8 Mayıs 2005 21:00
İstanbul'un sesleri Cannes'da...
"Duvara Karşı", "Solino", "Temmuz'da isimli filmleriyle adından söz ettiren yönetmen Fatih Akın'ın son projesi "Crossing The Bridge-İstanbul Hatırası"
Film 11-22 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan Cannes Film Festivali'nin yarışma dışı özel bölümünde gösterilecek. Fatih Akın, pek çok ünlü ismin yer aldığı festival jürisinde de yer alacak.
"Kebab Connection" filminin galası ve Sezen Aksu'ya klip çekmek için İstanbul'da bulunan Akın, "İstanbul Hatırası" belgesel filmini belgeselde yer alan sanatçılarla birlikte izleyerek, görüşlerini aldı.
Müzisyen ve deli...
Fatih Akın'ın "İstanbul'un seslerindeki gizemi arayışı" olarak özetlenen belgeselde, Baba Zula, Duman, Brenna MacCrimmon, Replikas, Orient Expressions, Erkin Koray, Ceza, Mercan Dede, Selim Sesler, Siya Siyabend, Aynur, Orhan Gencebay, Müzeyyen Senar ve Sezen Aksu gibi sanatçı ve toplulukların ürettikleri müziklerin rotasıyla bir İstanbul yolculuğuna çıkılmış.
Müzik ve görüntünün bir araya gelmesinin çok hoşuna gittiğini dile getiren Akın, bir yönetmenin İstanbul'a olan aşkını anlatmaya çalıştığını belirtiyor. Yönetmen şimdiye kadar çektiği en güzel film ve kendisine en yakın film olduğunu da söylemekten de geri durmuyor.
Türkiye'de "İstanbul Hatırası" olarak gösterime girecek olan filmin özgün müziklerini besteleyen Alexander Hacke, İstanbul'un kültürel kökenlerine, seslerine yapılan bu yolculuk sırasında başrol oyuncusu olarak da yerini alıyor. Fatih Akın, Hacke için, "Müzisyen, deli ve bana lazım. "Einstürzende Neabauten', 25 yıldır müziklerini havayla, suyla, zincirle yapıyor. Hacke yabancı bir kulakla geldi buraya, onun düşüncesi bakışının da çok etkisi oldusu. Kayıtları o yaptı ve Türk müziğine aşık olarak ülkesine döndü" diyor.
Alman avantgart müzik grubu "Einstürzende Neabauten"in 20 yıldır üyesi olan Hacke, İstanbul ve İstanbul'un sesleriyle Akın'ın "Duvara Karşı" filminin müziklerini hazırlarken tanışmış. Deneyler gerçekleştirmeyi ve müzik stilleri koleksiyonu yapmayı seven sanatçı Hacke, yaptığı işi "sokak kayıtları" olarak tanımlıyor. Akın ve Hacke, her gün İstanbul'un yabancı, canlı, çelişkili köşelerinden izlenim, ses ve doku toparlamışlar. Besteler bu seslerden yola çıkılarak hazırlanmış.
İstanbul'da olduğu süre içinde deneysel müzik grubu Baba Zula ile de tanışan sanatçı, bir süre sonra topluluğa bas gitarist olarak katıldı. İstanbul'daki müzikal çeşitliliği koleksiyonuna katmaya karar veren Hacke, bunu Batılı kulaklara, Türk müziğini mümkün olan en geniş yelpazeyle sunabilmek için yaptığını söylüyor. Elektronik seslerden, rock ve hip hop'a, Klasik Türk Müziği'nden arabeske kadar...
Belgeselin çekimleri kimi zaman sokaklarda, yatta, kimi zaman Büyük Londra Oteli, hamam gibi değişik mekânlar da yapılmış. Belgeselinde Kürt müziğinin yasak olduğu dönemlere de değinen yönetmen, bu konuda çeşitli müzik yapımcılarının görüşlerine de yer vermiş.
Yönetmen, şimdi gönül rahatlığıyla tüm biriktirdiklerini dünyanın geri kalanıyla paylaşmaya hazırlanıyor. Akın, Emir Kusturica, Meksikalı oyuncu Selma Hayek, İspanyol oyuncu Javier Bardem, Nobel edebiyat ödüllü Toni Morrison, Hong Konglu yönetmen John Woo, Hintli oyuncu Nandita Das ile Fransız yönetmenler Agnes Varda ve Benoit Jacguot'la birlikte Cannes Film Festivali'nin jürisinde de yer alacak. Belgesel yönetmeninin jüri üyesi olması nedeniyle Cannes'te yarışmayacak ve özel bölümde gösterilecek. Film, Cannes'in ardından 27 Mayıs'ta Türkiye'de gösterime girecek.
Fatih Akın, halen gösterimde olan "Kebab Connection" için, "Senaryosunu yalnız yazmadım. Ölümü, aşkı, yaşamı sorguluyorum filmlerimde. Sorularının cevaplarını da senaryonun kendisi bazen de hayatın kendisi veriyor. Bu filmi de bu nedenle çekmek istemedim. Kendisinin yönetmenliğini yapacağı duyurulan "Soul Kitchen (Ruh Mutfağı)" isimli yeni bir projesini de yine aynı nedenden ötürü çekmeyeceğini anlatıyor Akın.
Akın, Almanya'ya dönmeden önce "Benim için hep vardı. Türkiye'ye veyahut İstanbul'a hep anahtar oldu onun müziği. Onun aşığıydım. "Solino" haricinde bütün filmlerimde onun müziklerini kullandım. O benim en garip filmim oldu, belki de onun müziği yoktu diye" sözleriyle anlattığı Sezen Aksu'nun"Yanmışım, Sönmüşüm Sen" adlı parçasına da klip çekti. 35 mm kısa film gibi olduğunu söylediği klipte, Aksu'yla birlikte kamera karşısına Güven Kıraç, Nejat İşler, Yelda Reynaud gibi oyuncular geçti.
Evrensel'i Takip Et