Armutlu'da ölenlerde kurşun izleri

Armutlu'da ölenlerde kurşun izleriÇağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'nde dün basın toplantısı düzenleyen avukatlar, Küçükarmutlu'daki operasyonda yaşamını yitirenlerin vücutlarında kurşun yaraları olduğunu söyleyerek, bu operasyonda da yakıcı kimyasal maddeler kullanıldığına dair izlenimler edindiklerini aktardılar. Bu arada, saldırıyı protesto için 4 tutuklu kendisini yaktı. İHD İstanbul Şubesi, Küçükarmutlu'daki gözlemlerinin yer aldığı raporu Emniyetten Sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı Osman Demir'e sunarken, Adana ve Malatya'da yapılan açıklamalarla saldırı kınandı.

Kimyasal madde iddiasıÇHD İstanbul Şubesi avukatları, Armutlu operasyonu hakkında basına bilgi verdi. Otopsiye alınmadıklarını, ancak ölen dört kişiyi savcının izniyle otopsi öncesi gördüklerini bildiren Avukat Nurhayat İşyapan, Arzu Güler haricinde Sultan Yıldız, Bülent Durga ve Barış Kaş'ın vücudunda kurşun yaraları tespit ettiklerini ve Yıldız'la Kaş'ın kafasında kurşun deliğine benzer delik gördüklerini aktardı. Ölülerin vücutlarında yanıklar olduğunu, ancak bu yanıkların ölüme sebebiyet verecek derecede olmadığını dile getiren İşyapan, Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklulardan bazılarının kimyasal maddelerle yakıldığı hatırlatmasında bulunarak, Arzu Güler'in baş bölgesinde tespit ettikleri yanığın kimyasal bir madde ile meydana geldiği izlenimi edindiklerini söyledi. Görgü tanıklarının operasyon sırasında Arzu Güler'in evin içerisinde olduğunu Sultan Yıldız, Eylem Göktaş ve Barış Kaş'ın ise kol kola girerek dışarda beklediğini anlattığını bildiren İşyapan, Yıldız ve Kaş'ın kurşunlanarak öldürüldüğünü görenlerin olduğunu anlattı. Emniyet yetkililerinin, ölümlerin karbonmonoksit zehirlenmesi ve kişilerin kendisini yakması sonucu gerçekleştiğine dair iddialarının doğru olmadığını ifade eden İşyapan, operasyon esnasında dışarda olanların karbonmonoksitten zehirlenmesinin olanaksız olduğunu söyledi. İşyapan, Sultan Yıldız'ın polisler tarafından ölümle tehdit edildiğine dair bilgiler aldıklarına da dikkat çekti. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Sevaral Demir ise yaralılardan Haydar Bozkurt'un operasyonu protesto etmek amacıyla sokakta kendisini yaktığını, bacağında kurşun yarası olduğunu, ağır darp izleri taşıdığını ve kolunun kırık olduğunu, Hakkı Şimşek'in ise bacağındaki atar damarın koptuğunu bildirdi. Demir, yaralılardan 6 kişinin hastaneden alınmalarının ardından Güzin Tolga, Nurgül Kayapınar, Ahmet Güzel ve Eylem Göktaş'ın gözaltına alındığını, kimliklerini tespit edemedikleri iki kişinin ise gözaltı kaydının bulunmadığını dile getirdi. Demir, Adli Tıp uzmanlarına da seslenerek incelemenin usulüne uygun olarak yapılmasını istedi.

4 tutuklu kendisini yaktıKüçükarmutlu'ya düzenlenen operasyonu protesto etmek amacıyla Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde bulunan Kemal Ayhan, Nahil Çavuş ve Muharrem Çetinkaya ile Kandıra F Tipi Cezaevi'nde bulunan Eyüp Savur kendilerini yaktı. DHKP-C davasından tutuklu bulunan Savur ve Çavuş hayatını kaybetti. Kemal Ayhan ile Muharrem Çetinkaya'nın ise durumunun ağır olduğu öğrenildi.

İHD'den valiliğe raporİHD İstanbul Şubesi, Küçükarmutlu'da düzenlenen operasyonun ardından hazırladığı gözlem raporunu Emniyetten Sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı Osman Demir'e sundu. İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, Demir'e sundukları raporu basına açıkladı. Keskin açıklamada, "Olay yerinde silah sıkılmadığı söyleniyor, ancak bölgeye gittiğimizde ağır bir barut kokusu vardı. Ayrıca tanık ifadeleri de silah kullanıldığını açıklıyor" dedi. Açıklamanın ardından Eren Keskin, Gülseren Yoleri ve Oya Ersoy Ataman, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüler. İHD Adana Şubesi'nde yapılan açıklamada ise, yetkililerin antidemokratik uygulamalarda, baskı, işkence ve tecritle yeni ölümler ve kaos ortamı yaratma tutumunda ısrarlı olduğu söylendi.

Siyasi partilerden kınamaKüçükarmutlu'da düzenlenen operasyon, Malatya'da ÖDP, HADEP, EMEP ve TAYAD tarafından yapılan ortak basın açıklamasıyla kınandı. Antiterörizm söylemleriyle ülkenin dört bir yanında yoğunlaştırılan saldırıların da kınandığı açıklamada, halkın istemediği savaşa asker göndererek ülkeyi sonu olmayan bir savaşa sokan egemenlerin, bütün olan bitenleri örtbas etmeye, halkın dikkatini başka alanlara çekerek yolsuzlukları ve haksızlıkları örtmeye çalışan bu davranışların kabul edilemez olduğu belirtildi.