9 Nisan 2002 21:00
Ortadoğu'da şu anda yaşanmakta olan katliamı düşününce, bundan 54 sene evvel yaşanmış kanlı bir tarihi aydınlatmak nedensiz -hatta biraz ters- görünebilir. Ancak, 1948 yılının Nisan ayında Deir Yasin adlı Filistin köyünde yaşananlar öylesine simgesel ki, Arap-İsrail uyuşmazlığının DNA'sı olarak sunulabilir. 9 Nisan 1948 sabahının ilk saatlerinde, Menahem Begin tarafından yönetilen Irgun komandoları ve Lehi çeteleri, ana Yahudi örgütü olan Haganah'ın içinden küçük seçkin bir birimin yardımıyla, Kudüs'ün batısındaki Deir Yasin köyüne bir saldırı düzenledi. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 100 Filistinli katledildi. Katliamın savunucuları, bu saldırının, Batı Kudüs'teki kuşatmayı kırmak için gerçekleştirildiğini ve Deir Yasin'in sessiz sakin bir köy değil, ürkütücü silahlarla donanmış bir Arap karakol noktası olduğunu iddia ettiler. Diğerleriyse, saldırı zamanında Deir Yasin'in huzur dolu bir köy olduğunu, komşu Yahudi yerleşimi Givat Şaul'le saldırmazlık anlaşması imzaladığını ve bahsi geçen "ürkütücü" silahların birkaç eski Türk tüfeğiyle iki makineli tüfekten ibaret olduğunu ifade ediyorlar.

Kara bir leke Yahudi liderler saldırıyı kınamakta gecikmedi. Başbakan David Ben Gurion, Ürdün Kralı Abdullah'a taziyelerini iletirken, Yahudi teolog ve filozof Martin Buber saldırıyı, "Yahudi ulusunun onuruna sürülen kara bir leke" ve "hiçbir pratik askeri gereksinimlerin bu tür katliamları haklı göstermeye yetmeyeceğine ilişkin Yahudiler'e yapılmış bir ikaz" olarak tanımladı. Öte yandan, 1952 tarihinde yayınlanan anılarında Menahem Begin, "Deir Yasin olmasaydı ortada bir İsrail olmayacağını" ve bu saldırıdan sonra Siyonist güçlerin "tereyağı üzerinde sıcak bir bıçağın kayışı gibi" ileriye gidebildiğini söylemektedir. Daha sonra, aldığı tavsiyelerin ışığında, bu cümleleri sonraki baskılardan çıkardı. Deir Yasin sadece, o zamandan beri süren ve artık kimsenin sırasını takip edemediği bir şiddet ve karşı-şiddet döngüsü yarattığı için değil (Saldırıdan iki gün sonra, Arapların kurduğu bir pusuda 77 Yahudi doktor, hemşire ve tıp öğrencisi hayatını kaybetti), Filistinlilerin topraklarına el konuluşunu sembolize ettiği için de önemli. Resmi tarihe göre... Köy bir yıl içinde, Polonya'dan, Romanya'dan ve Slovakya'dan gelen Ortodoks Yahudilerle dolduruldu, mezarlığı yerle bir edildi ve ismi haritalardan silindi. İsrail resmi tarihi, 1948'de Filistinliler'in topraklarını terkedip gittiklerini yazıyor. Deir Yasin bunun sebebini ortaya koyuyor: İsrailli düzeltmeci tarihçi Benny Morris, Filistinliler'in kaçışını hızlandıran tek olayın bu katliam olduğunu belirtmekte. Ne ironiktir ki, havanın açık olduğu günlerde Nazi Soykırımı Anıt Müzesi Yad Vaşem'den Deir Yasin görünmektedir. Bu sene ise Deir Yasin günü, Yom Haşoah (Nazi Soykırımını Anma Günü) ile aynı güne denk geldi. Deir Yasin, pek çok Yahudide muazzam bir endişe yaratıyor; bu günün anılması kendi trajedilerinin büyüklüğünü azaltabilir ve bir şekilde Nazi Soykırımı anmalarının yerini alabilir diye. "Filistinliler Auschwitz'i andıkları gün biz de Deir Yasin'i anarız" diyorlar. Oysa ki ortada böyle bir denklik yok: Deir Yasin'den İsrailliler sorumlu, ancak Auschwitz'in sorumluları Filistinliler değil.

Kurbanların kurbanları Nazi soykırımı, Ortadoğu'da bir bahane olarak yeni bir ahret yaşıyor. Bazı Siyonistler, soykırımdan kurtulan umutsuz Yahudilerin kendi devletlerine kavuşma kararlılıklarından dolayı Deir Yasin'in "talihsiz ancak kaçınılmaz" olduğunu söylüyor. Edward Said'e göre ortada, "kurbanların kurbanları" var. Yahudiler'in çektiği acıların Filistinliler'in acısına karşılık olarak sunulmasına öfkelenen Araplar ise, Nazi soykırımını reddedişe yöneliyor. İsrail ordusunun, Deheyşe mülteci kampındaki genç erkeklerin etrafını kuşatıp ellerini kelepçeleme ve gözlerini bağlama görüntülerine karşılık Nazi soykırımıyla ilişkili bahaneler öne sürülmesi çok tiksindirici. Bu insanların kollarına mürekkeple numaralar yazılması da, paralel Nazi uygulamalarını hatırlatıyor. Askeri yorumcu Amir Ören, 25 Ocak tarihinde İsrail gazetesi Ha'aretz'de çıkan yazısında, işgal altındaki topraklarda bulunan bir İsrailli askeri yetkilinin, komutanlarıyla ilgili olarak "öncelikle, evvelki muharebelerden ve -ne kadar şok edici olursa olsun- Alman ordusunun Varşova gettosundaki isyanı bastırmasından çıkarılan dersleri analiz etmeleri ve içselleştirmeleri gerektiğini" söylediğini aktarıyor. Geçtiğimiz sene Deir Yasin Günü, ilk kez binlerce Filistinli'nin, Yahudi'nin (kendinden nefret etmekle ilgili kaçınılmaz okları göze alarak) ve diğerlerinin katıldığı muazzam bir gösteriyle Londra'da anıldı. Gösteride bulunan dört hahamdan ikisi, "Bu bize, bir din adamı, bir Yahudi ve olumlu anlamıyla bir Siyonist olarak yapılması gereken bir şey gibi geliyor" diyerek orada bulunuşlarını açıkladılar. Bu yıl, Londra'da gerçekleştirilen iki törenden ayrı olarak, İskoçya'da, Hertfordshire'da, Leicester'da ve Manchester'da da, dünyada yapılan 17 anma töreninin bir parçası olarak gösteriler düzenlendi.

Doğrular dışlanmamalı Barış hareketinin içinde yer alan ve İsrail dışında yaşayan bazı Yahudiler, bugünün Deir Yasin'i anmak için uygun bir zaman olmadığını, bunun kurban fikrini tetikleyeceğini ve birbirini suçlama oyununda yeni bir raund yerine geçeceğini düşünüyor. Yahudiler ve Filistinliler, kurban statülerini 'denize atıp' ileriye doğru birlikte harekete geçmeleri gerektiği konusunda birleşiyorlar. Benim duygularım ise, bunu Filistin tarihini akıllarda tutmayarak yapmanın, Güney Afrika'daki Gerçek ve Uzlaşma Komisyonu'nu kurup doğruları dışarıda tutmak gibi bir şey olacağını söylüyor. Genel olarak, anma günlerinin işe yararlığı konusunda kuşkularım vardır. Ancak, Kielce'de ve Jedwabne'de Yahudiler'e karşı uygulanan soykırımı hatırlayacak olduğumuzda, başka insanların trajedilerinin silinip gitmesi için tezgah hazırlayamayız. Geçtiğimiz hafta Paskalya'yı kutladık; Yahudiler'in Mısır'dan göç edişlerinin anısına. Bu acı verici olabilir ama, Filistinliler'in İsrail'den kaçışını hatırlamak için aynı yöntemi kullanmak yaralarımızı iyileştirebilir.

(The Guardian'dan çeviren Defne Orhun)

Evrensel'i Takip Et