25 Şubat 2002 22:00
Bu kez bahane rekabet
Koç Holding'e bağlı BEKO, kriz döneminden yüzde 100 büyüyerek çıktı. Bu büyemenin işçilere olumlu yönde yansıması bekleniyorken, tam tersi oldu. İşçilerin ellerindeki haklar birer birer geri alınmaya başlandı. Bir kaç ay önce kriz bahanesi ile yüzlerce işçinin işten atıldığı BEKO'da, bu kez "Vestel gibi sendikasız işyerleri ile rekabet edilemeyeceği" gerekçesiyle işe yeni alınan işçiler, taşeron olarak gösteriliyor ve ücretler düşürülüyor.
Fabrika içinde çıkan BEKO adlı bütlende açıklama yapan BEKO Genel Müdürü Aydın İ. Çubukçu, 2 bin kişinin çalıştığı BEKO'nun "dünya firması" olduğunu belirterek, BEKO'nun krize rağmen yüzde 100 büyüyebilen nadir şirketlerden biri olduğunu ifade ediyor. Çubukçu, BEKO'da TPM adı verilen esnek çalışmanın sonuçlarını ise şöyle aktarıyor: "TPM uygulamalarından önce bir televizyon 1.72 saatlik bir işçilik ile üretilirken, TPM ile birlikte bu zaman 0.85'e düşürüldü. 2.2 milyon dolar tasarruf elde edildi." Bu rakamın daha da aşağıya çekilmesi hedefleniyor.
Üretim hedefi arttı 1996 yılında 1800 işçi çalışan BEKO'da yıllık üretim 640 bin televizyondu. Esnek çalışma uygulamaları ile işçilerin çalışma tempoları artırıldı ve 2001 yılında işçi sayısı 1470'e düştüğü halde üretilen televizyon sayısı 2 milyon 200 bine çıktı. BEKO'da 2002 yılı için hedeflenen üretim sayısı ise 1700 işçi ile 4 milyon televizyon üretmek. 2001 yılında işçi başına yılda 1500 televizyon düşerken, BEKO yöneticileri 2002 yılında işçileri daha fazla çalıştırarak bu sayıyı 1800'e çıkartmayı planlıyor. Bu planın hayata geçmesi işçilerin eskisine göre üç kat daha fazla çalışması anlamına geliyor.
İşçi alınıyor ama BEKO kriz gerekçesiyle attığı 300 işçiyi asgari ücetle çalışmak üzere işe geri çağırdı. Ancak Grundig ile yapılan anlaşma gereği yetiştirmesi gereken televizyonlar için yeni işçiler alıyor. Siparişlerin yetişmesi için 250'ye yakın yeni işçi alan BEKO, bu işçileri kendisine bağlı taşeron firma üzerinden çalıştırıyor. İşçiler üretimin içinde oldukları halde böyle bir uygulamanın kabul edilmesini fabrikada örgütlü Türk Metal Sendikası da tıpkı patronlar gibi "rekabet"le açıklıyor. Türk Metal İstanbul Şube Başkanı Mehmet Soyupek, MESS ile imzaladıkları toplusözleşme gereği Mart ayında verilecek zammın taşeron işçilere yansıtılmasının engellenmesi için patronların böylesi bir yöntem izlediğini söyledi. Mart ayından sonra bu işçilerin de kadroya alınacağı, bu şekilde işe alınacak işçilerin sayısının daha da artacağı öne sürülüyor.
Üretim hedefi arttı 1996 yılında 1800 işçi çalışan BEKO'da yıllık üretim 640 bin televizyondu. Esnek çalışma uygulamaları ile işçilerin çalışma tempoları artırıldı ve 2001 yılında işçi sayısı 1470'e düştüğü halde üretilen televizyon sayısı 2 milyon 200 bine çıktı. BEKO'da 2002 yılı için hedeflenen üretim sayısı ise 1700 işçi ile 4 milyon televizyon üretmek. 2001 yılında işçi başına yılda 1500 televizyon düşerken, BEKO yöneticileri 2002 yılında işçileri daha fazla çalıştırarak bu sayıyı 1800'e çıkartmayı planlıyor. Bu planın hayata geçmesi işçilerin eskisine göre üç kat daha fazla çalışması anlamına geliyor.
İşçi alınıyor ama BEKO kriz gerekçesiyle attığı 300 işçiyi asgari ücetle çalışmak üzere işe geri çağırdı. Ancak Grundig ile yapılan anlaşma gereği yetiştirmesi gereken televizyonlar için yeni işçiler alıyor. Siparişlerin yetişmesi için 250'ye yakın yeni işçi alan BEKO, bu işçileri kendisine bağlı taşeron firma üzerinden çalıştırıyor. İşçiler üretimin içinde oldukları halde böyle bir uygulamanın kabul edilmesini fabrikada örgütlü Türk Metal Sendikası da tıpkı patronlar gibi "rekabet"le açıklıyor. Türk Metal İstanbul Şube Başkanı Mehmet Soyupek, MESS ile imzaladıkları toplusözleşme gereği Mart ayında verilecek zammın taşeron işçilere yansıtılmasının engellenmesi için patronların böylesi bir yöntem izlediğini söyledi. Mart ayından sonra bu işçilerin de kadroya alınacağı, bu şekilde işe alınacak işçilerin sayısının daha da artacağı öne sürülüyor.
Evrensel'i Takip Et