20 Ocak 2011 00:00

Televizyonda gördüm, saçma sapan konuşuyordu. Kanıma dokundu, öldürdüm. Bayrağımızı yere düşürdü, ben de kaldırdım. Vatana ihanet cezasız kalmaz, kimse Türk milletini küçük düşüremez.”
‘Bir Ankara Polisiyesi: Behzat Ç.’nin son bölümünü izlemeyenler, -dünün Hrant’ın katledilişinin 4. Yıldönümü olmasının da etkisiyle-, yukarıdaki ifadelerin, Hrant’ın Katili Ogün Samast’a ait olduğunu düşünebilir. Behzat Ç.’nin 16. Bölümünde azınlık haklarını savunan Profesör Barış Öncü’yü sokak ortasında ensesinden silahla vurarak öldüren beyaz bereli Fatih Keskin “Neden öldürdün?” sorusunu bu sözlerle yanıtlıyordu.
Behzat Ç., Hrant’ın ölüm yıldönümünden önceki pazar yayınlanan son bölümünde izleyicileri şaşırtan bir konuyu gündeme getirdi. Ankaralı deli dolu Cinayetçi Behzat Ç. bütün unsurlarıyla Hrant cinayetinin aynısı bir cinayetin peşine düştü. Öldürülen Profesörün kimliğinden, öldürenin ve azmettirenlerin söylem ve eşgallerine, emniyet güçlerinin katili kollamasına kadar Hrant cinayetinin aynısı bir kurguydu karşımızdaki. Dizi, 4 yıldır adalet bekleyen Hrant cinayetini hatırlatıyor ve sorumlularına işaret ediyordu, tabii ki Behzat Ç. farkıyla.
STAR’DAN ANLAMSIZ BİPLEMELER
Behzat Ç.’yi takip edenler bilir. Behzat Ç.’yi diğer Türkiş polisiyelerden ayıran belki de en önemli özelliği karakterlerin gerçekçiliğidir. Bu gerçekçiliğin en önemli unsurları kabadayılık ve küfür malumunuz. Küfür, RTÜK’çe yasaklı olduğundan, küfürler kanal tarafından biplenir. Dizi ekibi bir ilki gerçekleştirerek dizilerini oto sansür uygulamadan çekiyor, kanal yayına hazırlamadan önce küfürleri bipliyor. Biplenmelerine rağmen küfürler rahatlıkla anlaşıldığından, bipli mipli gerçekliğine uygun izlenebiliyor Behzat Ç..
Behzat’ın Hrant cinayetininin izini sürdüğü son bölüm ise “çok enteresan” bir bipleme uygulamasına sahne oldu. Bu defa sadece küfürler değil, “milliyetçi”, “ülkücü” gibi ifadeler de bipliydi. Beyaz bereliyi sorgulayan Behzat’ın Çırağı Harun’la katil arasında şöyle bir diyalog geçti örneğin,
Harun: Kimsin lan sen?
Bereli: Biiiip (ülkücüyüm)
Harun: Ben de Ankaragüçlü’yüm, amirim de Gençler’li.
Milliyetçi ya da ülkücü olmanın bir küfürden farksız olması, hatta nefret söylemini güçlendirmesi nedeniyle bu sıfatlar biplendi diye de düşünebilir insan ama daha gerçekçi olan yorum, kanalın milliyetçileri kızdırmak istememesi olmalı. Bir önceki bölümde Behzat, bir özel güvenlik görevlisi için “Bunların hepsi mal oluyor” demesine sinirlenen özel güvenlik görevlileri Star’ı protesto etmişti. Bir hafta arayla bu defa da ülkücülerle arayı bozmak istememiş olmalı kanal. Fakat bu biipler koca senaryoyu sansürlemekte o kadar yetersiz ve haliyle anlamsız ki, olsa olsa komik duruma düşürdü sansürcüleri.
CİNAYETİN GERÇEK ÇÖZÜMÜ SOKAKTA
Barış Öncü cinayetinin çözülmesini ve azmettirenlerin elemanların ve ihmali olan kamu görevlilerinin yakalanmasını samimiyetle isteyen ve bu nedenle cinayeti, terörle mücadele ekibinin elinden alıp, tek güvendiği komisere, yani Behzat’a veren korkusuz savcı, gelişmeler karşısında dosyanın tekrar terörün eline düşmesine boyun eğer. Ama bu arada biz cinayetin perde arkasını bir güzel öğreniriz.
Dizinin uyarlandığı Kitabın Yazarı ve Senaryo Danışmanı Emrah Serbes, Hrant’a saygı niteliğindeki bu bölüm için Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda, sanal alemde Hrant’la ve diziyle ilgili verilen destek için bakın neler demiş; “Asıl mecralarda gösterilmesi gereken tepkinin sanal alanlara kayması biraz acı bir gerçek. Sosyal medya bir söylem aracı, ama yalancı bir rahatlama yaşanıyor. Bu dava, facebook’ta profil fotoğrafına Hrant Dink resmi koymakla çözülmeyecek. Hrant Dink sokakta vuruldu, çözüm de oradan gelecek.”
Emrah Serbes’in ‘Her Temas İz Bırakır’dan sonra yine Behzat Ç.’nin kahramanı olduğu ikinci romanı ‘Son Hafriyat’, Hrant’ın eşi Rakel Dink’in, “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamamız lazım kardeşlerim” sözüyle açılıyordu. (İstanbul/EVRENSEL)


Bir fenomen: Behzat Ç.

Emrah Serbes’in ‘Her Temas İz Bırakır’ adlı romanının kahramanı olan Behzat Ç.’nin Star’da yayınlanan dizisi bir kaç kez gün değiştirince se-venleri dizinin düşük seyreden reytingini de düşünüp dizinin yayından kaldırabileceğini düşündü uzun süre. Behzat’ı, 30. sıraya kadar düşüren kötü reytinge rağmen dizi, İnternet’ten izlenme oranlarında muazzam bir yükseliş ve yine İnternet aleminde, -özellikle sözlüklerde- en çok bahsedilen dizilerden biri haline gelince şimdilik yayından kaldırılma riskinden kurtulmuş gözüküyor. Böylece “sanal güç” bu defa bir dizi için sahneye çıkmış ve başarılı olmuş oldu. Bir yandan Behzat’ın onu ‘bir halk kahramanına dönüştürmeye aday hikayeleri bir yandan İnternet desteği Ankaralı kahramanımız giderek bir fenomen’e dönüşüyor. Küçük bir örnek ne söylemek istediğimizi daha anlaşılır kılabilir; Eksi sözlük’te dizi için yapılmış tanımlar 3 bin 500 civarında.


‘OLDU OLACAK HATIRA FOTOĞRAFI ÇEKTİRSEYDİNİZ!’
Behzat Ç.’nin son bölümündeki Hrant cinayetine gönderme yapan pek çok çarpıcı diyalog vardı;
- Beyaz Bereli’yi azmettiren Ayhan Fedai (Siz Yasin Hayal diye okuyun), geçen sene bir bombalama eylemine katılmış, 8 ay önce de cezaevinden çıkmış. Fedai, cinayet büroda, -hiç beklemediği halde- Behzat tarafından ciddi ciddi sorgulanacağını anlayınca, “Beni teröre verin” isteğinde bulunur.
-Profesör Öncü’yü korumakla görevli polis o gün ne hikmetse rapor alır. Koruma polisinin evine giden Behzat Ç. Tabii ki genç polisin turp gibi olduğunu görür. Beyaz bereliyi azmettiren Yasin Hayal kılıklı eleman aynı polis için, “Neden raporlu?” sorusuna, “Sevdiğimiz bir kardeşimiz” cevabını verir.
-Bereli katilin olay yerinden uzaklaşmak için çevirdiği korsan taksinin şoförü, Hayalet’e (Cinayet büronun lakaplı polislerinden biri, diğeri de Akbaba) verdiği ifadede, Bereli için önce “Saf salak bişi” dedikten sonra, azınlık savunucusu Barış Öncü’yü öldürdüğünü öğrenince, “Bilseydim taksi parası almazdım, safsalak dedim ama yiğit bir çocukmuş, bu vatan hainlerine haddini bildiren biri olması lazım” der. Duyarlı şoför vatandaş, bu sözlerle kalmaz, Hayalet, Bereli’yi görüp atağa geçince korna çalarak Bereli’yi uyandırır. Hayalet, bu çok vatansever korsan taksiciye, “Madem vatanını seviyon, neden vergi kaçırıyon” demeyi unutmaz.
-Behzat Ç. ve Çırağı Harun, Bereli ile bir kovalamaca girerler ve metro çıkışındaki polisler Bereli’yi göz göre kaçırırlar. Oysa katil tüm Ankara’da fellik fellik aranmaktadır.
-Bereli genç katilin, bir karakol tarafından yakalandığını duyan Behzat Ç., Hemen karakola gider. Bereli’nin nezarette değil de kurum odasında keyifle tost yediğini görünce, karakol polislerine, “Oldu olacak bir de hatıra fotoğrafı çektirseydiniz” der. Bununla kalmaz Bereli’ye tokadı patlatır.
- Behzat ǒnin müdürü Bereli ve azmettiricisi yakalanır yakalanmaz basına, “Katili ve azmettiricisini yakaladık ve örgüt bağlantısı ya da siyasi yönü olduğunu düşünmüyoruz” açıklaması yapar peşinen. Oysa “Basına ne diyelim?” diye soran küçük müdüre Behzat: “Fatih’in maşa olduğunu, bu adamı kullananların elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını söyleyin” demişti. Dizinin finalinde ise bir başka gönderme vardı. Savcı ve Behzat cinayet planından emniyetin uzun zamandır haberdar olduğunu öğrendiler.
Devrim Büyükacaroğlu

Evrensel'i Takip Et