27 Ağustos 2005 21:00

Barış mesajları verdiler

Gençlik kampını ziyaret eden Uzunburun köylüleri barış mesajı verdiler. Gençlerin 'Yaşasın halkların kardeşliği' sloganı ile karşılaşan köylüler, devletin koruculuk baskısı ile birçok Kürt ailesi gibi göç etmek zorunda bırakıldıklarını belirttiler.

Paylaş
Evrensel Kültür Merkezi'nin düzenlediği Bergama'dan Dikili'ye Barış ve Kardeşlik Buluşması'nı ziyaret eden Uzunburunlu Kürt köylüleri barış mesajı verdiler. Koruyucu olmak istemedikleri için Diyarbakır'ın Silvan ilçesinden göç etmek zorunda bırakılan ve yerleştikleri Dikili'nin Uzunburun köyünde sadece Kürt oldukları için ayrımcılığa ve baskıya maruz kalan köylülerden Sezer Ailesi önceki akşam farklı halk ve kültürlerden 2 bin 500 gencin buluştuğu kampı ziyaret etti. Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel'in karşıladığı köylülerden Tacettin Sezer gece etkinlikleri öncesinde bir konuşma yaparak yaşadığı sıkıntıları anlattı. Gençlerin 'Yaşasın halkların kardeşliği' sloganı ile karşılaşan köylüler, devletin koruyuculuk baskısı ile birçok Kürt ailesi gibi göç etmek zorunda bırakıldıklarını ve 2001 yılında Uzunburun'a geldiklerini belirtti. Aradan 2 gün geçmedi belediye kepçeleri ile etrafımıza kale yapıldı. 4 gün aç susuz kaldık. Dikili'nin herhangi bir köyünden Güneydoğu'ya bir göç olsaydı ekmekleri, suları her şeylerini onlarla paylaşacaklarını dile getiren Sezer, "Emek Gençliği ve EMEP dışında yardım elini uzatan olmadı. Bütün siyasi partilerin, bütün gençlerin bu haklı mücadelemizde yanımızda olmaları gerekirdi" diye konuştu. Hiçbir yeri işgal etmediklerin söyleyen Sezer, "Amerikalılar geldiği zaman her yeri peşkeş çekiyorlar. Ülkenin vatandaşı geldiği zaman adeta öcü gibi bakıyorlar. Kusura bakmayın ben hiç okula gidemedim, cahil kaldım. O da devletin ayıbıdır bence, benim değil. Devlet bana 'gel' diyor, 'Seni tekrar köye gönderelim'. Hadi gönderdin ev bark mı bıraktınız, nereye gideceğiz? Tekrar silah altına mı sokacaksınız? Ne olursa olsun geri dönmeyeceğim koruculuk sistemi kaldırılana kadar gitmeyeceğim" sözleri alkış aldı. Elektirik ve suyun kendilerine verilmediğine de değinen Sezer'in, 'Demek ki vatandaş değiliz, Amerikalı olsaydık bina yapmış olurdum eksiğim kalmazdı" sözleri ise "Kahrolsun Amerikan emperyalizmi" sloganları ile desteklendi. Sezer, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini barış sevgi ve kardeşliğin böyle sağlanacağını vurguladı. Gençler köylüleri alkışlarla uğurladı.


Diyarbakır'dan kardeşlik ziyareti Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Bergama'dan Dikili'ye Gençlik Buluşması'nı ziyaret etti. Ziyaret dönüşünde revir önünde gençlere seslenen Anlı, kamptan çok etkilendiğini belirterek tüm emeği geçenleri kutladı. Farklı kültürlerin ve kimliklerin ortak bir noktada buluştuğunu söyleyen Anlı, "Bu ülkenin aydınlık geleceği, bu kamptaki birliktelik ve kardeşleşme ile çizilen rotadır" dedi. Kamptaki coşku ve heyecanı beraberinde Diyarbakır'a götüreceğini söyleyen Anlı, "Bütün arkadaşlarımızı Diyarbakır'da misafir etmek ve ağırlamak bizim için bir şeref olacaktır. Anlı, "buradaki coşkuyu, kardeşliği Diyarbakır'a da getirmenizi istiyorum" dedi ve gelecek kampta kendisi için bir çadır istedi. Anlı'nın gençlerden barış içerisinde ve aydınlık bir Türkiye için daha fazla çaba sarf etmelerini istemesi gençler tarafından "Yaşasın halkların kardeşliği", "Biji biratiya gelan" sloganlarıyla karşılandı.


Kapitalizm bilimi geliştiriyor mu? Dikili kampında "Kapitalizm Bilimi Geliştiriyor mu?" başlıklı panelde Bilim ve Gelecek dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Ender Helvacıoğlu ve ODTÜ Fizik Bölümü Öğrencisi Erdal Bektaş konuşmacı olarak katıldı. Rönesans, Reform ve sonrasında aydınlık koşulları getiren bilimin günümüzde neredeyse bir uyuşturucu, bir bilinemezcilik aracı olarak kullanıldığı belirtilerek başlanan panelde, Ender Helvacıoğlu da "kapitalizmin bilimi geliştirdiği" tezinin emperyalizmin kullandığı en önemli ideolojik hegemonya araçlarından biri olduğunu belirtti. Emperyalizmin bilimdeki gelişmeleri kendine mal ettiğini; ama bu gelişimin emperyalizmin getirisi olmadığını vurguladı. Bilimin kendi içinde bir mantığı ve gelişimi olduğunu ve üretim ilişkileriyle mekanik bir altyapı-üstyapı ilişkisinde olmadığını; ancak dolaylı bağlı olduğunu belirtti. Helvacıoğlu şöyle devam etti. "Bilimi üç kategori altında incelerken, sınıf çelişkileri ile en doğrudan bağı olan kategorinin teknoloji olduğunu belirtti. Kapitalizmin bilimi alınır-satılır hale getirerek üstünden kâr sağlayarak hakim olduğunun ve bilim emekçilerinin ürettiklerini metalaştırıyor. Bush'un bilinçli tasarımın da müfredata sokulması konusundaki çağrısı bilime egemen sınıf tarafından yapılan müdahalelerin en önemli örneklerinden biridir. Bilimsel kaygılarla hazırlanan yayınlar büyük zorluklarla yayınlanırken, kuşe kağıda basılan Harun Yahya, Adnan Hoca kitaplarının bedavaya dağıtımı söz konusudur. Ayrıca, kapitalizme rağmen yeni bir bilimsel devrimin kapıdadır ve bilimdeki tıkanıklık açılacaktır" dedi. Erdal Bektaş, bilimin bilgi edinme çabası temelinde ve insanların merakından geliştiğini ve dönüştüğünü, dolayısıyla hangi düzen altında olursa olsun bilimin gelişiminin süreceğini belirtti. "Kapitalizm, bilimi ancak işine yaradığı kadar kullanır. İşine yaramayan kısmını, tıpkı gölgesini satamadığı ağaç gibi baskılar. Kapitalizmin bilimi ancak baskıladığı ve gelişimini engellediğinden bahsedilebilir. Başka bir etkisi yoktur" dedi. Sorulan sorular üzerine, güncel görevin gençlerin birleşmesi ve hem kendilerini hem bilimi kapitalizmden kurtarması olarak ifade edildi.


Açık hava sergisi Bergama'dan Dikili'ye Gençlik Buluşması'na fotoğraf, heykel ve resimlerini göndererek destek veren sanatçılar, gençlik buluşmasının gerçekleştirildiği Sotes Tatil Köyü'nde açık hava sergisi açılmasına neden oldu. Fotoğraf Sanatçısı Ali Öz'ün eserlerinden oluşan sergiye gençler ilgi göstermeye devam ederken, Nectaysun Sağlam'ın resim sergisi, Geniş Açı Fotoğraf Sanatı dergisi ve İstanbul Fotoğraf Merkezi'nin işbirliğiyle düzenlenen "Türk Fotoğrafında Genç Soluklar II" isimli fotoğraf sergisinin açılmasıyla birlikte kamp alanı açık hava sergisine dönüştü. Fotoğraf sanatına yeni isimler kazandırmayı amaçlayan "Genç Soluklar", yarışma amacı taşımazken kamp katılımcıları tarafından yoğun ilgi görmeye başladı. "Genç Soluklar", İzmir'den yola çıkarak fotoğrafseverlerle buluşmayı amaçlıyor.


Bütün kamplara katıldım Kampta Grek Uygarlığı ile ilgili panel veren Vedat Demirkol: Üç kampa da iştirak ettim, üç kampa da bildiri verdim. İlki, Berga ma'da "modernizm ve postmodernizm" ile ilgiliydi. İkincisi, Akdere'de "insanın ve sanatın kökeni"ne yönelikti. Şimdi ise, Dikili'de "şişirilmiş Yunan balonunun deşifresi" ile ilgili panel verdim. Her üç kampı da çok gerekli ve değerli bulmaktayım. Gençlerimizin merakına cevap veren kültürel konuları ortaya koymak ve bunlara toplumsal çözümler üretmek üzere harekete geçen anlayışı çok uygun buluyorum. Böylece gençlik teorik olarak, devrimci tutumu pratiğe dönüştürmek konusunda bir deneyim kazandırılmaya çalışılıyor. Bu konunun kökeninde birlikte çalışma, yardımlaşma ve özveriyi gençlerde görmekteyim. Gençlerle birlikte yaşayarak, biz de gençliğin çeşitli niteliklerini öğrenmekteyiz. Karşılıklı iletişim bizi de sevindirmektedir. İşte geldik gidiyoruz. Mirasımız gençlerdir.


Ortak paydada buluşma Kampa kendi çalışmalarıyla katılan Heykeltıraş Latif Sağlam, üretimlerini gençlerle paylaşmak için kamp içinde "33 Kurşun" isimli çalışmasını sergiliyor. Ayrıca gençlerin ilgi alanları ve becerilerini geliştirmek için çeşitli alanlarda kurulan atölyelerden biri olan Heykel Atölyesi öğretmenliğini yürüten Sağlam, gençlik kampını barış, kardeşlik ve özgür bireyler olma yolunda büyük bir adım olarak nitelendiriyor. Van'ın Özalp ilçe sınır köylerinde 1943 yılında yaşanmış katliamı kendi alanı ile yorumlayan Sağlam, tarihe 33 Kurşun diye geçen olayın Kürt illerinde yaşanmış diğer katliamların bir simgesi olarak öne çıktığını belirtiyor. Sağlam, "Hakkari'den Edirne'ye kadar Türkiye'nin dört bir tarafından buluşmaya katılan gençlerin, bütün işleri birlikte üretmesi ve paylaşması, bulaşığından çevre temizliğine her türlü sorumluluğu üstlenmesi ve bütün bu işleri marşlar ve türküler söyleyerek yapması beni çok etkiledi" diyerek, gençlerle aydın ve sanatçıları ortak paydada bir araya getiren böyle bir organizasyonun çok onurlu ve güzel olduğunun altını çizdi. Buluşmayı, savaş ve katliamların yaşanmadığı, çevre tahribatlarının durdurulduğu, barış ve kardeşlik içinde yaşanan gelecek güzel günlerin başlangıcı olarak gören heykeltıraş, gençlerin bu başarısını buluşma sonrasında bir de heykellerin diliyle anlatmaya çalışacağını ekledi.

ÖNCEKİ HABER

İyileşme halka yansımadı

SONRAKİ HABER

Olayları rantçılar tetikledi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...