28 Mart 2004 21:00

Kazanan Cargill kaybeden Türkiye

Cargill, 1865 yılında Amerika'nın Iowa Eyaleti'nin Conover Kenti'nde kurulmuş, yaklaşık 140 yıllık geçmişi olan bir Amerikan şirketi. Günümüzde 60'ın üzerinde ülkede 90 bin çalışanıyla yıllık 60 milyar dolar cirosu olan bir kuruluş.

Paylaş
Cargill, 1865 yılında Amerika'nın Iowa Eyaleti'nin Conover Kenti'nde kurulmuş, yaklaşık 140 yıllık geçmişi olan bir Amerikan şirketi. Günümüzde 60'ın üzerinde ülkede 90 bin çalışanıyla yıllık 60 milyar dolar cirosu olan bir kuruluş. Türkiye'deki ana üretim konularından biri de nişasta bazlı şeker üretimi. Cargill şirketinin Türkiye ile ilk ilişkileri 1960 yılında başladı. Türkiye'de ilk şubesini 1986 yılında açan Cargill, Bursa'nın Orhangazi ilçesinde 1997 yılında 90 milyon dolarlık bir mısır işleme tesisi kurdu. DSİ'nin sulama sahası içerisinde inşa edilen tesisin kapladığı alan, ilk iş olarak sulama sahası dışına çıkarıldı. Bursa Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü tarafından tesisin bulunduğu saha birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi olarak tespit edildi. Şirket, gerek 1997 yılında, gerekse günümüzde geçerli olan mevzuata göre tarımda kullanılması gereken topraklar üzerinde Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kuruldu. Daha sonra Danıştay tarafından izinleri iptal edilmesine karşın fabrika üretimine halen devam ediyor. Şirketin ilk sorunu tarım arazisi üzerinde kurulmuş olması nedeniyle açılan davalarken diğer bir sorunu da nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotası. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde NBŞ için ortalama yüzde 2'lik kota bulunurken, Fransa'da bu oran yüzde 0.42, Almanya'da ise yüzde 0.89. Türkiye'de Şeker Yasası ile bu kota yüzde 10 olarak belirlendi ve Bakanlar Kurulu'na bu miktarı yüzde 50 artırma ve azaltma yetkisi verildi. Bakanlar Kurulu da bu yetkiye dayanarak NBŞ kotasını yüzde 50 artırarak yüzde 15'e çıkardı. Şimdilerde kotanın yüzde 50'lere çıkarılması talep ediliyor. NBŞ üretiminde ana hammadde mısır. Türkiye'nin yıllık mısır üretimi 2 milyon ton ve tüketimi ise 3 milyon ton civarında. Yani Türkiye mısır açığını kapatmak için her yıl 1-1.5 milyon ton mısır ithal etmek zorunda. Bu ithalatın büyük bölümü de Arjantin ve ABD gibi transgenik mısır üreten ülkelerden yapılıyor. Türkiye bu konuda da kobay ülke konumunda.

Sektördeki şirketler NBŞ üretim sektöründe, Cargill, Amylum, Pendik Nişasta, Sunar ve Tat olmak üzere 5 şirket faaliyet gösteriyor. Cargill şirketi 1997 yılında Pendik Nişasta'nın yüzde 50 hissedarı şirketin hisselerini alarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cola Turka vasıtasıyla yakın ilişki içinde olduğu diğer hissedar Ülker grubuyla yarı yarıya ortak oldu. NBŞ sektörünün kurulu kapasitesi 935 bin ton ve bu kapasitenin 440 bin tonluk kısmı Cargill'e ait. Devlet Planlama Teşkilatı'nın raporlarında 2005 yılı için NBŞ hedefi 430 bin ton olarak belirlenmesine karşın Cargill'in kurulu kapasitesi tek başına bu hedefi geçti ve toplam kurulu kapasite de iki katının üzerine çıktı. Amaç ne? Hedefler belliyken kapasiteyi bu hedeflerin kat kat üzerinde artırmanın amacı ne olabilir? Yanıt gayet basit! Türkiye yüzde 65'lik Ortadoğu şeker pazarını elinde tutuyor. Cargill'in kavgası da Ortadoğuda'ki bu doğal şeker pazarını NBŞ pazarına dönüştürebilmek. NBŞ kotasının artırılması olayından doğrudan fayda sağlayacak bir taraf da ABD. Transgenik tohum kullanmak suretiyle diğer tohumlara göre iki kat daha fazla verim alabilen ABD dünya mısır üretiminin yüzde 38'ini yapıyor. Türkiye'deki NBŞ üretimi tamamıyla iç piyasaya yönelik olarak gerçekleşiyor. Bu nedenle de kotanın artırılması durumunda ABD'den ithal edilecek mısır, Türkiye'nin iç piyasasında tüketileceğinden ABD'nin mısır stoklarının eritilmesine yardım edecek. Türkiye şeker üretimi açısından kendine yetebilen bir ülke. Fabrikaların kapasitesi 2.5 milyon ton civarında, şeker tüketimi ise 1.8-2 milyon ton düzeyinde. Fabrikalar tam kapasite çalışabilse yaklaşık 600 bin ton şeker fazlası olacak. Türkiye'de de şekerin tonu tıpkı Fransa'da olduğu gibi 600 dolara üretiliyor. Bu 600 bin tonluk şeker fazlası 300 dolardan dünya piyasalarına verilse 180 milyon dolarlık bir açık oluşacak. İç piyasadaki şekerin perakende satış fiyatına yaklaşık 9 centlik bir ilave yapılmak suretiyle devlete hiçbir yük bindirmeden tıpkı Fransa'da olduğu gibi bu açık kolaylıkla halledilebilir. Ayrıca dış piyasaya verilen şekerden elde edilecek 180 milyon dolar da yine halkın hizmetine harcanabilir. NBŞ üretimi ile şekerpancarından şeker üretimi birbirlerini ters yönde etkiliyor. Birinin artması diğerinin azalması anlamına geliyor. IMF ile 1999 yılında yapılan stand-by anlaşmasıyla tarımsal KİT'lerin ekonomiye yüklerinin azaltılması amacıyla özelleştirilmeleri taahhüt altına alındı. Şeker fabrikalarının da özelleştirilmesine nisanda başlanacak. Oysa, KİT yatırımlarının artırılması ve bu yatırımların verimli bir işleyiş içinde geliştirilmesi Türkiye'nin kalkınabilmesi için en büyük şans. Türkiye'de izlenen yol ise tamamıyla yanlış.

* Ziraat Mühendisi


ŞEKERPANCARI TARIMININ FAYDALARI
  • Şekerpancarı tarımı ile yaklaşık 2.5 milyon çiftçi ailesi uğraşıyor
  • Kırsal kesimde ayçiçeği tarımına göre 4.4 kat, buğday tarımına göre 18 kat daha fazla istihdam oluşturulabilir

  • Şeker fabrikalarında yaklaşık 30 bin kişi çalışıyor
  • Şekerpancarı çiftçisi devlete hiç yük olmadan 170 bin hektar kıraç tarım arazisini tamamıyla kendi yatırımı ile sulu tarıma kazandırıyor. Devletin bu kazancının parasal karşılığı 340 milyon dolar
  • Şekerpancarı tarımı buğdaydan 1.5 kat, ayçiçeğinden 1.9 kat daha fazla makine kullanımına olanak sağlıyor
  • Şekerpancarının baş, yaprak, posa ve melası ucuz hayvan yemi olarak kullanılmakta
  • Şeker pancarının fabrikada işlenmesi sonucu elde edilen melas, maya sanayiinin ana hammaddesi. Melastan üretilen maya 80 ülkeye ihraç edilerek döviz girdisi sağlıyor
  • 1 dekar şekerpancarı, taşımacılık sektörüne 5.7 ton yük sağlıyor. Türkşeker, 2000 yılında taşımacılık sektörüne 15 milyon ton yük sağlayarak 57 trilyon TL ödeme yaptı.


    KOTANIN MISIR ÜRETİCİSİNE FAYDASI YOK NBŞ kotasının artırılmasında yerli üretim mısırın NBŞ üretiminde kullanılacağı ve bunun da yerli mısır üretiminde artışına neden olacağı iddialarıyla kamuoyu yanıltılıyor. Türkiye'de üretilen mısırın, ekiminden ihracatına kadar her alanda desteklenen ve üretiminde de transgenik tohum kullanılması nedeniyle verimliliği çok yüksek olan ABD mısırıyla rekabet edebilmesi mümkün değil. Mısır üretimi 1984 yılında uygulamaya konulmuş olan ikinci ürün projesi kapsamında 1.5 milyon tondan ancak 2 milyon tona çıkarabildi. Dünya Ticaret Örgütü'nün Uruguay Tarım Anlaşması'na göre Türkiye'ye mısır için yüzde 182 gümrük vergisi koyma hakkı var. Ancak Türkiye, mısırın hasat döneminde bu ürünün ithalatında yüzde 20-45 gibi göstermelik gümrük vergileri uyguluyor. Ancak sonra gümrük vergisini yine yüzde 70 gibi göstermelik seviyelere çıkarıldı ve yerli üretici mağdur edildi. Çok daha fazla desteklendiği için ucuza gelen ithal mısır varken hiçbir NBŞ şirketi daha pahalı olan Türkiye'de üretilen mısırı tercih etmiyor. Dolayısıyla, NBŞ kotasının artırılmasının, tamamıyla kendi olanaklarıyla üretimini devam ettirmeye çalışan yerli mısır üreticisine hiçbir katkısı yok.


    FRANSA ÖRNEĞİ AB ülkeleri içerisinde Almanya ile birlikte en çok şekerpancarından şeker üreten Fransa'yı örnek vermek gerekirse; Fransa 2.5 milyon ton şeker tüketimine karşın yaklaşık 4.5 milyon ton pancar şekeri üretiliyor. 2 milyon ton şeker üretim fazlası olan Fransa üretimini kısmıyor. Bunun yerine tonunu 600 dolara ürettiği şekeri 250-300 dolardan dünya piyasalarına veriyor. Şekerin perakende satış fiyatının 1 dolar civarında olduğu Fransa, şeker pancarından şeker üretmeyip tamamıyla dünya piyasalarından ucuz şeker alsa halkına kilogramı 35-40 cente şeker verebilecekken bu yolu tercih ediyor. Dışarıya verdiği ucuz fiyatın açığını kapatabilmek için de iç piyasasındaki şekere bu fiyatı ekliyor. Neden? Çünkü Fransa, şekerpancarı tarımının çiftçisine ve ülke sağladığı faydaları çok iyi bildiğinden üretibildiği kadar üretme yolunu seçmekte.

  • ÖNCEKİ HABER

    ABD Başkanı Bush 'canevinden' vuruldu

    SONRAKİ HABER

    IMF başkanlığı için yarış kızışıyor

    Sefer Selvi Karikatürleri
    Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
    Evrensel Ege Sayfaları
    EVRENSEL EGE

    Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...