19 Nisan 2003 21:00

Bekri Mustafa evliya oldu!

Eminönü'ndeki Tarih Vakfı binasının yanında, biraz derme çatma ama çelik kapılı iki fenerli bir yapıcık var. Kapının üstünde iki mermer levha. Birinde "Şeyh Abdürraif Şamadani Hazretleri", ötekinin üstünde "Bekri Mustafa Hazretleri" isimleri kazılı.

Paylaş
Bekri Mustafa'yı duymuşsunuzdur mutlaka. Hani, içki yasağına uymayanların öldürüldüğü 4. Murat döneminin ünlü ayyaşı. Zaten Bekri, içmeye sabahtan başlayan ya da gece gündüz içen demek. Ama bizim Bekri Mustafa, 4. Murat'tan yakayı zekâsı, esprileri sayesinde kurtarmayı başarmış. Bu yüzden fıkraları, dilden dile yayılmış, söylence bir kişi kimliği kazanmış. Kimileri 4. Murat'ı içkiye alıştıranın o olduğunu bile söyler. Neyse, anlatırlar ki günün birinde, bir mahallede yoksul bir ölünün namazını kılacak imam bulunamamış. Yol yordam bildiğinden namazı Bekri Mustafa kıldırmış. Sonra da tabut yerine hasıra sarılmış cenazenin kulağına bir şeyler fısıldamış. Cemaat ölüye ne söylediğini merak etmiş. Bekri gülerek:"Öte yanda dünyanın durumunu sorarlarsa, Bekri Mustafa imamlık ediyor, de. Onlar durumu anlarlar," demiş. Dünyanın düzeninin bozulduğunu kendisiyle dalga geçerek anlatan Bekri Mustafa'yı şu ara Adnan Özyalçıner'le sık sık anıyoruz. Çünkü sık sık onun mezarı önünden geçiyoruz. Eminönü'ndeki Tarih Vakfı binasının yanında biraz derme çatma ama çelik kapılı iki fenerli bir yapıcık var. Kapının üstünde iki mermer levha . Birinde "Şeyh Abdürraif Şamadani Hazretleri" , ötekinin üstünde "Bekri Mustafa Hazretleri" kazılı. Binanın kapısını açık buldum geçen gün girdim. Simle ayet işlenmiş yeşil kadife örtülü işlemeli iki sanduka. Öndeki sandukanın kavuğu ve sarığı epey hörmetli, şeyh kavuğu olabilir. Arkadaki sandukanın başındaki serpuş, bektaşi başlıklarını andırıyor. O sandukanın yanında kırık bir mezartaşı da var. Sanırım Bekri Mustafanın sandukası arkadaki. Galiba bu türbede barınan biri ya da birileri de var. İçerinin döşemesi, ısıtma aygıtları böyle bir izlenim veriyor. Adnan Özyalçıner'e "Hani sen; Bekri Mustafa bir gün Balıkpazarı'ndaki bir meyhanede oturduğu yerde ölüvermiş, öldüğü yeri kazıp gömmüşler, demiştin. Bu ne?" dedim. O hiç umursamadı. Ünlü fıkrayı anımsatıp "Bekri Mustafa evliya olmuş dersen, durumu anlarlar" dedi. Bekri Mustafa'nın mezarı kayıtlara göre, gerçekten Emin- önü'ndeymiş. Eskiden burada meyhaneler varmış, mezar da meyhaneler arasındaymış. Yaramaz çocuklarını uslansınlar diye, Babacafer'e getirip tesbihden geçirten kadınlar uğrarmış bu mezara. (Belki kocalarının içmemesini isterlerdi Bekri'den) Babacafer'in mezarı bugün Zindan Han'da. Bekri Mustafa da ona bir iki adımlık uzaklıkta. Halkbilimcilermizden Sabri Koz, Eminönü Balıkpazarı'ndaki 1318/1902 tarihli bir mezartaşında "Bekri Mustafa Baba" yazılı olduğunu, ayyaşlarca buraya saygı gösterildiğini yazar. Aynı araştırmacıya göre, Edirnekapı Mezarlığı'nda da 1235/1820 tarihli bir başka Bekri Mustafa taşı daha vardır. Bu taş Bekri Mustafa'yı Yeniçeri ocağından olarak tanıtır. Gerçekte Bekri Mustafa 4. Murat devrinde (1623-1640) yaşamış olduğuna göre, bu taşlar onunla ilgili olmamalı. Üstelik bizim Bekri Mustafa'nın adaşı ve hemen hemen çağdaşı bir de paşa var. Bekri Mustafa Paşa (1619-1690), Viyana Seferine katılmış, şimdi Malkara'da gömülü bir vezir. Şöylendiğine göre içkiyle arası gayet iyiymiş, ve durum ne olursa olsun, içmekten caymazmış. Fıkra konusu Bekri Mustafa'nın yaşamının ayrıntıları bilinmiyor. İstanbullu yorgancı esnafından Ahmet Ağa'nın oğlu olduğu,bir süre medresede okuduğu, anasıyla babasının ölümüyle genç yaşta içkiye alıştığını kaydeden kaynaklar olduğu yine Sabri Koz'un İstanbul Ansiklopedisi'ne yazdığı makalede yer alıyor. Aynı makaleye göre 17 Yüzyılda Karagöz kişilerinden biri de Bekri Mustafa'dır. Dördüncü Murat'ın da ikinci derecede rol oynadığı bir meddah hikayesinde padişahın bindiği kayığın kayıkçısı Bekrî Mustafa'dır. Zaten onunla ilgili fıkralardan biri de onu kayıkçı olarak anlatır:Dördüncü Murat bir gün veziriyle birlikte kılık değiştirip bir kayığa binmiş. Kayık denize açıldıktan sonra kayıkçı kayığın bir köşesinden bir testicik çıkarıp demlenmeye başlamış. Murat önce, padişah yasağından söz etmiş. Kayıkçı umursamamış. Padişah bu kez kendisiyle arkadaşı için birer yudum içki istemiş. Kayıkçı "siz beyzadesiniz, kaldıramazsınız" deyip geri çevirmiş bu isteği. Ama Murat'ın ısrarı üstüne ikram etmek zorunda kalmış. Murat içtikten sonra yeniden padişah yasağından söz edip, kendinin padişah, yanındakinin de vezir olduğunu açıklamış. Kayıkçı Bekri Mustafa da kahkahayı basmış "Beyzadem kaldıramazsın, dedim sana! Bir yudumla sen padişah oldun, yanındaki de vezir. Bir yudum daha içsen sen Allahlığını o da peygamberliğini ilan edecek". Bekri Mustafa fıkraları 19. Yüzyılda kitaplaşmaya başlamış. Osman Cemal Kaygılı da 1944 yılında onu bir romanda anlatmış. Halkın Bekri Mustafa fıkralarını yüz yıllarca koruyuşu, bu fıkralardaki eleştirilerin siyasal güçlere ve yasaklara yönelik olmasından ve Bekri'nin her seferinde padişahı yenişindendir kuşkusuz. Bu fıkralar Osmanlı kültüründen izler taşıyan Sırp, Romen, Bulgar, Yunan kültürünü de etkilemiş. Eh böyle bir Bekri evliya olmaz mı! Benim en sevdiğim Bekri Mustafa fıkrası da şu: "Dördüncü Murat, Bekri'yi içkiye tövbe ettirmiş. Bir iki saat sonra Balıkpazarındaki kaçak meyhaneleri gezerken Bekriye raslamasın mı. Bekri Murat'ı görünce elindeki testiciği arkasına gizlemek istemiş. Murat "Uzat elini" deyince boş elini uzatmış. "Öteki elini uzat " emrini alınca testiyi tutan elini değiştirmiş. Murat gülerek buyruk vermiş bu kez"İki elini birden uzat". Bekri hemen sırtını duvara dayayarak testiyi sırtına kıstırıp ellerini uzatmış. Murat hınzır bir edayla "şimdi bana doğru gel" deyince de dayanamamış:"Oynama Murat!" demiş."Testiyi kırdıracaksın."
sezer@evrensel.net

ÖNCEKİ HABER

Türkiye demokratikleşiyor!

SONRAKİ HABER

Savaşa koşulan antropoloji

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...