19 Aralık 2009 00:00

Bu günahı nasıl ödeyeceksiniz!

Çorlu’da yeşil sermayenin önde gelen isimlerinden ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşlarından olan Üniversal Tekstil patronu kış ortasında 60 kadar işçiyi işten attı.

Paylaş

Çorlu’da yeşil sermayenin önde gelen isimlerinden ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşlarından olan Üniversal Tekstil patronu kış ortasında 60 kadar işçiyi işten attı. Patron attığı işçilerin yerine ise daha düşük ücretle altı aylık sözleşme yapılan yeni işçi alıyor. 2002 yılında 50 işçiyle üretime başlayan fabrikanın büyük bir tesis haline geldiğine dikkat çeken işçiler “Üniversal Tekstil krizi böyle fırsata çevirerek daha da büyüyor” dediler.
AKP’nin en büyük destekçilerinden olan Üniversal Tekstil patronu işten atarken dahi işçiler arasında ayrımcılık yapıyor.
AYRIMCILIK YAPILDI
Atılmalar başladığında işçilerin tedirgin olduğunu belirten İşçilerden İbrahim İncesu bölüm şefi ile konuşmalarını şöyle aktardı: “İşten atıldığım gün bölüm şefi beni çağırarak küçülmeye gittiklerinden dolayı işçi çıkardıklarını söyledi ve “Kayserilileri de çıkartamayacağımdan dolayı seni çıkartmak zorundayım” dedi. Bu tam bir ayrımcılıktır. Patron hep haktan hukuktan bahsediyor ama patronların dini imanı yok” dedi. İncesu, Müslümanlığı dilinden düşürmeyen patron ve yöneticilerin kendilerini kış ortasında işsiz bırakmasının günahını nasıl ödeyeceklerini sordu.
KÜÇÜL ME BAHANE
İşten atmaların nedeninin eski işçilerin yerine sözleşmeli işçilerin alınması olduğunu söyleyen işçiler, küçülme gerekçesine inanmıyorlar.
Çünkü krizden az da olsa etkilenen fabrikada üretim çok azalmamış. Siparişlerin olduğunu ve kasım ayında 2009 yılının en büyük üretimini gerçekleştirdiklerini söyleyen İbrahim İncesu, patronun üretimi arttırmak için pirim sitemini dahi getirdiğini dile getirdi.
BÖYLE BÜYÜDÜ
“Patronun buna ihtiyacı mı var?” diye soran İbrahim İncesu bu soruya “Şimdiye kadar yoktu” diye yine kendisi cevap verdi. İncesu konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdiye kadarki çalışmamız ile 2002 de 5 makine, 50 işçiyle üretime başlayan fabrika şimdi sayısı belli olmayan makine ve 400 den fazla işçisi olan koca bir tesis oldu. Krizde dahi işlerimiz çok azalmadı ama patron köleliği getirmeye çalışıyor. Üniversal Tekstil krizi böyle fırsata çevirerek daha da büyüyor.” (Çorlu/EVRENSEL)

SÖZLEŞMELİLİK KÖLELİKTİR
Bu yılın başlarından itibaren bazı bölümlerde altı aylık sözleşmeli işçiler çalışmaya başladı.
Sözleşmesi biten işçilerin bazısının sözleşmeleri yenilenirken bazısı ise işten çıkarılmış.
Daha düşük ücretle işe alınıp, istendiği gibi çalıştırılan sözleşmeli işçilerin, yine istendiğinde kıdem tazminatı verilmeden rahatça işten atıldığını belirten İbrahim İncesu, sözleşmeli işçiliğin kölelik olduğunu ve patronların köleliği geri getirmek istediğini dile getirdi.

ÖRGÜTLENMEK ŞART AMA KİME GÜVENELİM
Patronların her istediğini yapmalarına rağmen işten atıldıklarını anlatan İbrahim İncesu, fabrikada işçilerin hiçbir değerlerinin kalmadığını belirtti.
Bütün işçilerin kendisi gibi gidişattan rahatsız olduğunu ve geleceklerinden kaygı duyduklarını dile getiren İbrahim İncesu, sendikalaşma konusunda görüşlerini de şöyle aktardı.
“İşçiler çaresizliklerinden dolayı patronların her dediğini yapmak zorunda kalıyor. İki ay işsiz kalan bir işçi altı ayda kendini ancak toparlayabiliyor. İşçilerin sendikalarda örgütlenmeyi bu dönem akıllarına dahi getirmiyor. Çünkü sendikaları yanlarında görmüyor. Sendikaların işçilere güven veren bir çalışması olsa işçiler bir dakika bile durmaz. Yani örgütlenmenin şart olduğunu biliyoruz ama kime güveneceğimizi bilmiyoruz.”
Türk-İş’in sadece asgari ücret için işçileri örgütlemesi halinde bile yer yerinden oynayacağını kaydeden İbrahim İncesu, “İnsanlar geçinebilmek için insanlıktan çıktığını bile bile 12 saat çalışmak zorunda kalıyor. Ama asgari ücret 900 lira olsa bir dakika bile fazla çalışmam” diye konuştu.
Tuncay Sağıroğlu
ÖNCEKİ HABER

Ankara’da ulaşım zammı tepki çekti

SONRAKİ HABER

YENİGÜN

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...