Kadmos'un yazgısı

Bütün olup bitenler Baştanrı çapkın Zeus'un beyaz bir boğa kılığına bürünerek Avrupa kıtasına adını veren güzel Evropa'yı kaçırmasıyla başladı. Kaçırılan Evropa'nın erkek kardeşi Kadmos; anası ve arkadaşlarıyla birlikte onu kent kent aramaya başladı. Bu aramalarla geçen yıllar içinde anası öldü. Yalnız kalan yorgun Kadmos varıp Trakya'daki tanrı bilicisine akıl danıştı. Bilici de ona Evropa'nın izini sürmesinden vazgeçmesini, onun yerine yeni bir kent kurmasını öğütledi. Önüne çıkan bir ineğin ardına takılacak; bu inek nerede yere çöküp dinlenmeye geçerse, orada kentini kuracaktı. Gene yollara düştü Kadmos… Gerçekten de boz bir ineğe rastladı bir bayırda. İnek otlana otlana yol alıyordu… Kadmos da onun ardına takıldı. Epey bir zaman sonra boz inek, Boiotia denen bir yörede yere çöküp uzandı. Kadmos çevrede su arandı haliyle. Orada Savaş Tanrısı iğrenç Ares'in adını taşıyan bir çoban çeşmesi vardı. Ne var ki bu Savaş Tanrısı, çeşmesinden bile su içirmemek için oraya kimseleri yaklaştırmayan bir canavarı nöbetçi dikmişti… Kadmos bu canavarı öldürdü… Ve Tanrıça Atena da hemen Kadmos'a ayan beyan göründü. Onu kutladı. Ve öldürdüğü canavarın dişlerini söküp toprağa gömmesini öğütledi. Kadmos da Atena'nın dediklerini yerine getirdi. Bir süre sonra canavarın dişlerini gömdüğü yerden silahlı ve savaşçı bir sürü insan çıktı ortaya ve hemen birbirleriyle vuruşmaya başladılar! Sonunda beşi sağ kaldı. Bu çok güçlü adamlarla ve çevredeki köylülerin katkısıyla Tebai kentini kurdu Kadmos… Ne var ki Savaş Tanrısı Ares, canavarını öldüren Kadmos'a kin ve nefret kesilmişti... O artık nereye gitse onun üstüne akla gelmedik belalar yağdırmaya başladı. Sonunda bu tanrıyla uğraşmaktan haliyle Kadmos yorgun düştü. Tanrı Ares, Kadmos'un günahlarından arınması karşılığında kendisine yedi yıl kölelik yapmasını istiyordu durmadan… O da çaresiz onun yanında yedi yıl köle olarak çalıştı. Haliyle Ares onu savaşlarda kölesi olarak bir sürü iğrenç işlerde kullandı. Ama sonunda Kadmos; kendi kurduğu Tebai kentine döndü ve halk onu bir kral olarak coşkuyla karşıladı. Bütün tanrılar, ama özellikle Tanrıça Atena, ona her yerde kol kanat germeye başladı…

Savaşın iğrenç yüzü Kadmos her şeyden önce barışçı bir kraldı. Çünkü yedi yıl kölesi olduğu Savaş Tanrısı'nı ve de savaşların iğrenç yüzünü yakından görmüştü… Bu yüzden Tebai halkının barış içinde kalması için komşu ve kardeş saydığı halklarla, barışı koruma konusunda gereken bütün titizliği gösteriyordu… Tebai krallığındaki insanlar da, gönüllerince topraklarını ekip dikiyorlar, kendi hallerinde huzur içinde yaşayıp gidiyorlardı… Baştanrı Zeus, bir zamanlar kaçırıp seviştiği Kadmos'un kızkardeşi güzel Evropa'nın anısına ya da insan ölçülerinin dışındaki bir dürtüyle Kadmos'u ödüllendirmek istedi. Savaş Tanrısı Ares'le Afrodit'in kaçamak ilişkilerinden doğan güzel Harmoniya'yı eş olarak ona uygun gördü… Ve Olimpos'taki olağan tanrılar toplantısının birinde, bu kararını açıkladı… Hatta düğünün yapılacağı yeri bile belirledi… Düğün, Tebai kentindeki Kadmos tepesi denen yerde yapılacaktı. Ve yeryüzünde düzenlenen bu düğünü ilk kez bütün tanrılar da onurlandıracaktı… Zeus'un bu buyruğundan sonra tanrılar düğün armağanlarını hazırlamaya başladılar. Ne var ki Harmoniya tanrıların gözünde bir günah çocuğuydu! Çünkü Afrodit, Tanrı Hefaystos'la evli olmasına karşın kalkıp Ares gibi bütün tanrıların iğrendiği bir tanrıdan kapmıştı Harmoniya'yı! Ama Tanrıça Atena, Kadmos'u çok beğeniyordu… Üstelik Harmoniya'nın kişiliğinde de bir suç bulmuyordu… Bu yüzden Letafet tanrıçalarına dokuttuğu kumaştan özel bir elbise hazırladı onun için…

Demirci Hefaystos Demirci Tanrı Hefaystos'a gelince… Harmoniya, karısı Afrodit'in kaçamak çocuğuydu… O da Zeus'un buyruğu gereğince bir armağan sunmak zorundaydı. Ama çocuğun bir günahı olmadığını da düşünüyordu… O da bu yüzden usta elleriyle dillere destan olacak pırlantadan bir gerdanlık işledi kendi atölyesinde… Düğün günü de şölende hazır bulunan bütün tanrı ve tanrıçalar; kendi elleriyle armağanlarını bir bir gelinle damada sundular… Ne var ki bu düğünden sonra Kadmos'a ve ülkesi Tebai'ye olanlar olmaya başladı! Atena'nın sunduğu giysiyle pırlanta gerdanlığa göz koyan komşu krallıklar, Harmoniya'nın bir günah çocuğu olduğu ve Tebai halkının namusunu temizleme gerekçesine dayanarak savaş açtılar! Ve bu savaş kuşaklardan kuşaklara sürüp gitti. Ve Tebai'ye savaş açan her egemen kral da her seferinde, Tebai halkının namusunu temizlemek için tanrıların kendisine savaş yetkisi verdiğini öne sürdü…