9 Ocak 2003 22:00
Hadi anlaş bakalım!
İşçi ve işveren konfederasyonları yöneticilerinin hükümet yetkililerinin de katılımıyla geçtiğimiz pazartesi günü gerçekleştirdiği zirvenin rengi açığa çıktı. TİSK Başkanı'nın son açıklamaları, Türk-İş, DİSK ve Hak-İş başkanlarının "taviz vermeden mutabakata vardık, Refik Baydur çizgiye geldi" şeklindeki sözlerini de yalanlıyor. TİSK Başkanı Refik Baydur, "İşçi kardeşlerimiz iş güvencesini, işsizlik sigortasını kabul etmesinler, kıdem tazminatı mevcut haliyle devam etsin. İtirazımız yok" diyor.
15 Şubat'a kadar Refik Baydur, Bursa'da AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, İş Kanunu ve İş Güvencesi yasa tasarılarının TBMM'ye eşzamanlı gönderilmesi gerektiğini, İş Kanunu'nun "sumenaltı" edildiğini, İş Güvencesi Yasası'nın ise seçim tavizi olarak çıkarıldığını savunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun, ilgili 4 konfederasyonun temsilcileriyle görüştüğünü belirten Baydur, İş Güvencesi Yasası'nın planlanan zamanda yürürlüğe gireceğini, İş Kanunu, Toplusözleşme ve Grev Kanunu ile Sendikalar Kanunu'nun da 15 Şubat'a kadar tarafların müşterek çalışmasıyla bitirileceğini kaydediyor.
Bakanın tercihi Bu çalışmanın yetiştirilememesi halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın siyasi tercihini kullanarak hazır tasarıyı Meclis'e götüreceğini de söyleyen Baydur, en fazla tartışılan konunun ise kıdem tazminatı olduğunu belirtiyor. Kıdem tazminatı fona mı bağlansın? Yoksa 15 güne indirilerek işverenin sorumluluğunda mı bırakılsın?
Nalıncı keseri Bu noktada işçileri suçlayan Baydur'un düşünceleri şöyle: "Kanun çıkıncaya kadar, çalışan işçi mevcut uygulamaya göre tazminatını her yıl için bir ay üzerinden alır. Burada bir sorun yok. Ancak, Avrupa'da en yüksek tazminat 14 gün. Hatta tazminat olmayan ülkeler de var, Almanya gibi. AB'ye uyacaksak, her alanda uymak lazım. (Kıdem tazminatına dokundurtmayız) deniyor. İşçi kardeşlerimiz iş güvencesini, işsizlik sigortasını kabul etmesinler, kıdem tazminatı mevcut haliyle devam etsin. İtirazımız yok. Nalıncı keseri gibi hep bana olmaz." DİSK Genel Başkanı Çelebi, zirvenin ardından "Oluru zorlayacağız, olmazı değil" demişti. Çizgideki Baydur'un "olur"u bu!
15 Şubat'a kadar Refik Baydur, Bursa'da AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, İş Kanunu ve İş Güvencesi yasa tasarılarının TBMM'ye eşzamanlı gönderilmesi gerektiğini, İş Kanunu'nun "sumenaltı" edildiğini, İş Güvencesi Yasası'nın ise seçim tavizi olarak çıkarıldığını savunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun, ilgili 4 konfederasyonun temsilcileriyle görüştüğünü belirten Baydur, İş Güvencesi Yasası'nın planlanan zamanda yürürlüğe gireceğini, İş Kanunu, Toplusözleşme ve Grev Kanunu ile Sendikalar Kanunu'nun da 15 Şubat'a kadar tarafların müşterek çalışmasıyla bitirileceğini kaydediyor.
Bakanın tercihi Bu çalışmanın yetiştirilememesi halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın siyasi tercihini kullanarak hazır tasarıyı Meclis'e götüreceğini de söyleyen Baydur, en fazla tartışılan konunun ise kıdem tazminatı olduğunu belirtiyor. Kıdem tazminatı fona mı bağlansın? Yoksa 15 güne indirilerek işverenin sorumluluğunda mı bırakılsın?
Nalıncı keseri Bu noktada işçileri suçlayan Baydur'un düşünceleri şöyle: "Kanun çıkıncaya kadar, çalışan işçi mevcut uygulamaya göre tazminatını her yıl için bir ay üzerinden alır. Burada bir sorun yok. Ancak, Avrupa'da en yüksek tazminat 14 gün. Hatta tazminat olmayan ülkeler de var, Almanya gibi. AB'ye uyacaksak, her alanda uymak lazım. (Kıdem tazminatına dokundurtmayız) deniyor. İşçi kardeşlerimiz iş güvencesini, işsizlik sigortasını kabul etmesinler, kıdem tazminatı mevcut haliyle devam etsin. İtirazımız yok. Nalıncı keseri gibi hep bana olmaz." DİSK Genel Başkanı Çelebi, zirvenin ardından "Oluru zorlayacağız, olmazı değil" demişti. Çizgideki Baydur'un "olur"u bu!
Evrensel'i Takip Et