4 Ağustos 1999 21:00
Seyyar satıcıya zabıta kıskacı
Halil İmrek
18 Nisan seçimleri öncesinde, herkesten oy toplamak için bol keseden konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, seyyar satıcılara yer göstereceğini vaat etmişti. Ancak bugün Aytaç Durak'ın başkanlığını yaptığı büyükşehir belediyesi zabıta ekipleri, seyyar satıcı avına çıkmış durumda. Zabıtalar, tablalara el koymakla kalmıyor, tekrar satış yapılamasın diye silindir altında veya kepçeyle parçalıyorlar. Tablaların üzerinde ne varsa hepsi yere saçılıyor, el konan ürünlerin hesabı da tutulmuyor. Bu duruma itiraz eden satıcılara ise, "Niye biz hırsız mıyız?" cevabı verilip dayak atılıyor. Büyükşehir belediyesine bağlı zabıta ekipleri son bir ay içinde 500 kadar seyyar satıcı tablasını ve bir çok teraziyi topladılar.
Kürtlere özel muamele
Adana'da işporta işiyle uğraşanların yüzde sekseni Kürt ve düzenli bir iş bulamadıklarından bu işi yapıyorlar. Temmuz başında Emniyet Müdürlüğü Polis Telsiz Haber Merkezi nizamiyesi önünde gerçekleşen bombalı intihar saldırısından sonra, şehrin merkezi yerlerinden olan büyük saat civarındaki Kürt satıcılar üzerindeki baskılar daha da artmış. İsmini vermek istemeyen bir satıcı, eylemden sonra sivil ekiplerin gelip kendilerine baskı yaptığını, zabıtaların tablalarını dağıttığını söylüyor. Mardinli olan bir başka satıcı ise, Kürt olmalarından dolayı özel bir baskıya tabi tutulduklarını belirtiyor. Son olarak polislerin, kendilerini tek ayak üzerinde bir saat kadar beklettiklerini anlatıyor.
Seyyar satıcıların en büyük sorunu sürekli kendilerine ait bir yerlerinin olmaması, görüştüğümüz satıcılardan hepsi de belli bir yerlerinin olmamasına özel bir vurgu yapıyor. Satıcılar özellikle büyükşehir belediyesine bağlı ekiplerin keyfi uygulamalarından bıkmışlar, bir çoğu zabıtalarla kovalamaca oynamak durumunda kalıyor. Kimi tezgâhını kaptırmış, kimi terazisini... Satıcılar, özellikle de terazilerin geri verilmediğini, 'bugün git yarın gel' dendiğini belirtiyorlar. Seyyar satıcılar, Seyhan Belediyesi zabıta ekiplerinin sadece uyarmakla yetindiklerini, yani denetlemekten ibaret olan görevlerini yaptıklarını, ama büyükşehir belediyesi zabıta ekiplerinin el arabasındaki mallara el koyduğunu ve herhangi bir tutanak da tutmadığını, el konan ürünleri saymadığını itiraz ettiklerinde ise polislerin yardımıyla zabıtalardan dayak yediklerini belirtiyorlar. Bazı satıcılar ise, zabıtaların aldıkları emirler doğrultusunda çifte standart uyguladıklarını, birçok noktada duran satıcılara dokunmadıklarını çünkü onların 'torpilli' olduklarını ifade ediyorlar.
'Ben ne yapayım?'
Cemal Gürsel Caddesi'nde sebze ve meyve satan Ahmet Delan'ın tablasını dağıtan zabıtalar, el arabasını da parçalamışlar. Zabıtalar ile satıcı Ahmet Delan arasında bir süre tartışma yaşanmış. Zabıtalar görevlerini yaptıkları gerekçesi ile kendilerini savunurken Delan, devlet yetkililerinin çalışmasına, aldığı ürünleri satmasına izin vermediğini belirtiyor. Zabıtaların yaptıklarının yetkilerini aştığını söyleyen Delan, "Ben ne yapayım, dağa mı gideyim? Bize yer gösterilmiyor. İş de verilmiyor, kendi çabamızla geçimimizi sağlayacak seyyar işler yapıyoruz, ona da müsade edilmiyor" diyor. Çevredeki esnaf ve halk da bu olaylara tepki gösterirken, zabıtaların aşırıya kaçtığını ve görevlerini ihlal ettiklerini söylüyorlar.
Hasan Cücü, kimlik kaplama (PVC) işi yapıyor. Kendisinin sokak arasında durmasından ve çevre esnafın kendisine sahip çıkmasından dolayı çok fazla rahatsız edilmediğini söylüyor. 18 yaşında olan Murat Gündüz ise liseyi yeni bitirmiş. Dikenli incir satıyor. Yetkililerden istediği tek şey ise rahat bırakılmak!
Ayhan Sonancı, ise bundan bir ay kadar önce tablasındaki giyim eşyalarına el konulduğunu cezasını ödeyip, teslim almaya gittiğinde ise 3 parçanın eksik çıktığını ama herhangi bir hak iddia edemediğini anlatıyor. Yaş fındık satarak 6 nüfus geçirdirmeye çalıştığını kaydeden Salih Kılıç da, yetkililerin kendilerini 'oy verenler' olarak gördüğünü, ama sorunlarını çözme konusunda adım atmadığını belirtiyor.
Halil İmrek
18 Nisan seçimleri öncesinde, herkesten oy toplamak için bol keseden konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, seyyar satıcılara yer göstereceğini vaat etmişti. Ancak bugün Aytaç Durak'ın başkanlığını yaptığı büyükşehir belediyesi zabıta ekipleri, seyyar satıcı avına çıkmış durumda. Zabıtalar, tablalara el koymakla kalmıyor, tekrar satış yapılamasın diye silindir altında veya kepçeyle parçalıyorlar. Tablaların üzerinde ne varsa hepsi yere saçılıyor, el konan ürünlerin hesabı da tutulmuyor. Bu duruma itiraz eden satıcılara ise, "Niye biz hırsız mıyız?" cevabı verilip dayak atılıyor. Büyükşehir belediyesine bağlı zabıta ekipleri son bir ay içinde 500 kadar seyyar satıcı tablasını ve bir çok teraziyi topladılar.
Kürtlere özel muamele
Adana'da işporta işiyle uğraşanların yüzde sekseni Kürt ve düzenli bir iş bulamadıklarından bu işi yapıyorlar. Temmuz başında Emniyet Müdürlüğü Polis Telsiz Haber Merkezi nizamiyesi önünde gerçekleşen bombalı intihar saldırısından sonra, şehrin merkezi yerlerinden olan büyük saat civarındaki Kürt satıcılar üzerindeki baskılar daha da artmış. İsmini vermek istemeyen bir satıcı, eylemden sonra sivil ekiplerin gelip kendilerine baskı yaptığını, zabıtaların tablalarını dağıttığını söylüyor. Mardinli olan bir başka satıcı ise, Kürt olmalarından dolayı özel bir baskıya tabi tutulduklarını belirtiyor. Son olarak polislerin, kendilerini tek ayak üzerinde bir saat kadar beklettiklerini anlatıyor.
Seyyar satıcıların en büyük sorunu sürekli kendilerine ait bir yerlerinin olmaması, görüştüğümüz satıcılardan hepsi de belli bir yerlerinin olmamasına özel bir vurgu yapıyor. Satıcılar özellikle büyükşehir belediyesine bağlı ekiplerin keyfi uygulamalarından bıkmışlar, bir çoğu zabıtalarla kovalamaca oynamak durumunda kalıyor. Kimi tezgâhını kaptırmış, kimi terazisini... Satıcılar, özellikle de terazilerin geri verilmediğini, 'bugün git yarın gel' dendiğini belirtiyorlar. Seyyar satıcılar, Seyhan Belediyesi zabıta ekiplerinin sadece uyarmakla yetindiklerini, yani denetlemekten ibaret olan görevlerini yaptıklarını, ama büyükşehir belediyesi zabıta ekiplerinin el arabasındaki mallara el koyduğunu ve herhangi bir tutanak da tutmadığını, el konan ürünleri saymadığını itiraz ettiklerinde ise polislerin yardımıyla zabıtalardan dayak yediklerini belirtiyorlar. Bazı satıcılar ise, zabıtaların aldıkları emirler doğrultusunda çifte standart uyguladıklarını, birçok noktada duran satıcılara dokunmadıklarını çünkü onların 'torpilli' olduklarını ifade ediyorlar.
'Ben ne yapayım?'
Cemal Gürsel Caddesi'nde sebze ve meyve satan Ahmet Delan'ın tablasını dağıtan zabıtalar, el arabasını da parçalamışlar. Zabıtalar ile satıcı Ahmet Delan arasında bir süre tartışma yaşanmış. Zabıtalar görevlerini yaptıkları gerekçesi ile kendilerini savunurken Delan, devlet yetkililerinin çalışmasına, aldığı ürünleri satmasına izin vermediğini belirtiyor. Zabıtaların yaptıklarının yetkilerini aştığını söyleyen Delan, "Ben ne yapayım, dağa mı gideyim? Bize yer gösterilmiyor. İş de verilmiyor, kendi çabamızla geçimimizi sağlayacak seyyar işler yapıyoruz, ona da müsade edilmiyor" diyor. Çevredeki esnaf ve halk da bu olaylara tepki gösterirken, zabıtaların aşırıya kaçtığını ve görevlerini ihlal ettiklerini söylüyorlar.
Hasan Cücü, kimlik kaplama (PVC) işi yapıyor. Kendisinin sokak arasında durmasından ve çevre esnafın kendisine sahip çıkmasından dolayı çok fazla rahatsız edilmediğini söylüyor. 18 yaşında olan Murat Gündüz ise liseyi yeni bitirmiş. Dikenli incir satıyor. Yetkililerden istediği tek şey ise rahat bırakılmak!
Ayhan Sonancı, ise bundan bir ay kadar önce tablasındaki giyim eşyalarına el konulduğunu cezasını ödeyip, teslim almaya gittiğinde ise 3 parçanın eksik çıktığını ama herhangi bir hak iddia edemediğini anlatıyor. Yaş fındık satarak 6 nüfus geçirdirmeye çalıştığını kaydeden Salih Kılıç da, yetkililerin kendilerini 'oy verenler' olarak gördüğünü, ama sorunlarını çözme konusunda adım atmadığını belirtiyor.
Evrensel'i Takip Et