24 Kasım 2000 22:00
EMEP 5 yaşında
25 Kasım 1996 yılında kurulan Emeğin Partisi (EMEP), bugün dördüncü yılını geride bırakıyor.
EMEP 5 yaşında
25 Kasım 1996 yılında kurulan Emeğin Partisi (EMEP), bugün dördüncü yılını geride bırakıyor. Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı A. Levent Tüzel tarafından, EMEP'in kuruluş yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamada, "EMEP; siyasetin ancak sermaye tarafından yapılabileceği, emekçilerin ülkeyi yönetemeyeceği, onların ancak kendisini yönetecek olan sermaye temsilcisi parti ve siyasileri seçecek kadar siyaset yapabileceği demagojisine verilmiş en açık yanıttır" denildi.
Açıklamada, emekçilerin kendi çıkarları doğrultusunda siyaset yapabilmenin yegane merkezi olarak görüp sahiplendiği, emeğin iktidarına giden yolu açacak tarzda siyaset yapabilmenin okulu saydığı EMEP'in, bugün dört yıl öncesine göre çok daha güçlü olduğu vurgulandı. Açıklamasında, "EMEP'in kuruluşundan bugüne geçen dört yılın; Susurluk'uyla, 28 Şubat'ıyla, emek düşmanı politikaların zirveye tırmandırılmasıyla, büyük patronların kendi bankalarını soymasına kadar varan yağmacılıklarıyla; en milliyetçisinden en demokratına düzen partilerinin emperyalizme, uluslararası tekellere, ABD ve AB'ye uşaklıkta sınır tanımayan bir rolü pervasız bir biçimde sürdürmeye yönelmesiyle, EMEP'in Türkiye işçi sınıfı, emekçileri ve tüm halk için ne büyük bir ihtiyaç olduğunu göstermiştir" diyen EMEP Genel Başkanı, IMF ve Dünya Bankası programlarıyla her gün biraz daha fazla dışa bağımlı hale getirilmek için her türlü baskının uygulandığı Türkiye'de bağımsızlık ve demokrasinin tek teminatının emekçiler olduğunu söyledi.
Tüzel şöyle devam etti: "Bu dışa bağımlı talan ekonomisinin, içeride tamamen bir mafya ekonomisinin büyütüp beslediği, patronlardan, ülkenin en üst makamlarında 40 yıl siyaset yapmış simalara, milletvekillerinden, en kilit noktalardaki bürokratlara kadar birçok ismin bu harami düzeninden nemalandığı bugün artık emekçiler için daha açıktır. Emekçileri ürettikleri değerleri, onlardan alınan vergileri Susurluk ekonomisine akıtanlar, bugüne kadar bu ülkeyi emekçiler adına yönettiklerini söyleyenlerden başkası değildir."
Çürümüş düzeni ancak emekçiler değiştirebilir
En kıdemli sermaye siyasetçilerinin, sermayenin en büyük ve aynı anlama gelmek üzere en pespaye, en kirli kesimleriyle işbirliği yaptığı, onlara kefil olduğu bir düzende, "temiz siyaset" yapmanın tek teminatının ancak işçi sınıfı, emekçiler olacağını belirten EMEP Genel Başkanı Tüzel, "Geçen her gün, emekçiler ülkenin kaderine el koymadan her yanıyla çürümüş olan bu düzenin değişmesi ve ülkenin bağımsız, demokratik bir ülke haline gelmesi de mümkün olmayacağını yeniden yeniden göstermektedir" dedi.
Haydi EMEP'te birleşmeye
İşçiler, emekçiler EMEP'te örgütlenmeden, kendi siyasetleri etrafında birleşmeden hak ve özgürlük mücadelesinde kalıcı başarılar elde etmenin, ülkenin bağımısızlığı ve demokrasi mücadelesinde ileri hamleler yapmanın mümkün olmadığını her geçen günün gösterdiğine dikkat çeken Tüzel, açıklamasının sonunda şu çağrıyı yaptı: "Öyleyse, kuruluşunun 5. yılında; hak ve özgürlük mücadelesinde, bağımsızlık ve demokrasi kavgasında daha ileri mevzilere yürümek için, haydi emeğin politikasını yapmaya, haydi EMEP'te birleşmeye!"
25 Kasım 1996 yılında kurulan Emeğin Partisi (EMEP), bugün dördüncü yılını geride bırakıyor. Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı A. Levent Tüzel tarafından, EMEP'in kuruluş yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamada, "EMEP; siyasetin ancak sermaye tarafından yapılabileceği, emekçilerin ülkeyi yönetemeyeceği, onların ancak kendisini yönetecek olan sermaye temsilcisi parti ve siyasileri seçecek kadar siyaset yapabileceği demagojisine verilmiş en açık yanıttır" denildi.
Açıklamada, emekçilerin kendi çıkarları doğrultusunda siyaset yapabilmenin yegane merkezi olarak görüp sahiplendiği, emeğin iktidarına giden yolu açacak tarzda siyaset yapabilmenin okulu saydığı EMEP'in, bugün dört yıl öncesine göre çok daha güçlü olduğu vurgulandı. Açıklamasında, "EMEP'in kuruluşundan bugüne geçen dört yılın; Susurluk'uyla, 28 Şubat'ıyla, emek düşmanı politikaların zirveye tırmandırılmasıyla, büyük patronların kendi bankalarını soymasına kadar varan yağmacılıklarıyla; en milliyetçisinden en demokratına düzen partilerinin emperyalizme, uluslararası tekellere, ABD ve AB'ye uşaklıkta sınır tanımayan bir rolü pervasız bir biçimde sürdürmeye yönelmesiyle, EMEP'in Türkiye işçi sınıfı, emekçileri ve tüm halk için ne büyük bir ihtiyaç olduğunu göstermiştir" diyen EMEP Genel Başkanı, IMF ve Dünya Bankası programlarıyla her gün biraz daha fazla dışa bağımlı hale getirilmek için her türlü baskının uygulandığı Türkiye'de bağımsızlık ve demokrasinin tek teminatının emekçiler olduğunu söyledi.
Tüzel şöyle devam etti: "Bu dışa bağımlı talan ekonomisinin, içeride tamamen bir mafya ekonomisinin büyütüp beslediği, patronlardan, ülkenin en üst makamlarında 40 yıl siyaset yapmış simalara, milletvekillerinden, en kilit noktalardaki bürokratlara kadar birçok ismin bu harami düzeninden nemalandığı bugün artık emekçiler için daha açıktır. Emekçileri ürettikleri değerleri, onlardan alınan vergileri Susurluk ekonomisine akıtanlar, bugüne kadar bu ülkeyi emekçiler adına yönettiklerini söyleyenlerden başkası değildir."
Çürümüş düzeni ancak emekçiler değiştirebilir
En kıdemli sermaye siyasetçilerinin, sermayenin en büyük ve aynı anlama gelmek üzere en pespaye, en kirli kesimleriyle işbirliği yaptığı, onlara kefil olduğu bir düzende, "temiz siyaset" yapmanın tek teminatının ancak işçi sınıfı, emekçiler olacağını belirten EMEP Genel Başkanı Tüzel, "Geçen her gün, emekçiler ülkenin kaderine el koymadan her yanıyla çürümüş olan bu düzenin değişmesi ve ülkenin bağımsız, demokratik bir ülke haline gelmesi de mümkün olmayacağını yeniden yeniden göstermektedir" dedi.
Haydi EMEP'te birleşmeye
İşçiler, emekçiler EMEP'te örgütlenmeden, kendi siyasetleri etrafında birleşmeden hak ve özgürlük mücadelesinde kalıcı başarılar elde etmenin, ülkenin bağımısızlığı ve demokrasi mücadelesinde ileri hamleler yapmanın mümkün olmadığını her geçen günün gösterdiğine dikkat çeken Tüzel, açıklamasının sonunda şu çağrıyı yaptı: "Öyleyse, kuruluşunun 5. yılında; hak ve özgürlük mücadelesinde, bağımsızlık ve demokrasi kavgasında daha ileri mevzilere yürümek için, haydi emeğin politikasını yapmaya, haydi EMEP'te birleşmeye!"
YAZARLAR
Mustafa Yalçıner
İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak?
Nuray Sancar
Vatan millet ıstakoz
Bülent Falakaoğlu
Istakozun faturası!
Ahmet Yaşaroğlu
Çocuklar ve gençler kime emanet?
Adnan Gümüş
Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi
Yücel Özdemir
AB, İran’a karşı Türkiye’ye rol verme peşinde
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
