30 Mart 2005 21:00
Evlerimizi yıktırmayacağız
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Hazine arazisine yapıldığı gerekçesiyle Avcılar Yeşilkent'te 4 binayı yıkması, geriye kalan 37 binayı da yıkacağını ilan etmesinin ardından mahallede gergin bir bekleyiş başladı. Tapularının olduğunu, ancak imar planı geçmediği için ruhsat alamadıklarını belirten mahalle halkı, "Önce belli çıkarları gereği imara göz yumuyorlar. Sonra da Hazine arazisi gerekçesini öne sürerek evlerimizi başımıza yıkıyorlar. Madem öyle, 2000 yılında neden muhtarlık ve sağlık ocağı yapılarak burası mahalle haline getirildi. Yetkililer bunun açıklamasını yapsınlar."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Zabıta Müdürlüğü ekipleri önceki sabah çevik kuvvet polisleri nezaretinde 30 bin nüfuslu Yeşilkent mahallesine gelerek, 41 binanın yıkım işlemini başlatmak istemişlerdi. Büyükşehir Belediyesi'ne tepki gösteren mahalle sakinleri ise sokağa dökülerek, yıkım ekiplerine karşı koymuşlardı. Sonuçta 4 binanın yıkımını gerçekleştiren ekipler, 3 gün sonra tekrar gelmek üzere mahalleden ayrılmışlardı.
Vergi ödüyoruz Yıkımın ardından görüştüğümüz mahalle sakinlerinden Erol Taştemel, mahallede herkesin tapusunun olduğunu, emlak ve çevre temizlik vergisini düzenli ödediklerini belirterek, "Evlerin yapıldığı alanın bir metresi bile Hazine'nin değil, herkesin kendi tapulu arazisidir. Ölçümler yapıldı ama bir türlü imar planı çıkmadığı için ruhsat alamadık. Yerel belediye de insanların ev yapmasına, kat çıkmasına kendi çıkarları için göz yumdu" dedi. Taştemel, Avcılar Belediyesi'nin, "Biz başa çıkamıyoruz, gerekli işlemleri siz yapın" şeklinde valilik ve büyükşehir belediyesine yazdığı şikâyet dilekçelerinin olduğunu da dile getirdi. Kendi imkânlarımızla... Evini, 1997'de, Avcılar Belediyesi'nde çalışan mıntıka mühendisine 60 milyon para vererek yaptığını belirten Sefa Çaktu ise, o günleri şöyle anlattı: "Mühendis, 'parayı ver, 10 gün buraya uğramayayım' dedi. O zamanın parasıyla 60 milyon lira verdim. Zaten nalburu, mühendisi, zabıtası koordineli çalıştığı için evimizi yaptık." Şu anda işsiz olduğu için çok zor durumda olduğunu ifade eden 5 çocuk babası Çaktu, evlerinin yıkılması durumunda sokağa mahkûm edileceklerini anlattı. Fuat Tan, üç sene önce mahalleye taşınmış. Mahallenin elektriğini, suyunu ve altyapısını kendi imkânlarıyla oluşturduklarını anlatan Tan, bütün herkesin tek yumruk olduğunu ve evlerini yıktırmayacaklarını söyledi. Yeşilkent mahallesi Muhtarı Şükrü Baykara ise, yıkım için kendisine dahi tebligat yapılmamasına tepki gösterdi. Baykara da, evlerin yıkılmaması için tüm güçlerini ortaya koyacaklarını ifade etti.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


'Yerli siyanürcü'ye kötü haber! İzmir 1. İdare Mahkemesi'nden Bergama'daki altın madenini geçtiğimiz günlerde satın alan "yerli siyanürcü"ye kötü haber; mahkeme Çevre ve Orman Bakanlığı'nın madene verdiği iznin yürütmesini durdurdu. Bergama Ovacık köyü yakınlarında bulunan ve geçtiğimiz günlerde esas işi davetiyecilik olan Koza Altın şirketi tarafından 44.5 milyon dolara Amerika'lı Newmont'tan alınan maden Ağustos 2004 yılından beri kapalı durumda. Danıştay tarafından madene verilen izinlerin iptali nedeniyle 19 Ağustos 2004 tarihinde üretimine son verilen maden, bunun üzerine yeni bir ÇED raporu hazırlayarak yeniden açılma talebiyle Bakanlıklara başvurmuştu. Madenin bu talebi Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından adeta jet hızıyla uygun görülmüş, bakanlık madenin kapatılmasının üzerinden 9 geçmeden "faaliyetinde sakınca yoktur" diye madene izin vermişti. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın bu iznine itiraz eden İzmir Barosu üyesi bir grup avukatın talebi İzmir İdare Mahkemesi tarafından uygun görülerek madene verilen izinlerin yürütmesi durduruldu. Mahkeme, yeni ÇED raporunda alındığı iddia edilen tedbirlerin yerinde tespiti için bir bilirkişi heyeti kurulmasına karar verdi.
'Basiretli ol' çağrısı Konuyla ilgili İzmir Tabip Odası'nda İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, madenin yeni sahibi KOZA altın'a "basiretli bir işadamı gibi" davranarak madeni hiç çalıştırmama çağrısı yapıldı. Toplantıda konuşan Elele Hareketi sözcüsü Ahmet Soysal idare mahkemesinin verdiği son karar ve daha önce verilen birçok kararın Bergama'daki altın madeninin çalıştırılamayacağını açıkça ortaya koyduğunu belirterek, başta İzmir Valisi olmak üzere tüm yetkilileri mahkeme kararının gereğini yerine getirmeye çağırdı. Basın toplantısında bir soru üzerine açıklama yapan Av. Arif Ali Cangı gazetemizin ortaya çıkardığı ABD Büyükelçisi Edelman'ın mektubundan sonra, madene çok hızlı bir şekilde gerekli izinlerin verildiğini belirterek, Edelman mektubu savunarak benim görevim demişti. Edelman'ın bu müdahalesi, izinlerin verilmesi ve madenin Koza'ya devredilmesi arasındaki bağın dikkatle incelenmesi gerekli" diye konuştu.
Vergi ödüyoruz Yıkımın ardından görüştüğümüz mahalle sakinlerinden Erol Taştemel, mahallede herkesin tapusunun olduğunu, emlak ve çevre temizlik vergisini düzenli ödediklerini belirterek, "Evlerin yapıldığı alanın bir metresi bile Hazine'nin değil, herkesin kendi tapulu arazisidir. Ölçümler yapıldı ama bir türlü imar planı çıkmadığı için ruhsat alamadık. Yerel belediye de insanların ev yapmasına, kat çıkmasına kendi çıkarları için göz yumdu" dedi. Taştemel, Avcılar Belediyesi'nin, "Biz başa çıkamıyoruz, gerekli işlemleri siz yapın" şeklinde valilik ve büyükşehir belediyesine yazdığı şikâyet dilekçelerinin olduğunu da dile getirdi. Kendi imkânlarımızla... Evini, 1997'de, Avcılar Belediyesi'nde çalışan mıntıka mühendisine 60 milyon para vererek yaptığını belirten Sefa Çaktu ise, o günleri şöyle anlattı: "Mühendis, 'parayı ver, 10 gün buraya uğramayayım' dedi. O zamanın parasıyla 60 milyon lira verdim. Zaten nalburu, mühendisi, zabıtası koordineli çalıştığı için evimizi yaptık." Şu anda işsiz olduğu için çok zor durumda olduğunu ifade eden 5 çocuk babası Çaktu, evlerinin yıkılması durumunda sokağa mahkûm edileceklerini anlattı. Fuat Tan, üç sene önce mahalleye taşınmış. Mahallenin elektriğini, suyunu ve altyapısını kendi imkânlarıyla oluşturduklarını anlatan Tan, bütün herkesin tek yumruk olduğunu ve evlerini yıktırmayacaklarını söyledi. Yeşilkent mahallesi Muhtarı Şükrü Baykara ise, yıkım için kendisine dahi tebligat yapılmamasına tepki gösterdi. Baykara da, evlerin yıkılmaması için tüm güçlerini ortaya koyacaklarını ifade etti.
src=/resim/b1.gif width=5>



'Yerli siyanürcü'ye kötü haber! İzmir 1. İdare Mahkemesi'nden Bergama'daki altın madenini geçtiğimiz günlerde satın alan "yerli siyanürcü"ye kötü haber; mahkeme Çevre ve Orman Bakanlığı'nın madene verdiği iznin yürütmesini durdurdu. Bergama Ovacık köyü yakınlarında bulunan ve geçtiğimiz günlerde esas işi davetiyecilik olan Koza Altın şirketi tarafından 44.5 milyon dolara Amerika'lı Newmont'tan alınan maden Ağustos 2004 yılından beri kapalı durumda. Danıştay tarafından madene verilen izinlerin iptali nedeniyle 19 Ağustos 2004 tarihinde üretimine son verilen maden, bunun üzerine yeni bir ÇED raporu hazırlayarak yeniden açılma talebiyle Bakanlıklara başvurmuştu. Madenin bu talebi Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından adeta jet hızıyla uygun görülmüş, bakanlık madenin kapatılmasının üzerinden 9 geçmeden "faaliyetinde sakınca yoktur" diye madene izin vermişti. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın bu iznine itiraz eden İzmir Barosu üyesi bir grup avukatın talebi İzmir İdare Mahkemesi tarafından uygun görülerek madene verilen izinlerin yürütmesi durduruldu. Mahkeme, yeni ÇED raporunda alındığı iddia edilen tedbirlerin yerinde tespiti için bir bilirkişi heyeti kurulmasına karar verdi.
'Basiretli ol' çağrısı Konuyla ilgili İzmir Tabip Odası'nda İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, madenin yeni sahibi KOZA altın'a "basiretli bir işadamı gibi" davranarak madeni hiç çalıştırmama çağrısı yapıldı. Toplantıda konuşan Elele Hareketi sözcüsü Ahmet Soysal idare mahkemesinin verdiği son karar ve daha önce verilen birçok kararın Bergama'daki altın madeninin çalıştırılamayacağını açıkça ortaya koyduğunu belirterek, başta İzmir Valisi olmak üzere tüm yetkilileri mahkeme kararının gereğini yerine getirmeye çağırdı. Basın toplantısında bir soru üzerine açıklama yapan Av. Arif Ali Cangı gazetemizin ortaya çıkardığı ABD Büyükelçisi Edelman'ın mektubundan sonra, madene çok hızlı bir şekilde gerekli izinlerin verildiğini belirterek, Edelman mektubu savunarak benim görevim demişti. Edelman'ın bu müdahalesi, izinlerin verilmesi ve madenin Koza'ya devredilmesi arasındaki bağın dikkatle incelenmesi gerekli" diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et