4 Nisan 2006 21:00

Ozan Şemdîn: Hayatımın işini yaptım

OZAN ŞEMDÎN KİMDİR? İlk kaseti 1986'da 'Dengê Karker' adıyla çıktı. Daha sonra "Ala Rengîn", "Ka Buka Min" ve "Desmala Govendê" isimli aç kaset daha yaptı. 1988- 2003 yılları arasında Koma Berxwedan'da çalışmalar yaparak; grubun 6 kasetinde yer aldı. Med, Medya ve Roj TV'de "Şevbêrka Dengbêjan" ve "Şevbêrk" programlarını hazırladı ve sundu. Evli ve iki çocuğu olan Ozan Şemdîn, "Lê Amedê" şarkısının yapımcısı. Sanatçı, son yıllarda da "Şewbêrka Dengbêjan I-II" kasetlerini de hazırladı ve yayınladı.
Dengbêjlik kültürüne yeni bir nefes verdi. Yeniden ulusa mal etti ve popüler kıldı. Dengbêjler onu seviyor, sayıyor. Bu nedenle ona "Denbêjlerin piri" deniliyor. Şimdiye kadar 2 bin şarkı derleyen ve "Hayatımın işini yaptım" diyen Ozan Şemdîn sanat yaşamını ve dengejlik kültürünü anlattı. Eski bir arkadaşınız olan sanatçı Seyîdxan'ın "Programdan önce 500'den fazla halk şarkısını bilirdi" demişti. Onlar program yapmanızda kolaylık sağladı mı? Katkısı oldu. Ama biz çok zenginiz. Ben okyanusta damlayım. Iğdır'ın Panîk köyünde doğup büyüdüm. Çocukken sayısız oyun oynardık. Gayê Goştî, Birê, Tûr, Qîtik, Şuşlê, Hola Garanê, Hola Veşartî, Têc Qireç, Qalkê Gêlê, Baytan Baytan, Eço Meço, Desmal Ravandin, Şek Şek, Pistuk, Mîr Kizîr oyunlarını... Bu çocukluk oyunları dışında folklorik oyunlarımız da çoktu. O zamanlar Serhad düğünleri davulsuz zurnasız yapılırdı ve şarkılarla düğün halayı çekilirdi. Düğün halaylarında ve dengbêjlerin yanında yüzlerce şarkı ezberledik. 8 yıldır dengbêjlerin programını yapıyorsunuz. Herkes yaptığınız işi övüyor. Verilerle programın yaptığı işi anlatabilir misiniz? 8 yılda 200'den fazla program yaptık. Her programda en az 10 şarkı söyleniyor. Bu 2 bin stran ediyor. Bunlardan 1800 tanesi sadece hafızalarda vardı. Gönül, gurbet, savaş, halay, çalışma, gelin ve dini stranlar... Bunlar kayda alındı, belgelendi. Şimdi bunlar yazıya dökülmeli, notaları çıkarılmalı ve gelecek kuşakların da yararlanması sağlanmalı. Dengbêjlik kültürüne gereken önemin verilmesine katkıda bulunduğum için seviniyorum. Şimdi diğer televizyonlar da dengbêj programları yapıyor. Şehirlerde "Mala Dengbêjan" açılıyor. Konserlerde veya festivallerde özel önem görüyorlar. Yine bizim programlarda şarkıların ve yörelerin öyküleri anlatılıyor. Yani sözlü bir kültür arşivi de oluştu. Şunu da unutmamalıyız. Benim derlediğim şarkılar binde 5'tir. Yani o kadar çok zenginiz. Tek başınıza mı programı hazırlıyorsunuz? Evet, asistanım, yardımcım yok. O nedenle program bayağı yorucu. Her programa ortalama 15-20 kişi geliyor. Bazıları şarkı söylüyor, bazıları sohbet ediyor, bazıları yemek yapıyor. Onları tek tek araştırıyor, ayarlıyor ve getiriyorum. Onlara telefonda yörelerine ait elbiseler giymelerini, hiç söylenmemiş şarkılar getirmelerini rica ediyorum. Böyle yaparak yöre yöre gittik. Örneğin Colemerg (Hakkari) ise gelen misafirler Colemerg elbiseleri giyiyor, oranın yemeklerini yapıyor ve şarkılarını okuyorlar. Yorucu oluyor. Ama hayatımın işini yaptım. En önemli çalışmamdı. O nedenle mutlu ve huzurluyum. Elinizde şu anda çok sayıda okunmamış şarkı var. Sanatçılar sizden şarkı istiyor mu? Kimlere verdiniz? Kasetine almak, sahnede yeni şarkılar söylemek, klasik şarkı okumak için başvuran arkadaşlar çok oluyor. Son yıllarda Canê'ye, Rojda'ya, Kawa'ya, Diyar'a, Cömert'e, Rozerin'e, Seyîdxan'a, Dilovan'a ve Aydın'a şarkılarını verdim. Son aylarda da Beser Şahîn, Xelîl Xemgîn, Şehrîbanê Kurdî, Aydin, Ganî Nar ve Agirê Jiyan istedi. Ülkeden sürekli telefonlar alıyorum. Kaset yapmak isteyen gençler başvuruyor ve şarkı istiyor. Dengbêjler kasetlere şarkılarını okuyup gönderiyor. "Bir dinle" diyorlar. Bizim programlardan korsan kaset yapanlar var. Kürtçe şarkılar ne kadar otantik biçimde söylenirse seviniyorum. Yokoluştan kurtuluyor. Klasik şarkı okuyan sanatçılardan kimi beğeniyorsunuz? Şehrîbanê Kurdî, Rojda, Delîl Dilanar, Aydin, Xelîl Xemgîn, Heme Hecî, Yilmaz Erşahîn, Leyla İşxan ve Cewad Mervanî. Diyana Wekil ve Dicle'ye bazı klasik şarkıları opera okuması için vermek istiyorum. Böylelikle klasiklerimiz daha çok tanınır. Klasikler operaya çok yatkın. Bu nedenle modernleştirip sunabilirler. Beser Şahîn ritmik parçaları güzel okuyor. Güçlü bir sesi var. Klasikleri nasıl okur daha duymamışız. "Yaşayan en büyük dengbêjler kimler" diye sorsak kimleri sıralarsınız? Zahro, Salihê Qubînî, Gûlbihar, Cahîdo, Huseynê Emerî, Fatma Bazîdê, Mehmûdê Hesê, Bekirê Dengbêj, Eda Medo, Esker Demîrbaş, Mahmut Kizil, Fatma Îsa, Genco ve Kazo günümüzün yaşayan büyük sesleridir. Bunlar 50-60 yaş arasındaki dengbêjlerimizdir. Yıllardır dengbêjlerin içindesiniz. Hepimiz bir tanım yapıyoruz onlar için ama Ozan Şemdin'in tanımı bence daha önemli. Siz onları nasıl tanımlıyorsunuz... Dengbêjler sözlü Kürd tarihidir. 40-50 yaş civarındaki dengbêjlerimiz sözlü kültürümüz için birer hazinedir. Onların söylediği şarkılar, melodileri ve tınıları bizi diğer halklardan ayırıyor. Sözlü kültürümüzün belkemiği oluyor dengbêjler. Bu nedenle bir ekip çalışması olması lazım. Arşiv olmaya, yeni nesle taşımaya ihtiyaç duyuyor. Programların yapılması, onlarca yüzlerce kişinin seferber olup folklorümüzü arşivlemesi gerekiyor. Programda Kürdlerin diğer halklardan nasıl ayrı olduklarını da şarkılarla gösteriyorum. Yeni yetişen gençlerimizin de bu kültürümüzü koruması, geliştirmesi, daha modernleştirmesi gerekiyor. Yani daha iyi işleyerek onu daha iyi ölümsüzleştirebilir. Mesela ben bazı şarkıları yeniden okuyorum. Bir şarkıyı sesi güzel olan onlarca sanatçı okumalı ki kalsın. Tarihimiz biraz da şarkılarımızda gizlidir. Şarkılar söylendiğinde insan tarihin sayfalarını tekrar açıp inceliyor ve o günü gözlerinin önüne seriyor. Ozan Şemdîn'in hayali nedir? Binlerce yıldır gelen kültürümüzü sahiplenerek, başka halkların etkisine girmeden, kendi kültür, kimlik ve varlığımız üzerinde Ortadoğu ve dünya halkları içinde bir yerimizin olması ve emeklerimiz üzerinde olmamız. Kültürümüz kimliğimizdir. Biz dilimizi konuşmadığı zaman o şarkıları da dinlemiyoruz. Dinlemediğimiz zaman başkalaşırız. Bir baktın başkalarının içinde eriyip gitmişsin. Oysa başkaları bizim sözlü kültürü alıp kullanıyor. Hayalim birey olarak bu halka, ülkemize elimden geldiği kadar bir şey vermek, katkı sunmak, en iyi hizmeti vermek. Halkımız bize baktığı zaman mutlu olursa mutlu oluyorum. Bunu yaparken de benim gibi ve benden daha iyi olan binlerce insanımızın olmasını istiyorum.

Evrensel'i Takip Et