2 Ocak 2011 00:00

Manisa’dan abim geldi üniversiteye demokrasi geldi


Bu sefer yumurta falan yoktu.
Bu yüzden o malum medyaşorler, “Orantısız yumurtadan bahsedip öğrencileri;
“terörist…”
Ve ya, “Arkalarında karanlık odaklar bulunan bozguncu güçler…”
Ya da “Dış güçlerin maşaları olarak falan niteleyemedilerse de…”
Yine de, “Huzur güven ortamını ve istikrarı bozmak” isteyenlerin oyuncakları diye iç geçirmediler değil…
Şunun şurası ikinci cumhuriyete tam geçiyorken…
Demokrasi ithal tohumdan imal buğday başakları gibi tüm topraklarda ışıl ışıl boy veriyorken…
İnsan hakları tam olmuş, hayvan hakları bile eksiksiz yerine gelirken, üniversitelerde ki bu öğrenci işleri dış güçlerin işi değilse neydi ama değil mi?
Misal, Radikalin ithal şefi…
Altanlar sülalesi…
Ve memleketin özgür medyasının en hızlı demokrasi aşığı yazarları…
Kim bilir nasıl yumurta aramıştır öğrencilerin ellerinde…
Ellerinde değilse de gizledikleri bir yer vardır mutlaka…
Hiç değilse yumurtaların saklandığı bir hücre evi bari bulunabilse…
Onlar da demokrasi aşkına gerine gerine;
“Nitekim hücre evine yapılan baskında kaynatılmış süsü verilmiş yumurtalar bulundu” diye yazabilse…
Böylece memleket toprağının her milimine yerleşen demokrasimize yönelik “Rafadan komplolar” açığa çıkarılabilse!
Malum yumurtalı eylemden sonra bunların bir kısmı dış güçlerin varlığından bile bahsedebilmişti!
Nasıl anladılarsa şıp diye!
Yumurtalar krıminal daireye mi gönderilmişti acaba?
Yoksa “tubitAK”tan rapor mu gelmişti;
“Yapılan incelemede eylemde kullanılan yumurtaların İsrail menşeli tavuklardan çıktığı saptanmış olup... One munite… One munite!”
***
Ama dedik ya,
Bu kez olayda yumurta yoktu.
Bülent Arınç’ın okula gelişini protesto edeceklerdi.
Ki, demokrasilerde böyle şeyler olacak şey değildi!
Demokrasilerde öğrenciler, işçiler, memurlar ancak alkışlamak için bir devlet büyüğünün yakına gelebilirlerdi?
Yoksa onlara
Demokratik bir rejimde olduğumuzu…
Demokrasilerde hükümet karşıtı protesto olamayacağını…
Bunun ancak faşizm olabileceğini kimse anlatmamış mıydı?
Demek anlatmamıştı?
Ama şimdiye kadar anlatılmamış olması…
Sonsuza değin anlatılmayacağı anlamına gelmezdi!
Nitekim Manisa’da “Demokrasiden nasibini almamış” bir grup üniversite öğrencisi protestoya gelmişti ki…
Yüce bilimsel insan Rektör naçiz bedenini bakanına siper ediverdi;
“Ne yapıyorsunuz burada?” dedi öğrencilere.
Öğrenciler, Kemalist çocuklardı;
“Cumhuriyeti savunma görevini yapıyoruz” dediler.
Yüce bilimsel insan rektör kızdı;
“Ben size cumhuriyeti savunma görevi vermedim!” dedi.
Hani Zamanın Valisi Nevzat Tandoğan’ın, “Bu memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz” dediği gibi!
Öğrenciler sosyalist olsaydı da, sosyalizm diye bağırsalardı…
Rektöre bey; “ Ben size sosyalizm görevi vermedim. Sosyalizm lazımsa onu da biz getiririz!” diyebilirdi.
Böylece cumhuriyeti savunma ya da sosyalizmi kurma…
Görev verme yetkisinin rektörde olduğu meydana çıktı!
Bu kadar işte!
Burhan Kuzu olsa alnından öperdi o rektörü.
Hatta bakarsınız “Cumhuriyeti koruma görevi” için ODTܒnün başına da getirebilirler!
Yücel Sarpdere

Evrensel'i Takip Et