan 14 tanesi ise hâlâ gün ışığına çıkarılmayı bekliyor.
Kazılarda Bizans dönemi eserlerinin yanı sıra Osmanlı dönemine ait eserlere de rastlanıldı. Buluntuların arasında su kuyuları ve 30 metrelik bir yol yer alıyor.
Yenikapı kazılarında 60 bin metre alanın elle kazıldığını belirten arkeologlar deniz seviyesinden -9 metre derinliğe ulaştıklarını belirtiyorlar. Thedosios Limanı'na ait mendireğin Contantinos surunun (51.5 m) başlangıç noktasında yer aldığını, Costantinos surunun üzerinde Theodosios surunun yer aldığı söyleniyor. Burada ayrıca Theodosios zamanında yapılmış depolar, 13. yy'da Yahudiler tarafından işlenmiş dört adet deri işlik ve dört adet birbirine bitişik 12 yy'a ait Hipoje (mezar odası) yer alıyor.
Marmaray kazısı dört bölgeye ayrılmış durumda. Metro kazısına sınır teşkil eden 4. bölgede çalışmaların yoğunlaştığını belirten arkeologlar en önemli buluntuların -6.50 kotunda Neolitik döneme ait dal-örgü mimarisi ve -7. Kotta bulunan Hocker (cenin pozisyonunda) durumunda 3 adet iskelet olduğunu açıkladılar. Ayrıca iskeletlerin yanında ölü gömme adetine özgü hediye kaplar da bulunmuş. Ölü gömme hediyesinin Neolitik dönem insanının ikinci bir yaşam düşüncesinin ürünü olabileceği belirtiliyor. Kurtarma kazıları sırasında ortaya çıkan ve tartışmalara neden olan bataklık alandaki çalışmalar bitirildi ve tarih öncesine ait çok önemli kalıntılar elde edildi. Bu kalıntılar arasında bulunan Urne tipi (Testi tipi pişmiş toprak çanak) mezarların eşine rastlanmıyor. Bu testilerin içine yakılan ölülerin külleri konuluyor.
Kazılarda bulunan bir diğer önemli buluntu ise 12. yy sonu-13. yy başlarına ait kilise. Kilisenin naos kısmında (ön kısım) yapılan kazıda çoğu kadın ve çocuk 38 insan iskeletine rastlandı. Kilisenin 20 metrekarelik bir yapı olduğunu ve bu taşınmaz eserin yerinde korunması gerektiğini belirten arkeologlar bunun kararının henüz verilmediğini DHL'den kararın beklendiğini ifade ediyorlar.
'BİRAN ÖNCE BİTİRİN '
Görüşlerini aldığımız arkeologlar, 'Bir an önce bitirin' baskılarına rağmen şu an gelinen noktanın eldeki imkanlarla iyi bir nokta olduğunu düşünüyorlar. Ekibin günde iki vardiya şeklinde çalıştığını belirten arkeologlar, kazıların gün ışığında yapılması gerektiğini belirtip, temennilerinin Marmaray kapsamındaki bu kazılardan ders çıkarılmasını, bundan sonra kentlerde yapılan kazıların daha sağlıklı yürütülebilmesi ve 'kent belleğinin' tutulabilmesi için sürekli çalışacak uzmanlardan oluşan kurtarma ekiplerinin kurulması gerektiğini belirttiler. Marmaray ve Metro kazılarından çıkan eserler şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesinde.
Yasemin Şahin
ÖNCEKİ HABER

Seyr-î Mesel’de etkinlikler sürüyor

SONRAKİ HABER

Sonuçlarına katlanacaklar!..

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...