20 Mayıs 2002 21:00
Aşıklardan üstada ağıt
Büyük halk ozanı Aşık Mahsuni Şerif'in ölümünün ardından yüzlerce ozan üstadlarına ağıtlar yaktı. Ozanlar, üstadları Mahsuni'yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken, Mahsuni'nin gösterdiği yoldan halkın sesi, gözü, kulağı olmaya devam edeceklerini vurguladılar.
Maraş'tan İstanbul'a, Çorum'dan Tunceli'ye kadar Türkiye'nin dört bir yanından gelen Mahsuni'nin öğrencileri, halkının sıkıntılarının ve mücadelesinin sesi olan Ozan Mahsuni'nin kendilerini öksüz bıraktığını ifade ettiler. Kimi ozana göre Mahsuni Şerif'in ölümü "toprağa ekilmiş bir fidan" kimisine göre ise "dünyalarının yarısını yitirmek."
'Yüzyılın ozanı' Hacıbektaş'ta üstadı Mahsuni'ye son görevini yerine getirmek için bulunan Sadık Gürbüz Mahsuni'yi 'yüzyılın ozanı" olarak değerlendirirken, "Yüzyılın aşığı nasıl Aşık Veysel ise yüzyılın ozanı da Mahsuni'dir. Gerçekten 'yüzyılın en verimli ozanı' sıfatını hakeden Mahsuni idi. Erken yaşta gitmesinin üzüntüsü, derin burukluğu var, ama Mahsuni Şerif'in o büyüklüğüne, o yüceliğine yaraşır bir coşkuyla, bir sevgi seliyle uğurlanması, bunun bir şölene çevrilmesi onun ne denli sahiplendiğinin de bir göstergesi" diye konuştu. Gürbüz, siyasilerin yuhalandığı bir ortamda Türkiye'nin her bir köşesinden gelip onu son yolculuğuna uğurlamak isteyen gönül dostlarının çok olduğunu vurgulayarak, törenin Mahsuni'yi toprağa defnetmek değil, Hacıbektaş toprağına ekilmesi olduğunu belirtti. Gürbüz, "Töreni, Hacıbektaş toprağına bu Anadolu kültürünün bir tohumunun daha dikilmesi, ekilmesi şöleni diye görüyorum" dedi.
'Pir Sultan misali' Çorum Sungurlu ilçesi Karakaya köyünden gelen Aşık Hasan Kaya önce 'baba'sı Aşık Mahsuni için yazdığı dörtlüğü aktardı; "Felek kırdı ozanların belini/ Kaybımız oldu Mahsuni Şerif/ Görüşüp de tutamadım elini kaybımız oldu Mahsuni Şerif/ Yerini tutacak ozanlar yoktur / Gerçek aşıkların sözleri haktır/ Pir Sultan misali Mahsuni Şerif." Kaya, duygularını sorduğumuzda duraklayarak, gözyaşları içinde, "Duygularımı hiç sormayacaksın, burada yüzbin kişi vardı, beşyüzbin kişi daha olsa azdır. Böyle bir ozan az gelir. Her şeyi yaradan birisidir. Tüm sözleriyle yaradan birisidir. Ayet desem yakışır" dedi.
'Halkın sesi' Aşık Ahmet Yılmaz ise Maraş'tan gelmiş, büyük ozan için. Mahsuni'yi dönemin en büyük ozanı olarak tanımlayan Yılmaz, "Ozanlarımız yaşarken değerleri bilinmiyor. Öldüklerinde adına ucuz kahramanlıklar yapılıyor. Özellikle devlet hiçbir zaman ozanına destek çıkmadığı gibi bugün de Kültür Bakanlığı, halk ozanına sahip çıkmıyor" dedi. Yılmaz, Mahsuni'nin halkla iç içe, sanatından ve kişiliğinden asla ödün vermeyen bir ozan olduğuna dikkat çekerek, yazdığı dörtlüğü okudu; "Gün on dokuz mayıs iki bin iki / seni uğurladık Ozan Mahsuni / Eserlerin bize yadigar kaldı / Gerçeği getirdi dile / Bu uğurda çekti çile / Güzel dost Mahsuni Şerif/ Sistemin zulmüne çattı/ Karanlığı aydınlattı / Zindanlarda dahi yattı / Güzel dost Mahsuni Şerif/ Halktan yana sazı çaldı / Zalimlere korku saldı / Derin sevdalara daldı / Güzel dost Mahsuni Şerif / Halkı ile kucaktaştı / Güzel dost Mahsuni Şerif / İncitmedi hiçbir canı / Severdi gerçek insanı/ Günümüzün Pir Sultanı / Güzel Dost Mahsuni Şerif."
'Yüzyılın ozanı' Hacıbektaş'ta üstadı Mahsuni'ye son görevini yerine getirmek için bulunan Sadık Gürbüz Mahsuni'yi 'yüzyılın ozanı" olarak değerlendirirken, "Yüzyılın aşığı nasıl Aşık Veysel ise yüzyılın ozanı da Mahsuni'dir. Gerçekten 'yüzyılın en verimli ozanı' sıfatını hakeden Mahsuni idi. Erken yaşta gitmesinin üzüntüsü, derin burukluğu var, ama Mahsuni Şerif'in o büyüklüğüne, o yüceliğine yaraşır bir coşkuyla, bir sevgi seliyle uğurlanması, bunun bir şölene çevrilmesi onun ne denli sahiplendiğinin de bir göstergesi" diye konuştu. Gürbüz, siyasilerin yuhalandığı bir ortamda Türkiye'nin her bir köşesinden gelip onu son yolculuğuna uğurlamak isteyen gönül dostlarının çok olduğunu vurgulayarak, törenin Mahsuni'yi toprağa defnetmek değil, Hacıbektaş toprağına ekilmesi olduğunu belirtti. Gürbüz, "Töreni, Hacıbektaş toprağına bu Anadolu kültürünün bir tohumunun daha dikilmesi, ekilmesi şöleni diye görüyorum" dedi.
'Pir Sultan misali' Çorum Sungurlu ilçesi Karakaya köyünden gelen Aşık Hasan Kaya önce 'baba'sı Aşık Mahsuni için yazdığı dörtlüğü aktardı; "Felek kırdı ozanların belini/ Kaybımız oldu Mahsuni Şerif/ Görüşüp de tutamadım elini kaybımız oldu Mahsuni Şerif/ Yerini tutacak ozanlar yoktur / Gerçek aşıkların sözleri haktır/ Pir Sultan misali Mahsuni Şerif." Kaya, duygularını sorduğumuzda duraklayarak, gözyaşları içinde, "Duygularımı hiç sormayacaksın, burada yüzbin kişi vardı, beşyüzbin kişi daha olsa azdır. Böyle bir ozan az gelir. Her şeyi yaradan birisidir. Tüm sözleriyle yaradan birisidir. Ayet desem yakışır" dedi.
'Halkın sesi' Aşık Ahmet Yılmaz ise Maraş'tan gelmiş, büyük ozan için. Mahsuni'yi dönemin en büyük ozanı olarak tanımlayan Yılmaz, "Ozanlarımız yaşarken değerleri bilinmiyor. Öldüklerinde adına ucuz kahramanlıklar yapılıyor. Özellikle devlet hiçbir zaman ozanına destek çıkmadığı gibi bugün de Kültür Bakanlığı, halk ozanına sahip çıkmıyor" dedi. Yılmaz, Mahsuni'nin halkla iç içe, sanatından ve kişiliğinden asla ödün vermeyen bir ozan olduğuna dikkat çekerek, yazdığı dörtlüğü okudu; "Gün on dokuz mayıs iki bin iki / seni uğurladık Ozan Mahsuni / Eserlerin bize yadigar kaldı / Gerçeği getirdi dile / Bu uğurda çekti çile / Güzel dost Mahsuni Şerif/ Sistemin zulmüne çattı/ Karanlığı aydınlattı / Zindanlarda dahi yattı / Güzel dost Mahsuni Şerif/ Halktan yana sazı çaldı / Zalimlere korku saldı / Derin sevdalara daldı / Güzel dost Mahsuni Şerif / Halkı ile kucaktaştı / Güzel dost Mahsuni Şerif / İncitmedi hiçbir canı / Severdi gerçek insanı/ Günümüzün Pir Sultanı / Güzel Dost Mahsuni Şerif."
Evrensel'i Takip Et