DEMOKRATiK CUMHURiYET

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Cumhuriyet’in ilanının 87. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “87 yıllık cumhuriyet rejiminin çözülmemiş bütün sorunları ortadayken halk ‘türbanlı resepsiyon’la meşgul ediliyor” dedi. Tüzel, halkın, demokratik bir cumhuriyet özlemi içinde olduğunu dile getirdi. Cumhuriyetin 87. yıl dönümü vesilesiyle açıklama yapan BDP de, “Neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan ve cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerden biri olan Kürt sorununun çağdaş sivil demokratik bir yöntem olan diyalog ve müzakere yoluyla çözüme kavuşturulması” gerektiğini belirtti.
EMEP: ‘DİN İSTİSMARCILIĞI YAPILIYOR’
Mesajında türbanlı resepsiyon tartışmalarına değinen Tüzel, “Din ve inanç meselelerinin siyasi yönetim ve istismar konusu edinilmesi hiç şüphe yok ki AKP iktidarı döneminde çok daha fazla olmuştur. ‘Yenilikçi ve değişimci’ iddialar taşıyan AKP hükümeti, laikliği alt üst eden bir şekilde din kurallarını toplumda yaygınlaştırırken bunu ‘özgürlük ve demokrasi’ diyerek önümüze getiriyor. Ne yazık ki birçok temel meselelerde olduğu gibi bu konu da halkımızın bölünmesine ve karşı karşıya getirilmesine malzeme yapılıyor” dedi.
Cumhuriyet rejiminin bir sermaye diktatörlüğü olarak sürüp gittiğine vurgu yapan EMEP Genel Başkanı, “günümüzde, devletin din kurallarını laikliğe aykırı şekilde kullanması bir gerçeklikken, din ve inançları istismar eden hükümet ve yandaşı güçlerin de devleti yeniden yapılandırdığı bir süreçten geçmekteyiz. O nedenle dinin devlet işleyişinden elini çekmesini de gerçek laiklik isteyenler olarak talep etmekteyiz” dedi.
Tüzel şöyle devam etti: “Türban bir özgürlük sorunu olmadığı gibi giderek toplumu dini esaslarla yönetmenin bir unsuru haline getirilmektedir. Tıpkı ‘inançlara göre yargı’, ‘kanaat önderi imamlar’, kamuda ve ilkokullarda türbanı dayatma niyetlerinde ortaya çıktığı gibi sosyal hayat din esaslarıyla düzenlenmek istenmektedir. Yeni düzenin bu din istismarcısı temsilcileri, İslamiyeti, tarikatları, cemaatleşmeyi sömürü ve haksız zenginleşmeyi gizlemenin bir aracı olarak kullanmaktadır.”
Tüzel, halkın örgütlenmesinde, mecliste temsil edilmesinde, emekçinin sendikal özgürlüklerinde barajların, yasakların, kısıtlamaların sürüp gittiği bir düzenin halk egemenliği olamayacağının açık olduğunu dile getirdi.
87 YIL SONRA NEREDEYİZ?
“87 yıl sonra olmamız gereken yer burası mıdır?” sorusunun herkesin kafasında olduğuna dikkat çeken Tüzel, şöyle devam etti: “Eğer bu soru olumsuz yanıtlanıyorsa bunun sorumlusu ülkeyi baskı, şiddet ve sömürüye dayanarak yöneten burjuva egemenliği ve onun hükümet olan siyasi temsilcileridir. Ülkemiz halkını oluşturan Türk ve Kürt milliyetinden ve diğer milliyetlerden emekçilerin eşit haklar, barış ve kardeşlik esaslarıyla birlikte yaşamının önündeki engelleri bu iktidarlar yaratmış, beslemiştir. Ülkemizi komşu ve kardeş halklarla karşı karşıya getiren siyasetleri bugün BOP ve füze kalanı projesiyle sürdüren bu sermaye iktidarlarıdır.”
Bu rejimin adına demokrasi denemeyeceğini belirten Tüzel, mesajını şöyle tamamladı: “Cumhuriyetin 87. yılında halkımız, emekçiler için bir ekonomik düzen, demokrasi ve laiklik, eşit haklar ve barışı daha yakıcı bir şekilde aramakta, talep etmektedir. İşçi sınıfımız ve halk güçleri böyle bir değişim için; gerçek demokrasi, laiklik için birleşecek ve eşitliğin ve kardeşliğin düzenini kuracaktır. Böyle bir demokratik halk iktidarı mücadelesi içinde olan partimizin 87 yıllık cumhuriyet tarihinden çıkardığı dersler budur ve bunun idrakiyle hareket edecektir.”
BDP: KUTLAMANIN ÖTESİNE GEÇSİN
BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, Cumhuriyet Bayramı’nın kutlanan bir olgu olmanın ötesine geçilmesi gerektiğine işaret edilerek, “Bu sistemi; siyasal, sosyal, toplumsal alanda yol açtığı bütün sonuçlarıyla birlikte ele alıp, demokratik bir cumhuriyete nasıl dönüştüreceğimiz konusunda ortak bir tartışma yürütmemiz, bu tarihsel sürece özeleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmamız daha anlamlı olacaktır” denildi.
‘CUMHURİYET HERKESİ KUCAKLAMALI’
Cumhuriyetin, çoğulcu-çok kültürlü, çok dilli yapıyı kucaklaması, temsiliyeti ve katılımcılığı yönetime eksiksiz yansıtması, kendi vatandaşlarına eşit-özgür yurttaşlık alanı açması ile mümkün olunacağına dikkat çekilen açıklamada, bu içerikten yoksun bir cumhuriyet sistemi halklaşamayacağı, “olsa olsa elit-egemen güçlerin bir iktidar aracı” olarak kalacağı belirtildi. Açıklamada, çoğulcu bir sosyal, kültürel ve tarihsel yapı üzerine kurulan Türkiye cumhuriyetinin, dilsel, dinsel ve etnik farklılıkları yok sayma çabası sonucu olarak, derin siyasi krizlere yol açıldığı vurgulanarak, “Bütün bu sorunların aşılabilmesi, Cumhuriyetin; herkesi kucaklayan, eşit yurttaşlık hukukunu ve bütün farklılıkların özgürlüklerini güvence altına alan, demokratik-çoğulcu-ademi merkeziyetçi bir yapıya kavuşturulabilmesi için demokratik değişim ve dönüşüm artık kaçınılmaz hale gelmiştir” denildi.
Toplumsal mutabakata dayalı, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi yeni bir anayasanın inşasının gerekli olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Neredeyse cumhuriyetle yaşıt olan ve cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerden biri olan Kürt sorununun çağdaş sivil demokratik bir yöntem olan diyalog ve müzakere yoluyla çözüme kavuşturulması, demokratik katılım ve temsiliyetin sağlanması, Ademi merkeziyetçi yerinden öz yönetime geçişin önünün açılması, anadilde eğitim, düşünce-örgütlenme-siyaset ve inanç özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması, toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliğinin, sosyal adaletin, hukukun üstünlüğünün sağlanması, Türkiye’nin önünde duran acil gündemlerdir. Cumhuriyetin içeriği ancak bu adımlarla demokratikleşebilir, Türkiye’nin çoğulcu yapısına uygun bir demokratik yönetime ancak böylesine köklü değişim ve dönüşüm reformlarıyla ulaşılabilir.”
Bu arada, BDP Türban nedeniyle tartışmalı hale gelen Çankaya’daki resepsiyona tam kadro katılırken, yereldeki kutlamalar için herhangi bir program çıkarmayarak, il örgütlerinin inisiyatifine bıraktı. (HABER MERKEZİ)