7 Aralık 2005 04:00
MİT Öcalan'la görüştü
Hürriyet gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, MİT Müsteşarı Emre Taner'in Abdullah Öcalan'la görüştüğünü yazdı. Özkök, askeri yetkililerin daha sonra MİT'in İmralı ile ilişkisini kestiğini ifade etti.
Görüşmenin bugüne kadar devlet arşivlerinde "gizli" tutulan bir bilgi olduğunu belirten Özkök, dünkü köşesinde şunları yazdı; "Şenkal Atasagun'un müsteşarlık görevi yaptığı sırada üst düzey bir MİT yetkilisi, İmralı'ya giderek bölücü örgütün başı Abdullan Öcalan'la görüştü.
Bu, Türk devletinin, sorgulama sırasındakinin dışında bölücü örgüt lideriyle ilk temasıydı.
Bu buluşmanın en ilginç yanına gelince.
MİT adına bu görüşmeyi kim yaptı?
MİT'in bugünkü Müsteşarı Emre Taner.
Yani o görüşmeden sonra MİT Müsteşarlığı'na terfi etti.
Tam olarak teyit edemedim.
Ama Emre Taner, İmralı'da baş başa kaldıkları an Öcalan şunu söylemiş:
Bugüne kadar neredeydiniz?.." Yazısında, görüşmede nelerin konuşulduğunu tam olarak öğrenemediğini, ama Öcalan'ın bazı mesajlar verdiğini tahmin ettiğini anlatan Özkök şöyle devam etti; "Örgütüne direkt mesaj gönderme imkanının bulunmamasından şikayet etmiş, 'Mesajımı dağdaki adama neyle ileteceğim? Bir mektup yazmama bile izin verilmiyor' demiş. Emre Taner, İmralı'dan ilerisi için umut verici bazı izlenimlerle dönmüş. Ya sonra... Sonra, askeri yetkililer MİT'in İmralı ile ilişkisini kesmişler.
"Başbakanlık'ın haberi vardı" Görüşmenin, Öcalan'ın 'sorgulanması' çerçevesinde gerçekleşmiş bir buluşma olmadığını kaydeden Özkök, yazısında; "Yani bir teröristin sorgulanmasından öte bir anlam taşıyordu. O günkü MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un bilgisi dahilinde yapılmıştı. Dolayısıyla Başbakanlık'ın, yani devletin de haberi vardı. Yakın geçmişteki bu olaylara bakınca, biraz riskli olmakla birlikte içimden şu soruyu sormak geçiyor: O gün Öcalan'la ilişki kuran MİT; acaba örgütün dışarıdaki kısmı ile de ilişki kuramaz mı? Tabii ki örgütün içinde MİT'in istihbarat elemanı vardır. Benim kastettiğim, istihbarat toplama düzeyinde değil. Örgütü dağdan inmeye, silahı bırakmaya ikna amacıyla bu iş yapılamaz mı? Biliyorum bazı kızgın insanlar hemen, 'Devlet, terör örgütünü muhatap kabul etmez' diyecek. Elbette etmez. Ama dünyanın bütün istihbarat birimlerinin bir görevi de budur. Geldiğimiz noktada ülke olarak amacımızı ve stratejimizi çok iyi tayin etmeliyiz" ifadelerine yer verdi. Hatırlanacağı gibi MİT Müsteşarı Emre Taner, geçtiğimiz günlerde de Mesut Barzani ile görüşmüştü. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İrfan Dündar ise müvekilleriyle yaptıkları görüşmeler sırasında Öcalan'ın, soruşturma komisyonundan bazı kişilerin kendisiyle görüştüğünü aktardığını ancak bunların devletin hangi kademesinden olduğuna dair bilgisinin olmadığını söylediğini ifade etti.
SAVCI DA GÖRÜŞMÜŞTÜ Abdullah Öcalan, geçtiğimiz hafta avukatlarıyla yaptığı görüşmede, Mudanya Cumhuriyet Savcısı'nın kendisiyle 1.5 saat süren bir görüşme yaptığını söyledi. Savcının Kongra-Gel ve Zübeyir Aydar'la bir ilişkisinin olup-olmadığını, ve onları yönlendirip-yönlendirmediğine ilişkin sorular sorduğunu anlatan Öcalan, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını ifade ettiğini aktardı. Kürtlere yakın internet sitelerinde yayınlanan görüşme tutanaklarına göre Öcalan şunları söyledi; "Onların kendi bağımsız karar mekanizmaları içinde hareket ettiklerini, kendi inisiyatifleriyle başka örgütlenmelere de gidebileceklerini, benim buradan onları yönlendirmemin söz konusu olamayacağını söyledim. Türkiye'nin üzerine oynanan oyunlara, yaratılmak istenen Türk-Kürt çatışmasının önüne geçmek için harcamış olduğumuz bunca emeğe rağmen halen benim çözümün önünde engel olarak gösteriliyor olmamı yine Demokratik Konfederalizm'e ilişkin görüşlerimi savcıya da net bir şekilde söyledim."
Bugüne kadar neredeydiniz?.." Yazısında, görüşmede nelerin konuşulduğunu tam olarak öğrenemediğini, ama Öcalan'ın bazı mesajlar verdiğini tahmin ettiğini anlatan Özkök şöyle devam etti; "Örgütüne direkt mesaj gönderme imkanının bulunmamasından şikayet etmiş, 'Mesajımı dağdaki adama neyle ileteceğim? Bir mektup yazmama bile izin verilmiyor' demiş. Emre Taner, İmralı'dan ilerisi için umut verici bazı izlenimlerle dönmüş. Ya sonra... Sonra, askeri yetkililer MİT'in İmralı ile ilişkisini kesmişler.
"Başbakanlık'ın haberi vardı" Görüşmenin, Öcalan'ın 'sorgulanması' çerçevesinde gerçekleşmiş bir buluşma olmadığını kaydeden Özkök, yazısında; "Yani bir teröristin sorgulanmasından öte bir anlam taşıyordu. O günkü MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un bilgisi dahilinde yapılmıştı. Dolayısıyla Başbakanlık'ın, yani devletin de haberi vardı. Yakın geçmişteki bu olaylara bakınca, biraz riskli olmakla birlikte içimden şu soruyu sormak geçiyor: O gün Öcalan'la ilişki kuran MİT; acaba örgütün dışarıdaki kısmı ile de ilişki kuramaz mı? Tabii ki örgütün içinde MİT'in istihbarat elemanı vardır. Benim kastettiğim, istihbarat toplama düzeyinde değil. Örgütü dağdan inmeye, silahı bırakmaya ikna amacıyla bu iş yapılamaz mı? Biliyorum bazı kızgın insanlar hemen, 'Devlet, terör örgütünü muhatap kabul etmez' diyecek. Elbette etmez. Ama dünyanın bütün istihbarat birimlerinin bir görevi de budur. Geldiğimiz noktada ülke olarak amacımızı ve stratejimizi çok iyi tayin etmeliyiz" ifadelerine yer verdi. Hatırlanacağı gibi MİT Müsteşarı Emre Taner, geçtiğimiz günlerde de Mesut Barzani ile görüşmüştü. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından İrfan Dündar ise müvekilleriyle yaptıkları görüşmeler sırasında Öcalan'ın, soruşturma komisyonundan bazı kişilerin kendisiyle görüştüğünü aktardığını ancak bunların devletin hangi kademesinden olduğuna dair bilgisinin olmadığını söylediğini ifade etti.
SAVCI DA GÖRÜŞMÜŞTÜ Abdullah Öcalan, geçtiğimiz hafta avukatlarıyla yaptığı görüşmede, Mudanya Cumhuriyet Savcısı'nın kendisiyle 1.5 saat süren bir görüşme yaptığını söyledi. Savcının Kongra-Gel ve Zübeyir Aydar'la bir ilişkisinin olup-olmadığını, ve onları yönlendirip-yönlendirmediğine ilişkin sorular sorduğunu anlatan Öcalan, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını ifade ettiğini aktardı. Kürtlere yakın internet sitelerinde yayınlanan görüşme tutanaklarına göre Öcalan şunları söyledi; "Onların kendi bağımsız karar mekanizmaları içinde hareket ettiklerini, kendi inisiyatifleriyle başka örgütlenmelere de gidebileceklerini, benim buradan onları yönlendirmemin söz konusu olamayacağını söyledim. Türkiye'nin üzerine oynanan oyunlara, yaratılmak istenen Türk-Kürt çatışmasının önüne geçmek için harcamış olduğumuz bunca emeğe rağmen halen benim çözümün önünde engel olarak gösteriliyor olmamı yine Demokratik Konfederalizm'e ilişkin görüşlerimi savcıya da net bir şekilde söyledim."
Evrensel'i Takip Et