5 Ağustos 2010 00:00

ALİ Bulaç’ın kadınlarla ilgili son yazıları, İslami bir tartışmaya girince, tepkiyi başörtülü kadın yazarlardan gördü. Habertürk’ten Nihal Bengisu Karaca ile Star’dan Hidayet Şefkatli Tuksal, Bulaç’ı eleştirdi.
Kadınların ev dışında çalışmasına karşı olduğunu her fırsatta dile getiren Zaman yazarı Bulaç, son olarak Anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen kadına pozitif ayrımcılık ilkesinin İslami olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca “Ali Bulaç’ın problemi” başlıklı yazısında Bulaç’ın daha önceki kadınlarla ilgili yazılarını hatırlattı. “Asker-sivil ilişkilerinin normalleşmesinin tartışıldığı, daha fazla demokrasi diye ortalara düştüğümüz bir vasatta, kadını iktisadi hayatın dışına iten ve aile hayatında erkeğin tahakkümünü savunan bir “demokrat” hayli düşündürücü bir tablo oluşturuyor” diyen Karaca, şöyle yazdı: “Pozitif ayrımcılığın liyakati olmayan kadınların önemli görevlere getirilmesi sonucunu doğurmaması için verilecek mücadele, kadınları liyakat sahibi yapma mücadelesi olmalıdır, eve postalama bahanesi değil.”
Hidayet Şefkatli Tuksal’ın Star’daki yazısı ise “Ali Bulaç’ın yaman çelişkisi!” başlığını taşıyordu. Tuksal, Bulaç’ın ve kendisinin üyesi olduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden ve kadınlarla ilgili yayınlarından söz etti.
Bulaç’la ilk karşılaşmasını anlatan Tuksal’ın Abant Platformu anısı da ilginçti. Kadınlarla ilgili bir karar önerisi sunduğunda, Bulaç’tan “İki gündür susan bu kadın, şimdi sırf feministlik olsun diye tutup böyle bir madde öneriyor” itirazıyla karşılaştığını yazan Tuksal, hararetli tartışmalar sonunda oylama yapılmasına karar verildiğini anlattı. Tuksal şöyle devam etti: “Oylamada az bir farkla beni destekleyenler kazandı ama önerim -kimin tasarrufuyla bilmiyorum- kuşa çevrilip anlamından boşaltılarak, bildirgeye eklendi. O gün bugündür bir daha Abant Platformu’na davet edilmedim.”
Yazar, yazısının sonunda “Ali Bulaç’ın bir karar vermesi ve içine düştüğü bu yaman çelişkiden kurtulması gerekiyor” diyerek, aksi halde kendisini Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden istifaya davet etti.
Bulaç, tartışmayı başlatan 1 Mayıs günkü Zaman gazetesinde yayınlanan yazısında şu soruları sormuştu: “Evinde oturup fıtratına uygun yaşayan bir kadının para kazanma kaygısından, ölümcül rekabetin sürdüğü iş piyasasından uzak olması; ihtiyaçlarının, güvenlik ve meşru arzularının kendisini seven bir erkek tarafından karşılanması bir nimet değil mi? Bir kadının helal yoldan para kazanan öteki beni, yani erkek/eşi tarafından geçiminin üstlenilmesi onun rahatına değil mi?”
Aynı yazıdaki “eşitlik” yorumu da dikkat çekiciydi: “Eşitlik ve pozitif ayrımcılık, kadının ve erkeğin fıtratı yanında hayatın asli dokusunu tahrip etmektedir.” (MEDYA SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et