20 Mayıs 2010 00:00

* Seda Sayan’ı gördükçe televizyonun ayarlarıyla oynama eğilimindeyim. Geçen yıllarda yaptığı programda görüntüyü deforme etme alışkanlığı vardı da, bu yeni mi kayboldu?
* Medyanın CHP’nin geleceğiyle bu kadar ilgilendiğini bilmiyorduk, yeni çıktı. Gandi Kemal dedikleri Kılıçdaroğlu’nu öve öve bitiremiyorlar. Eski gözdeleri Sarıgül’e hâlâ vefalı olanlar da var ama, işleri bitene kadar şimdilik en büyük Gandi.
* Melekler Korusun’un sonunda rüya mıdır, gerçek midir, değişik bir şeyler oldu. İpek bir kız çocuğunu sevdi, sonra da annesi Melek, içinde “damat” geçen bir cümle kurdu. Bu damat Barış olsun, Levent olsun ya da tanımadığımız biri olsun, her halükarda işin kolayına kaçılmış gibi görünüyor. Barış’la aralarını bozacak elli tane olay oldu, araya başkaları da girdi, şimdi o ikisini zart diye yeniden bir araya döndürürlerse, ciddi bir ikna edici nedene ihtiyaçları var. “Aradan zaman geçmiş, hop bir aradalar” biraz yetersiz.
* Kapalıçarşı’da Dilek, Gıyabettin’i nasıl aşağıladı arkadaş. Ayaklarına kapanıp yalvarmazsa, Gıyabettin affetse ben affetmem. Kumanda benim elimde valla.
* Sabahın Sedası’nın formatını çözme çabalarım sürüyor. Seda Sayan’ın son konuğu Mustafa Kemal oldu. Evde bir oratoryo havası...
ÇAĞDAŞ GÜNERBÜYÜK

Evrensel'i Takip Et