17 Nisan 2002 21:00
Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde, 23 çocuğa Kürtçe isimler veren 7 aile hakkında isim değişikliği yapmaları için açılan davanın duruşması önceki gün Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti, Kürtçe isimlerin, "Türk milli kültürüne, ahlak kurallarına, örf ve adetlerine uygun olup almadıkları"nın belirlenebilmesi için Türk Dil Kurumu'ndan (TDK) sorulmasına karar verdi. Mahkemenin en ilginç yanı ise mahkeme başkanının adının da Kürtçe'de "Sütçü" anlamına gelen Şirvan Ertekin olmasıydı. "Süt sağan kadın" anlamına gelen Berivan ile Kürtçe karşılığı "Sütçü" olan Şirvan'ın bu şekilde karşılaşması isimlerin "sakıncalı" olmasının nasıl belirlendiği noktasında düşündürücü oldu. Binlerce Kürtçe ismin her yerde bulunabileceğini de gösteren bu davanın nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.
Kod isim iddiası İçişleri Bakanlığı'nın Kürtçe isimler konusunda 81 valiliğe ve çeşitli kurumlara gönderdiği "uyarı genelgesinden" sonra Dicle Jandarma Komutanlığı 21 Aralık 2001'de 1985-2001 tarihleri arasında ilçe nüfus kütüklerine kaydedilen isimler üzerinde bir araştırma yaptığını belirtmiş ve Dicle ilçesinin Meydan, Uğrak, Üzümlü, Bozoba ve Çavlı köy nüfuslarına kaydedilmiş 7 ailenin 23 çocuğunun isimlerinin "sakıncalı" olduğunu öne sürerek, Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı'na çocukların isimlerinin değiştirilmesi için suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı, yaşları 1 ile 15 arasında değişen Berivan, Zilan, Rojda, Velat, Serhat, Zinar, Baran, Rojhat, Zelal ve Zozan adlı çocukların isimleri nedeniyle babaları Osman Türkan, Mehmet Aydın, M. Salih Esmer, Askeri Aydın, Hüseyin Çakmakçı, Ali Taş ve Mehmet Buyruk hakkında dava açmıştı.
Aileler katılmadı Davalı ailelerin gelmediği duruşmaya Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Fırat Anlı katıldı. Anlı savunmasında, Yargıtay içtihatları uyarınca böyle bir davanın açılmayacağını belirterek, buna ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1 Mart 2000 tarihli 2000/154 sayılı içtihatı birleştirme kararını mahkemeye sundu. Yargıtay kararında belirtildiği gibi söz konusu isimlerin "milli örf ve adetleri incitici" bir özelliğinin bulunmadığını ifade eden Anlı, Yargıtay'ın Rojda isminin Türk örf ve adetlerine aykırı olmadığına dair Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 1992/1351 sayılı kararı bulunduğunu söyledi. Anlı, "Bu dava reddedilmelidir" dedi. Mahkeme heyeti duruşmayı 21 Mayıs 2002 tarihine erteledi. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Rum meclisinin örnek tavrı Ecevit hükümeti, İsrail'e verilen tank ihalesini savunurken, Kıbrıs Rum Yönetimi Meclisi, İsrail'e karşı yaptırım uyguluyor. Meclis, Filistin Lideri Yaser Arafat ile görüşmeye giden Rum milletvekillerine ülkeye giriş izni vermemesi nedeniyle yaşanan diplomatik skandalın ardından, İsrail'den alınacak iki adet casus uçağı ve sahil radarlarının alımı için gerekli bütçeyi serbest bırakmıyor. Rum basını, Rum Meclisi'nin bu bütçeyi serbest bırakmamasında bir başka nedenin de "İsrail'in Türkiye ile yakın askeri işbirliği içinde olması ve Rum Yönetimi'nin Türkiye ile yakın askeri işbirliğinde bulunan bir ülke ile askeri faaliyette bulunmak istememesi olduğunu" yazdı. Rum Meclisi Savunma Komitesi Başkanı ve eski Rum savunma bakanlarından Yannakis Omiru, Rum Savunma Bakanlığı'na bir mektup göndererek, meclisin uçak ve radar konusunda gerekli parayı serbest bırakmayacağı kararını resmen bildireceklerini söyledi. Rum Kesimi'nde Şubat ayında yapılan, iki adet casus uçağı ve sahil radarları alımı ihalesini İsral firmaları kazanmıştı.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


TÜMTİS yine yargılanıyor Türk-İş'e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) yöneticileri ile ambar işçileri bugün yine yargı önüne çıkacaklar. TÜMTİS Ankara Şubesi yöneticileri ile Akdeniz Ambarı işçileri, sendikalaşma haklarının tanınması talebiyle yaptıkları direniş nedeniyle sanık sandalyesine oturtulacaklar. Ankara Şaşmaz'daki Akdeniz Ambarı işçileri, TÜMTİS'e üye olmuşlar, sendikaya üye olan işçilerin patron tarafından işten atılması üzerine de direnişe geçmişlerdi. Direniş süresince birçok kez gözaltına alınan TÜMTİS yöneticileri ve ambar işçilerine, TCK'nın "iş hürriyetini bozmak" suçunu düzenleyen 201'inci maddesi uyarınca iki ayrı dava açıldı. Bu davaların ilki bugün Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek. Davanın savcı Fahrettin Hekimoğlu tarafından hazırlanan iddianamesinde; "TÜMTİS Ankara Şubesi Başkanı ve üyeleri olan sanıkların bir kısım sendika üyelerini işten çıkaran müştekinin işyeri önünde gruplar oluşturup çalışma hürriyetini engelledikleri ve ayrıca bazı sanıkların da müştekinin aracını taşlayarak zararda bulundukları anlaşıldı" deniliyor. Davada yargılanacak TÜMTİS yöneticileri ve Akdeniz Ambarı işçilerinin adları şöyle: Nurettin Kılıçdoğan, Zeki Karacan, Uğur Gökhan Arslan, Hüseyin Akdoğan, Abdullah Vural, Bülent Talip Aksu, Şükrü Akdoğan, Alaattin Coşkun, İsmail Erdoğan, Efendi Kaplan, Ali Hallı, Şahin Altıntaş, Binali Güney, Arif Sümbül, Hüseyin Aktülün, Hüseyin Babayiğit, Bekir Sartepikli, Abidin Kandeyer, Celal Yılmaz, İlyas Demir ve Hacı Çadırlı.
Kod isim iddiası İçişleri Bakanlığı'nın Kürtçe isimler konusunda 81 valiliğe ve çeşitli kurumlara gönderdiği "uyarı genelgesinden" sonra Dicle Jandarma Komutanlığı 21 Aralık 2001'de 1985-2001 tarihleri arasında ilçe nüfus kütüklerine kaydedilen isimler üzerinde bir araştırma yaptığını belirtmiş ve Dicle ilçesinin Meydan, Uğrak, Üzümlü, Bozoba ve Çavlı köy nüfuslarına kaydedilmiş 7 ailenin 23 çocuğunun isimlerinin "sakıncalı" olduğunu öne sürerek, Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı'na çocukların isimlerinin değiştirilmesi için suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine Dicle Cumhuriyet Başsavcılığı, yaşları 1 ile 15 arasında değişen Berivan, Zilan, Rojda, Velat, Serhat, Zinar, Baran, Rojhat, Zelal ve Zozan adlı çocukların isimleri nedeniyle babaları Osman Türkan, Mehmet Aydın, M. Salih Esmer, Askeri Aydın, Hüseyin Çakmakçı, Ali Taş ve Mehmet Buyruk hakkında dava açmıştı.
Aileler katılmadı Davalı ailelerin gelmediği duruşmaya Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Fırat Anlı katıldı. Anlı savunmasında, Yargıtay içtihatları uyarınca böyle bir davanın açılmayacağını belirterek, buna ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1 Mart 2000 tarihli 2000/154 sayılı içtihatı birleştirme kararını mahkemeye sundu. Yargıtay kararında belirtildiği gibi söz konusu isimlerin "milli örf ve adetleri incitici" bir özelliğinin bulunmadığını ifade eden Anlı, Yargıtay'ın Rojda isminin Türk örf ve adetlerine aykırı olmadığına dair Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 1992/1351 sayılı kararı bulunduğunu söyledi. Anlı, "Bu dava reddedilmelidir" dedi. Mahkeme heyeti duruşmayı 21 Mayıs 2002 tarihine erteledi. src=/resim/b1.gif width=5>



Rum meclisinin örnek tavrı Ecevit hükümeti, İsrail'e verilen tank ihalesini savunurken, Kıbrıs Rum Yönetimi Meclisi, İsrail'e karşı yaptırım uyguluyor. Meclis, Filistin Lideri Yaser Arafat ile görüşmeye giden Rum milletvekillerine ülkeye giriş izni vermemesi nedeniyle yaşanan diplomatik skandalın ardından, İsrail'den alınacak iki adet casus uçağı ve sahil radarlarının alımı için gerekli bütçeyi serbest bırakmıyor. Rum basını, Rum Meclisi'nin bu bütçeyi serbest bırakmamasında bir başka nedenin de "İsrail'in Türkiye ile yakın askeri işbirliği içinde olması ve Rum Yönetimi'nin Türkiye ile yakın askeri işbirliğinde bulunan bir ülke ile askeri faaliyette bulunmak istememesi olduğunu" yazdı. Rum Meclisi Savunma Komitesi Başkanı ve eski Rum savunma bakanlarından Yannakis Omiru, Rum Savunma Bakanlığı'na bir mektup göndererek, meclisin uçak ve radar konusunda gerekli parayı serbest bırakmayacağı kararını resmen bildireceklerini söyledi. Rum Kesimi'nde Şubat ayında yapılan, iki adet casus uçağı ve sahil radarları alımı ihalesini İsral firmaları kazanmıştı.
src=/resim/b1.gif width=5>



TÜMTİS yine yargılanıyor Türk-İş'e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) yöneticileri ile ambar işçileri bugün yine yargı önüne çıkacaklar. TÜMTİS Ankara Şubesi yöneticileri ile Akdeniz Ambarı işçileri, sendikalaşma haklarının tanınması talebiyle yaptıkları direniş nedeniyle sanık sandalyesine oturtulacaklar. Ankara Şaşmaz'daki Akdeniz Ambarı işçileri, TÜMTİS'e üye olmuşlar, sendikaya üye olan işçilerin patron tarafından işten atılması üzerine de direnişe geçmişlerdi. Direniş süresince birçok kez gözaltına alınan TÜMTİS yöneticileri ve ambar işçilerine, TCK'nın "iş hürriyetini bozmak" suçunu düzenleyen 201'inci maddesi uyarınca iki ayrı dava açıldı. Bu davaların ilki bugün Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek. Davanın savcı Fahrettin Hekimoğlu tarafından hazırlanan iddianamesinde; "TÜMTİS Ankara Şubesi Başkanı ve üyeleri olan sanıkların bir kısım sendika üyelerini işten çıkaran müştekinin işyeri önünde gruplar oluşturup çalışma hürriyetini engelledikleri ve ayrıca bazı sanıkların da müştekinin aracını taşlayarak zararda bulundukları anlaşıldı" deniliyor. Davada yargılanacak TÜMTİS yöneticileri ve Akdeniz Ambarı işçilerinin adları şöyle: Nurettin Kılıçdoğan, Zeki Karacan, Uğur Gökhan Arslan, Hüseyin Akdoğan, Abdullah Vural, Bülent Talip Aksu, Şükrü Akdoğan, Alaattin Coşkun, İsmail Erdoğan, Efendi Kaplan, Ali Hallı, Şahin Altıntaş, Binali Güney, Arif Sümbül, Hüseyin Aktülün, Hüseyin Babayiğit, Bekir Sartepikli, Abidin Kandeyer, Celal Yılmaz, İlyas Demir ve Hacı Çadırlı.
Evrensel'i Takip Et