11 Mayıs 2010 01:00

zama zingo


* Bir evlilik programında, sağ olsun “Senin ilgini çeker” diyen bir okur sayesinde izlemiştim cuma günkü bölümü. Eşinin ölümünden sonra kendini çok yalnız hisseden bir kadın, evlenmek istiyor ama kocasıyla yatmak istemiyor. Ona göre koca arıyor. Seksen yaşında bir amcanın da eş aradığını duyunca, hem de adam “Buraya gelmeden anjiyo oldum” deyince, kadın “Aradığım adam bu” diye düşünmüş. “Yüzleşme” dedikleri bölümü yaptılar, yani ikisi konuşuyorlar, evlenseler mi diye. Amca bir ara ağzından “Benim sağlığım yerinde” cümlesini kaçırınca, kadın dedi, “Ben başka türlü sanmıştım”. Neyse anlaşamadılar ama biz, bütün seyirciler olarak kadının bu talebini garipseyerek programı izledik. Sonra düşündüm, biz bunu neden garipsiyoruz, garip olan, evlenmeyi düşünen iki insanın, bütün konuşmalarını, bizim gözümüzün önünde yapmaları, birbirlerine koşullarını, isteklerini, beklentilerini gözümüzün önünde ilan etmeleri. Sahip olduğu ev sayısına ya da maaşının yüksekliğine göre adam seçmek, dünyanın en normal şeyi bu programlarda, onu zaten sunucu soruyor, bu bilgileri topluyor, ona göre talipleri görüştürüyor. Bunu yadırgamayıp, şu diyaloğu mu yadırgayacağız? O da olur, programın formatı bu olduktan sonra...
* Valla Baykal’la ilgisi yok, ama Çocuklar Duymasın’ın vaktiyle başına gelenler, Aşk-ı Memnu’yu şunu bunu aratmıştı, insan düşündükçe aklına geliyor. Pınar Altuğ’un bir ilişkisinin ortaya çıkmasından sonra yapımcıyla öyle kavgalı hale gelmişlerdi ki, Altuğ o zamanlar “Benim için Çocuklar Duymasın sayfası kapandı” demiş. Yeni bir sayfa açıldı demek.
ÇAĞDAŞ GÜNERBÜYÜK

Evrensel'i Takip Et