Çevre bir yük değil bir yükümlülüktür
Ercan Teker
Sermayenin daha çok kâr elde etmek için doğanın ekolojik bütünlüğünü ve insan sağlığını tahrip etmesi karşısında kurumlar çoğu zaman kayıtsız kalmışlardır.
Bu yeni Anayasada elbette uluslararası sözleşmelere uygun çevreye dair maddeler yer almalıdır. Fakat çevre bilinci; insan hakları ve demokrasi gibi sadece maddeler halinde anayasada yer alması ile olabilecek bir konu değil. Her şeyden önce idrak edilmesi ve içselleştirilmesi gereken bir konudur. Bunun için;
- İlköğretimden itibaren okullarda çevre bilincini oluşturabilecek dersler konulması gerekmektedir.
- Çevre etki değerlendirme (ÇED) kanunu tekrar gözden geçirilmelidir. ÇED kanunu kapsamında yapılan halkın katılım toplantılarının şu anda bir geçerliliği yoktur. Halkın talepleri ciddiye alınmıyor. Bu yasa tekrar gözden geçirilmelidir. Halkın talepleri ciddiye alınmalıdır. Halkın talepleri doğrultusunda kararlar alınmalıdır.
- Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yerleşim yerlerinden uzakta kurulmalıdır.
- OSB'lerin denetimlerini sadece İl Çevre Müdürlükleri değil aynı zamanda yerel yönetimler de yapabilmelidir.
- Çevreyi kirletenler hakkında caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
- Valilerin OSB müteşebbis kurul başkanı olmaları kaldırılmalıdır. Bu durum çok büyük bir çelişkidir. OSB'leri denetleyen İl Çevre Müdürlüğü valilere bağlıdır. Valiye bağlı olan bir kurum valinin başkanı olduğu bir OSB'yi ne kadar rahat denetleyebilir.
- Kirleticiliği yüksek ve hantal sanayiler terk edilmelidir. (Demir çelik ve çimento vb.)
- Akarsu ve deniz kıyılarına yakın yerlerde sanayileşmeye izin verilmemelidir.
- İl çevre müdürlüklerinin personel ve mobilize altyapıları güçlendirilmelidir.
- Mevzuatlar ve kanunlar uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmelidir.
- Enerji politikaları temiz enerji üzerine kurulmalıdır. Nükleer ve termik santraller yerine rüzgar ve güneş enerjisi yaygınlaştırılmalıdır. Fosil yakıtların kullanımı sınırlandırılmalıdır.
Bu yeni Anayasada yukarıda saydığım maddeleri hayata geçirebilecek düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler yapılır ve hayata geçirilirse o zaman başta Dilovası olmak üzere birçok bölgedeki çevre sorunları çözüme kavuşabilir. Ama her şeyden önce devletin çevreyi bir yük olarak değil bir yükümlülük olarak görmesi gerekmektedir. Bu yükümlülüğü bir toplumsal bilince dönüştürmek de devletin görevidir.
* Dilovası Ekoloji ve Sağlık Derneği (EKOS-DER) Yönetim Kurulu Üyesi
evrensel.net
Evrensel'i Takip Et