10 Aralık 2003 22:00
Genç yazar Özgür Topyıldız'ın Eskişehirspor üzerine yaptığı çalışma İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. Gazeteci İsmail Alkılıçgil'ın zengin fotoğraf arşiviyle destek verdiği kitapta, siyah- kırmızılı takımın öyküsü anlatılıyor.
Özgür Topyıldız, yoğun tempolu bir çalışma ile yazmış kitabını. Bir emek ürünü iş var ortada. Her Eskişehirlinin, her Eskişehirsporlunun değil, futbolla ilgili herkesin okuması gereken bir kitap. Özgür, eski kuşak için olduğu kadar, bilsinler diye kendi kuşağı için de yazmış kitabı. Kitapta, Eskişehirspor'dan önce Eskişehir'de futbol ve genel olarak spor da ele alınmış.
24 yaşındasın ve Eskişehir üzerine yazılmış iki kitabın var: "Eski-şehir'de Karikatür" ve "Eskişiir". Yeni çıkan kitabın da öyle. Konu bu kez futbol. Kitabı çıkartma düşüncesi nasıl oluştu?
Önsözde biraz bahsediyorum; benim genel anlamda Eskişehir'le ilgili çalışmalarım 15 yaşımdayken 1994 yılında başladı. 1995'in Ocak ayında karikatür araştırmasına başladım, 1996'da basıldı. Üniversitede hazırlık okurken şiir kitabını hazırladım 1998'de basıldı ve o periyotları düşününce uzun bir aradan sonra bu kitapla yine ortalara çıktım...
Bu "Eses" kitabı da bu serinin, yani Eskişehir üzerine belki 10 yıl sonra belki 30 yıl sonra bir bütünlük teşkil edecek serinin bir parçası. Dolayısıyla bir Eses taraftarı olmamdan ya da futbola aman aman bir tutkumdan dolayı ortaya çıkmadı bu kitap. Benim asıl derdim Eskişehir ve haliyle ona dair ne varsa... İyisini de kötüsünü de bilmek isterim, yazmak isterim.
Kentin "futbol belleğine" tekrar can vermişsin. Kitapla ilgili ilk tepkiler nasıl oldu?
Kitap ters bir zamanda çıktı aslında... Ramazanın son günlerinde çıktı, araya bayram girdi, reklamı vs. yapılmadı buna rağmen sadece burada 400 civarı sattı. İletişim Yayınları tarafından tüm Türkiye'de dağıtımı yapıldığı için oralarda da bir o kadar sattı. Tahmin ediyorum bu ayın sonlarına doğru ikinci basımı yapacaktır. Bunlar satış olarak beliren tepkiler. Ayrıca elektronik posta yoluyla ulaşan pek çok Eskişehirliyle daha doğrusu kitapseverle de görüşüyorum. Örneğin İstanbul, Ankara gibi iller başta olmak üzere pek çok ilden, Eskişehirli de olmayan insanlardan kutlama mesajları alıyorum. 16 yaşından 76 yaşına kadar pek çok insanın kitabı gözleri yaşararak, yürekleri pırpırlanarak okuduğunu belirtmesi çok heyecan verici geldi bana. Bu güzel bir şey, bunun dışında "profesyoneller"den gelen tepkiler olumlu. Çoğu yazar-çizer önümüzdeki günlerde bu kitaptan ve dolayısıyla Eses'ten bahsedecekler göreceksiniz.
Kitabında Eskişehirspor'un kuruluşu ve sonraki yıllarda elde ettiği başarılara imza atmış birçok isim var. Bu isimleri atlamadan bulup çıkarmak kolay değil. Bu kadar araştırdıktan sonra Anadolu Yıldızı'nın "reçetesi" nedir sence?
Vücut gerekli ortamı bulunca nasıl kendi hastalığını kendi hallediyorsa bu kent de bu hastalığı yine tek vücut olmak suretiyle aşabilir. Güncel isimlere, olaylara girmeye gerek yok. Kent tek vücut olduktan sonra aynı amaç uğruna savaşımını verecek, bünyedeki zararlı maddeleri önce yok edecek. Sonra kentin beyniyle kentin kalbinin aynı ritmi tutturması sağlanacak.
Eskişehir'de kaç mahalle var, 80 diyelim. 80 muhtarın görevi ne; oradaki insanları tanımak ve "erk"le olan ilişkilerinde bir nevi menejerlik yapmak. Bu mantıkla Eskişehir'in her mahallesinde sizin bir futbol muhtarınız olsa, oradaki çocuklardan 100 tanesini size önerse, siz ukalalık yapsanız 20'ye düşürseniz, bir 10 kişi de teknik direktör elese sırf bir mahalleden 10 tane geleceğin topçusunu kazanmış olursunuz. Biraz dolambaçlı anlatıyorum ama çözüm her yönüyle Eskişehir sınırları içinde, başka yerde değil. Eses'in şampiyon kadrolarına bakın, takımın yüzde 80'i 90'ı Eskişehirlidir her zaman. Elin adamı niye senin derdine düşsün ki.. O profesyonellik adı altına topunu oynar gider, o kadar, ama şehirden bir çocuk bilir ki iyi oynarsa lig yükselecektir, lig yükselince otobüsler dolusu insanın akınına uğrayan lokantacı babası da ekmek kazanacaktır, otelci komşusu da. Bu bu böyle bir şey.
Gemi misali vardır ya, onun gibi sonuçta hepimiz bu sahanın içinde birer topçuyuz ve birer mevkiiyi almışız. Paslaşmazsak, yardımlaşmazsak, hep çalıma kaçıp tribünlere oynarsak bu maç bir şeye benzemez. İşte bu Eses kitabında 1960'lı yıllar Eskişehir'inde bu nevi futbol oynamayı başarmış insanların öyküsü olduğu için alınacak dersler olmasa bile altı çizilecek hayatlar var diye düşünüyorum!
Evrensel'i Takip Et