30 Eylül 1999 21:00
Özelleştirme üretimi çökertti
Özelleştirme üretimi çökertti
Devletin sırtında "kambur" olduğu gerekçesiyle özelleştirilen kuruluşlarda, ciddi anlamda bir işçi kıyımı yaşanırken, kuruluşların üretim kapasitelerinde de gerileme meydana geldi. Et ve Balık Kurumu (EBK)'nda işten atılma oranı yüzde 80, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK)'nda yüzde 67.4, ÇİTOSAN'da yüzde 56.6, ORÜS'te yüzde 71.3, Sümerbank'ta yüzde 39.5 olarak gerçekleşti.
Kâr edenler satıldı
Türkiye Maden-İş Sendikası Araştırma Uzmanı Dr. Fikret Sazak, "Türkiye'de Özelleştirmelerden Sonra Bazı Kuruluşlarda Üretim ve İstihdam" adı altında yaptığı araştırmada, özelleştirme uygulamalarını rasyonalize etmek için özelleştirme tezinin bir anti-KİT tezi üzerine oturtulduğunu belirtti. KİT'lerin zarar ettikleri gerekçesiyle özelleştirme kapsamına alındığını anımsatan Sazak, buna karşın zarar eden değil, en kârlı kuruluşların özelleştirildiğini belirtti.
Üretim düştü
Sazak'ın araştırmasında EBK'da özelleştirme öncesi üretiminin 33 bin 560 ton olduğu özelleştirildikten sonraki üretimin 1339 tona gerilediği saptandı. EBK'da özelleştirilmeden önce işçi sayısı 687 iken bu rakam özelleştirmenin ardından 176'ya geriledi. Kurumda işten atılma oranı ise yüzde 79.7 olarak gerçekleşti. Araştırmada, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK)'nda özelleştirme öncesi üretim 62 bin 776 ton olarak gerçekleşirken, bu rakam özelleştikten sonra 25 bin 650'ye geriledi. Kurumda işten atılma oranı ise yüzde 67.4 olarak saptandı. ÇİTOSAN'da (20 çimento fabrikası) özelleştirme öncesinde işçi sayısı 5400 iken bu rakam 2372'ye geriledi, işten atılma oranı ise yüzde 56.6 oldu. Araştırmada, işten atılma oranları, ORÜS'te yüzde 71.3, Sümerbank'ta ise yüzde 39.5 olarak belirlendi.
Özelleştirilen kuruluşların değerlerinin çok altında bir değere satıldığını kaydeden Sazak, "Böylece bir yandan özelleştirmecilerin kâr tezi geçerliliğini yitirirken, diğer yandan sermaye kesimine özelleştirme ciddi bir kaynak aktarma yöntemi olarak kullanılmıştır" görüşünü dile getirdi. Çoğunlukla şirketlerin devir koşullarına uymadıkları gibi taksitlerini de ödemekdiklerini kaydeden Sazak, "1999'un ilk yarısında USAŞ'ın taksidini ödemeyen Turgay Ciner'dir" derken, ÖİB'nin de bu konularda yasal bir süreç başlatmamasını eleştirdi.
Devletin sırtında "kambur" olduğu gerekçesiyle özelleştirilen kuruluşlarda, ciddi anlamda bir işçi kıyımı yaşanırken, kuruluşların üretim kapasitelerinde de gerileme meydana geldi. Et ve Balık Kurumu (EBK)'nda işten atılma oranı yüzde 80, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK)'nda yüzde 67.4, ÇİTOSAN'da yüzde 56.6, ORÜS'te yüzde 71.3, Sümerbank'ta yüzde 39.5 olarak gerçekleşti.
Kâr edenler satıldı
Türkiye Maden-İş Sendikası Araştırma Uzmanı Dr. Fikret Sazak, "Türkiye'de Özelleştirmelerden Sonra Bazı Kuruluşlarda Üretim ve İstihdam" adı altında yaptığı araştırmada, özelleştirme uygulamalarını rasyonalize etmek için özelleştirme tezinin bir anti-KİT tezi üzerine oturtulduğunu belirtti. KİT'lerin zarar ettikleri gerekçesiyle özelleştirme kapsamına alındığını anımsatan Sazak, buna karşın zarar eden değil, en kârlı kuruluşların özelleştirildiğini belirtti.
Üretim düştü
Sazak'ın araştırmasında EBK'da özelleştirme öncesi üretiminin 33 bin 560 ton olduğu özelleştirildikten sonraki üretimin 1339 tona gerilediği saptandı. EBK'da özelleştirilmeden önce işçi sayısı 687 iken bu rakam özelleştirmenin ardından 176'ya geriledi. Kurumda işten atılma oranı ise yüzde 79.7 olarak gerçekleşti. Araştırmada, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK)'nda özelleştirme öncesi üretim 62 bin 776 ton olarak gerçekleşirken, bu rakam özelleştikten sonra 25 bin 650'ye geriledi. Kurumda işten atılma oranı ise yüzde 67.4 olarak saptandı. ÇİTOSAN'da (20 çimento fabrikası) özelleştirme öncesinde işçi sayısı 5400 iken bu rakam 2372'ye geriledi, işten atılma oranı ise yüzde 56.6 oldu. Araştırmada, işten atılma oranları, ORÜS'te yüzde 71.3, Sümerbank'ta ise yüzde 39.5 olarak belirlendi.
Özelleştirilen kuruluşların değerlerinin çok altında bir değere satıldığını kaydeden Sazak, "Böylece bir yandan özelleştirmecilerin kâr tezi geçerliliğini yitirirken, diğer yandan sermaye kesimine özelleştirme ciddi bir kaynak aktarma yöntemi olarak kullanılmıştır" görüşünü dile getirdi. Çoğunlukla şirketlerin devir koşullarına uymadıkları gibi taksitlerini de ödemekdiklerini kaydeden Sazak, "1999'un ilk yarısında USAŞ'ın taksidini ödemeyen Turgay Ciner'dir" derken, ÖİB'nin de bu konularda yasal bir süreç başlatmamasını eleştirdi.
Evrensel'i Takip Et