16 Haziran 2000 21:00

Askılı işkenceye savcılık belgesi

TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun karakolda bulduğu "filistin askısı"nı "Eskiden kullanılırdı, depoda bulunmuş" diye açıklayan Emniyet, bu kez savcılığın belgelediği filistin askılı işkence olayıyla karşı karşıya.

Paylaş
Askılı işkenceye savcılık belgesi
Hacer Yücel
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun bulduğu "filistin askısı"nı "eskiden kullanılırdı, depoda bulunmuş" diye açıklayan Emniyet Genel Müdürlüğü, bu kez Savcılık tarafından belgelenen bir işkence olayıyla karşı karşıya.
Kapkaççılık yaptıkları gerekçesi Küçükçekmece Emniyeti'ne götürülen Serkan Aksoy, Kenan Ak, ve Nurettin Aydaş, suçlamayı kabul etmeleri için filistin askısına alındılar ve dört gün boyunca işkence gördüler. Gördükleri işkence nedeniyle de suçu kabul etmek zorunda kaldılar.
Mağdurlar cezaevinde
Savcı ve doktor raporuyla işkence gördükleri kesinleşen Aksoy, Ak ve Aydaş şu anda kapkaççılık yaptıkları iddiasıyla Metris Cezaevi'nde haklarında açılacak davayı bekliyor.
Yalan rapor
Dört gün boyunca suçu kabul etmeleri için işkence gören Aydaş, Ak ve Aksoy'a geçirildikleri sağlık muayenesi ardından "Darp ve cebir izi yoktur" şeklinde bir de doktor raporu hazırlandı. Ancak ifadeleri alınmak üzere çıkarıldıkları savcılıkta işkence izlerini savcıya gösterince, savcı Adnan Ömeroğlu, "Serkan Aksoy ve Kenan Ak'ın, her iki ön omuzdan koltuk altlarına doğru yaklaşık 10 cm ve 2 parmak kalınlığında kızarıklıklar belirlendi ve bu izler oldukça belirgindi" denilen bir rapor hazırladı. Filistin askısı izleri olduğu belli olan bu işkence izleri üzerine, üç kişi muayene için Bakırköy Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Burada, vücutlarındaki izlerden dolayı işkencenin belirlenmesi hiç de güç olmadı. Ancak, izleri belli olmayacak şekilde; 'Profesyonelce' işkence yapılan Nurettin Aydaş hakkındaki rapor ise değiştirilemedi. Aydaş'ın filistin askısına alınırken koltuk altına sünger konulduğu ve bu nedenle iz olmadığı öğrenildi.
İşkencecilere suç duyurusu
Gözaltına alınan üç, kişi dört gün boyunca filistin askısı, eletrik gibi işkence yöntemlerine maruz kaldılar. Sanıkların avukatı Murat Salman, Savcı Adnan Ömeroğlu'nun sanıklardaki işkence izlerine gördükten sonra işkence tutanağını değiştirdiğini söyleyerek, ilk kez bir savcının işkence olayının ardından sanıkların tekrar muayenesi için harekete geçtiğine dikkat çekiyor.
Savcı Adnan Ömeroğlu'nun hazırladığı işkence raporu ile belgelenen işkencenin, cezasız kalmaması için kısa bir süre sonra Küçükçekmece Karakolu'nda görevli polisler hakkında dava açacak. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Ders bitti, yaz mesaisi başlıyor
Muzaffer Özkurt
Bir okul dönemi daha geride kaldı. Her yıl söylenen sözler bu yıl da yinelendi. "Acı tatlı bir yıl geride kaldı. Karnelerini alan öğrencilerin çoğu sevinirken, bir kısmı da zayıflarından dolayı üzülecek. Bir yıl boyunca derslerle boğuşan öğrenciler en sonunda tatile çıkacak..."
Televizyonlar, gazeteler sevinen, ağlayan çocukların süslediği görüntülerle okul yılının bitişini kutladı yine. İlköğretim okulları ve liseler de dahil olmak üzere 15 milyon 127 bin 524 öğrenci karnelerini aldılar. Ancak televizyonlarda göremeyeceğimiz görüntüler de var okullarda. Daha küçücük yaşta okuyup çalışmak zorunda kalan öğrenciler de karne alıyor tüm okula giden çocuklar gibi. Birçoğu ayakkabı boyasının izini taşıyan minik elleriyle aldı karnelerini öğretmenlerinden. Ve tatil. Ders yılı sonrası tatile giren okullarla beraber bu çocuklar da tatile girmiyor. Onlar okul sonrası gecelere kadar çalıştıkları sokaklarda ayakkabı boyayarak, sakız ve mendil satarak evlerinin geçimine destek olmaya çalışacaklar.
Bağcılar Dede Korkut İlköğretim Okulu birinci sınıfta okuyan iki kardeş Şaban ve Bayram Çiftçi de kendisi olan birçok çocuk gibi okumak için çalışmak zorundalar. Bayram, 9 yaşında ve saat 15.00'te biten okul sonrası 19.00'a kadar Aksaray'da ayakkabı boyuyor. Aynı sınıfta okuyan kardeşi Şaban ise hem ayakkabı boyuyor ve hem de mendil satarak para kazanrmaya çalışıyor. Karneleri de öyle kötü değil. Okumak için ellerinden geleni yapıyor Şaban ve Bayram. Bayram ikinci sınıfa "iyi" notuyla geçmiş. Şaban ise "pekiyi" ile.
10 kardeşler
10 kardeş olduklarını anlatan Bayram, kardeşlerinin bir kısmının evlendiğini ancak kendisinden ve Şaban'dan küçük iki kardeşlerinin daha olduğunu söylüyor. Kendileri dışında bir kardeşleri daha sakız satarak eve ekmek getirmeye çalışıyor. Babaları ise şimdiye kadar eve getirdiği işlerle geçinmeye çalışmış ancak son dönem yaşanan işsizlik nedeniyle o da iş aramaya başlamış. Oturdukları eve de 75 milyon lira kira veriyorlarmış üstelik.
Okumak istiyorlar
Bayram ve Şaban öyle çok şey de istemiyor. Sadece okumak. Küçük yaşta çalışmak istemiyorlar. "Çalışmayı sevmiyorum. Okula gelip gitmek istiyorum ama eve para götürmemiz gerekiyor" diyen Bayram, bir akşamda eğer Aksaray'a giderse 2 milyon, gitmezse 800 bin lira kazandığını söylüyor. Şaban da onunla beraber geliyormuş.
Onlara tatil yok
Tatile giren okulların kapanmasıyla ne yapacaklarını soruyoruz. Yanıt "Çalışacağız" oluyor. Bayram ayakkabı boyamaya devam edecekmiş.
Şaban ise artık sakız satmaya başlayacak. Onlar için okulun kapanması 15.00'ten sonra yaptıkları işi artık sabahtan akaşama değin yapmaları anlamına geliyor. Okumak tek hayalleri. Her ayakkabı boyadıklarında bu amaçlarına biraz daha yaklaşıyorlar ya nereye kadar kim bilir?
ÖNCEKİ HABER

Grevci işçilere polis saldırısı

SONRAKİ HABER

Kıskandığım bir aydının ardından

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...