23 Nisan 2010 00:00

Siyah beyaz film gibi biraz

Filmlerin konusu, filmi bazen ele verir, bazen vermez. Kimi filmlerin konusunu okuyunca insan büyük beklentilere...

Paylaş

Filmlerin konusu, filmi bazen ele verir, bazen vermez. Kimi filmlerin konusunu okuyunca insan büyük beklentilere kapılıyor da, izleyince pek de bir numarası olmadığını düşünmeye başlıyor.
Siyah Beyaz’ın konusunu okuyunca da, en kötüsüne hazırlanmamak için hiçbir neden yok: Ankara’da bir barın müdavimlerinin hikayesi... Siyah Beyaz adındaki barın üst katında bir galeri vardır ve bar, “Çeyrek yüzyıldır Ankara’da sanatçıların, gazetecilerin ve politikacıların uğrak yeri” olmak iddiasındadır.
Kestirmeden bir yorum yapılacak olursa, muradına eren bir film Siyah Beyaz. Vaadini tutuyor, anlatmak istediği hikayeyi anlatıyor.
Siyah Beyaz’ı ilginç hale getiren unsurlar var. Bir tanesi, sağlam oyuncu kadrosu. Tuncel Kurtiz’i en başa koymuşlar, yanına Erkan Can, Taner Birsel, Nejat İşler, Şevval Sam derken perde şenleniyor. Bu avantaj, popüler bir ilgiyi getirebilir. Filmi sinemayla ilgilenen çevreler için dikkat çekici hale getiren de, yönetmeni. Ahmet Boyacıoğlu, Ankara Sinema Derneği başkanlığından, festival yöneticiliğinden, Eurimages Türkiye temsilciliğinden, sinema yazarlığından tanınan bir sinema insanı, ilk uzun metrajlı filmi Siyah Beyaz’la yönetmenliğe de el atmış bulunuyor.
40’lı, 50’li, 70’li yaşlarını yaşayan bir grup burjuvanın yaşlanmaya ve yalnızlığa dair sıkıntıları ise konu, film bunu seyirciye geçirmekte başarılı. Bunun dışında, sıkıntısı yok değil.
Bir kere, karikatür halini almış karakterlere neden ihtiyaç duyulmuş, onu anlamak güç. Doktor olsun, bar sahibi olsun, kendince daha düzgün karakterler de kurulabilmiş. Gel gelelim, o ‘68’li adam yok mu... Evine gidip marş dinliyor, oraya buraya kızıl bayrak asıyor, her lafa geçmişten siyasi ajitasyonla giriyor ya, yok artık...
En uç örneği bu, filmde bunun gibi karikatürleşen yerler ve diyaloglar var. Kadroyu sağlam tutup oraya buraya “patlamayan silahlar” saklayacak kadar hovardalık edilmesi de cabası. Örneğin filmin sonuna kadar barda oturan ama hikayeye girmeyen Muzaffer Özdemir, filmin açılışındaki intihar sahnesi...
Ama Siyah Beyaz’ın cephaneliği geniş zaten. Tuncel Kurtiz, büyük usta, döktürüyor filmde, ama ona karikatür bir karakter yazıldığı için yine tahammülü zor. Erkan Can, pek kendisini görmeye alışık olmadığımız bir rolde, galiba o da alışık olmadığından, elinde şarapla caz dinlerken çok eğreti duruyor. En başarılılardan biri de, yalnız ve köpekli, Taner Birsel.
Bir yalnızlık hikayesi anlatılıyor ve o duygu da seyirciye geçiyor, buraya kadar tamam. Ama bu adamlar, her gün birbirini gören, birbirine zor anında destek olan arkadaşlar. Hatta hasta bir arkadaşlarını ziyarete gidiş sahneleri, filmin en başarılı kısmı. Neden hâlâ yalnızlık edebiyatı yapılıyor ki?
Bütün kusurlarına karşın, orta yaşlı bir arkadaş grubunun hikayesini başarılı sayılabilecek bir şekilde anlatan bir film Siyah Beyaz. Daha önemlisi, bir barı, bir mekanı kahraman yapan bir film.
cagdas@evrensel.net

Yönetmen: Ahmet Boyacıoğlu
Senaryo: Ahmet Boyacıoğlu
Oyuncular: Tuncel Kurtiz, Nejat İşler, Erkan Can, Şevval Sam, Taner Birsel, Derya Alabora, Rıza Sönmez, Muzaffer Özdemir, Serhat Tutumluer, Almıla Uluer
Çağdaş Günerbüyük
ÖNCEKİ HABER

SIRRI AÇIKLIYORUM: YAN BAKMIŞ

SONRAKİ HABER

GENÇLİĞİN SESİ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...