21 Kasım 2010 00:00
OTOBÜSTEN SARI MERCEDESE...
Son üç beş yıldır dönem dizilerini seviyoruz. 60lar olsun, 70ler olsun; içinde bir aşk, bir de robot gibi kurulmuş bir kaç devrimci koyunca oluyor sana dönem filmi. Ha bir de, eski model bir araba, eski model kıyafetleri unutmamak lazım.
İyi de, madem bu kadar meraklıyız, o dönemleri, bir de döneminde çekilmiş dönem filmlerinden izlesek olmaz mı? Bal gibi olur, hatta daha iyi olur. Ne robotlaşmış devrimciler, ne de çakma mahalle havası... Ama zor tabi, o dönemin filmlerinde işçi var, fabrika var, grev var, kavga var, hepsinden önemlisi soru sormak var... Neyse efendim, o dönemlere dair film de yönetmen de çok. Biz özgün bir örnek seçip ilerleyelim. Hatta öyle bir örnek seçelim ki; yönetmeni üzerinden üç ayrı dönemi anımsayalım. Öyle döneme dair herşeyi anlatan çorba filmlerle değil; ayrıntıdan kalkıp, insandan kalkıp hayatı anlatma başarısı gösteren filmlerle... Ha bir de, filmlerin ağırlıkla göçmen işçilerin hayatlarından seçildiğini de eklemeyi unutmayalım. Az, ama öz film yapmış bir yönetmenden söz ediyoruz; Tunç Okandan. Evet, Otobüsün, Cumartesi Cumartesinin, Fikrimin İnce Gülü / Sarı Mercedesin yönetmeni...
Aslı oyuncudur Tunç Okanın bir çok filmde oynadıktan sonra, 1974te ilk filmini çekti. Yasaklı filmler listelerinin vazgeçilmezi oluverdi kısa sürede. Kapitalizme Avrupaya göçen işçilerin hayatıyla ayna tutar Otobüs. Göç yolları, emek, insan hakları, özgürlük, Avrupa hayali ve daha pek çok kavramı hayatın gerçeği ile yüzleştirir; umudun karabasan dönüşmesini adım adım anlatır. Tunç Okan, Otobüsü, bir gazete haberinden yola çıkarak yazmış ve yönetmiş. Hikaye kısaca şöyle; Daha iyi bir hayat için İsveçe giden 9 Türkiyeli, Stockholme ulaşır, ancak şoför onları bir meydanda terk edip gider. Pasaportu da olmayan işçiler, beklerler, beklerler, beklerler... Açık bir meydan hapis kalırlar aslında. Daha iyi bir hayat vaat eden Avrupa hayalinin ortasında sefaletin imgesidir, meydanda hapis olma hali... Usta oyuncu Tuncel Kurtiz başta olmak üzere başarılı bir oyuncu kadrosuna sahip olan filmde, Otobüsün bizzat kendisi de bir anıt, bir simge, hatta filmin içindeki bir karakter olarak yer alıyor.
Tunç Okanın Otobüsünü, 1984 tarihli Cumartesi Cumartesi izliyor. İsviçrede yaşayan Türkiyeli bir ailenin cumartesi gününü anlatır. Avrupalının kuralcılığı ile Türkiyelinin duygusal doğallığı ve şaşkınlığının yarattığı ince mizah ve ironi üzerine kuruludur bu film. Ağırlıkla Avrupalı oyuncuların rol aldığı filmde, bir gün içinde pek çok olay, pek çok ilginç karakter ile tanışır izleyici. Karısını salam yapma hayali kuran kasaptan, diş hekimini deli eden hınzır çocuğa, dönemin ikoncanlarından, kadın peşinde koşan arsız bir Türke... Günlük hayata ve insana dair küçük küçük hikayeler anlatır Cumartesi Cumartesi. İlk filmde yabancı bir ülkede otobüse tutsak kalan işçilerin yerini bu kez, her biri farklı bir şeylere tutsak olmuş karakterler alır. Tutsaklığın ortak noktası insanı yok sayan sömürü ve tüketim odaklı sistem, kısaca kapitalizmdir.
Aslında bu iki film ve sonrasında gelen Fikrimin İnce Gülü / Sarı Mercedes bir üçlemedir; Avrupada yaşayan Türkiye kökenli işçilere dair bir üçleme. İlkinde ilk defa yurtdışına çıkan işçileri anlatan Tunç Okan, bu kez orada hayata dair bir film koyar ortaya. Yine kendi yazar ve yönetir.
1992 tarihli Sarı Mercedese gelince; üçlemenin sonunda bir memlekete dönüş hikayesi bekler bizi. Usta oyuncu İlyas Salman, başrolü sarı bir mercedes ile paylaşır bu filmde. Tunç Okan, Otobüste olduğu gibi Sarı Mercedesi ana karakterlerden biri, bir oyuncu gibi kullanmayı başarmıştır. Bal rengi Mercedes hayaliyle yaşayan göçmen işçi, sonunda Mercedesini alır ve köyüne de yola düşer. Bütün hesabı bal rengi parlak Mercedesi ile gösterişli biçimde köyüne girebilmektir. Bir yol hikayesidir Sarı Mercedes... Yol boyunca Mercedesin başına gelmedik kalmaz. Ama aslolan Bayramın kendiyle hesaplaşması, köyüne dönme yolunda gerçekle yüzleşmesidir.
Yazıyı bir replik ile bitirelim; filmin sonlarına doğru artık hurdaya dönmüş Mercedese bakar Bayram ve şöyle der: Hakikaten sağlam arabaymış, başka araba olsa yürüyemezdi bile...
İyi seyirler efendim...
Mustafa Kara
Evrensel'i Takip Et