5 Nisan 2004 21:00
Pi Artworks'de 14 Mart'ta açılan ve 10 Nisan'a kadar izlenebilecek olan Emel Akın'ın gravür sergisinde, sanatçının, otuz bir adet çalışması sanatseverlerle buluşuyor. Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirdiği sergilerden birisinde, çalışmasına adını verdiği, Dante'nin "İlahi Komedya"sında geçen bir cümleden etkilenen ve daha o gün, o cümle ile bir sergi açmaya karar veren Emel Akın'ın sergisi "Lasciate Ogni Speranza, Voi Ch'entrate" yani "Buraya Kim Girerse Umudu Geride Bıraksın" adını taşıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan ve halen aynı bölümde sanatta yeterlik çalışmalarına devam eden Akın, çalışmalarında, insanın varoluş serüvenini kişisel ve toplumsal açıdan irdeliyor. Sergi, Türkiye'de az sayıda açılan gravür sergilerinden biri olma özelliğini de taşıyor.

Her doğum... "Ne olursa olsun umudumuzu asla kaybetmeyelim…" diyen Akın, sergisinde doğumu ve umudu ince bir ironi ile vurguluyor. Yaşama açılan kapıyı anne karnındaki ceninden başlatan Akın için sergide, umut-umutsuzluk, başlangıç-bitiş, yeşerme-çürüme, varlık-yokluk gibi çatışma ve gerilim gibi temalar yansıtılıyor. Sergideki baskıların tamamı siyah ve beyaz renkten oluşuyor. Bu da temelde bu gerilim ve çatışmaya yardımcı olurken, Akın için, temayı ön plana çıkaran vurgulardan biri olma özelliğini barındırıyor. "Ancak" diyor ve ekliyor sanatçı, "Her doğum ölümü de beraberinde getiriyor… Bu doğanın bir kanunu…" Sanatçıyı derinden etkileyen bu fikirler, toplumdaki her bireyde kendisini gösteren bir sistem üzerine kuruluyor. Bireylerin yaşam boyu karşılaştığı başlangıçlar ve bitişler, gerilim ve huzur, mutluluk ve mutsuzluk gibi pek çok olgu ve duyguya da gönderme yapan sergi, bu birikim ve yoğunlukla, sanatçı için özel bir anlam ifade ediyor. Bu anlam kendisini yine yaşam içerisinde buluyor. Sanatçı, bu sergisi ile önceki sergilerinde işlediği "Anne-Çocuk" temasına da atıfta bulunuyor.

Gravür sergileri açılmıyor Türkiye'de açılan sergilerin çoğunun resim ve heykel üzerine olduğunu ve gravür sergilerinin çok fazla açılmadığını belirten sanatçı, "Gravür yapmak zor ve meşakkatli bir iş, ancak bu zorluk olayın küçük bir kısmı. Bu tür sergilerin ortamda fazla görülmemesi biraz da galerilerle alakalı diye düşünüyorum…" diyor. Baskı resmin maddi anlamda karşılığını bulamadığını ve bu yüzden galerilerin ve sanatçıların gravürü tercih etmediğini belirten Akın, gravürün tanınmasını ve yaygınlaşmasını sağlayacak özel atölyelerin de olmadığını, olan birkaç atölyenin de yetmediğini söylüyor. Özgün baskının güzel sanatlarda özel bir bölüm olarak yer almadığını, ek ders olarak verilmesi sebebiyle, uzun bir eğitim dönemi yaşanamadığını ekleyen sanatçı, "Dolayısıyla gravür sanatçısı kimliği kazanılamıyor" diyor ve ekliyor: "Kendimce ressam ve gravür sanatçısı kimliği oluşturmak ve böyle anılmak istiyorum…"

Gençlerin işi zor Genç sanatçı olmanın zorluklarına da değinen Akın, insanın yaptığı işe olan inancını yitirmemesini ve bu bağlamda kendi üretimini diri tutmak için sürekli çalıştığını belirtiyor ve "Sanattan kopamayacak bir his içindeyim…" diyor.

Evrensel'i Takip Et