25 Mayıs 1999 21:00

Tango: Tarihi dansla anlatmak

Tango: Tarihi dansla anlatmak
Tango
Yönetmen - Carlos Saura
Senaryo - Carlos Saura
Görüntü Yönetmeni - Vittorio Storaro
Müzik - Lalo Schifrin
Oyuncular - Miguel Angel Sola (Mario), Cecilia Narova (Laura), Mia Maestro (Elena)
1999, 115 dakika
Özgür Güven
Dans sever İspanyol yönetmen Carlos Saura'nın, sinema dilinin müzik ve dansla birlikte kurguladığı son filmi "Tango", yarı belgesel bir tarzla yaşamı vücut diliyle anlatıyor. Saura'nın filmografisinde dans ağırlıklı bir yer tutuyor. "Kanlı Düğün", "Carmen", "Büyülü Aşk"tan oluşan dans üçlemesi yanında, "Tango"dan önceki filmi "Flamenko"da da yine dansın sinematografik kullanımını görüyoruz. Bunuel'den hatırı sayılır bir miras devralan ve 1959'da yaptığı ilk filmi "Sokak Çocukları"yla adını duyuran Saura, 40 yıllık sinema yaşantısına bir çoğu ödüllü 30'a yakın film sığdırdı.
Saura'nın son filmi Tango'da, orta yaş bunalımındaki, geçmişe öykünen eski dansçı ve yönetmen Mario'nun yapmak istediği tango filmini ve bu çerçevede gelişen olayları, meta-plot (film içinde film) tekniğiyle anlatıyor. Saura, dans koreografisi içinde seriler halinde Arjantin'in yakın tarihini, darbeci General Videla'nın halka karşı uyguladığı baskı ve şiddeti sergiliyor.
Filmi, klasik aşk-tutku-kıskançlık temasından yola çıkarak başlatan Saura'nın asıl amacı, bu klasik dekor içinde filmi sürdürmek değildir. Saura, filmin özellikle ikinci yarısında, dansı tarihin dili olarak kullanmayı deniyor ve etkili dans kurgusuyla tarihin unutulmaması, tarihten dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, seyirciye mühtiş bir dans ziyafeti sunuyor.
Eski karısı Laura tarafından terk edilen Mario, kendisini tango üzerine yapmayı düşündüğü filmine verir. Mario, film için oyuncu seçimi yaparken, filmin finansörü mafya babası Angelo Larocca ile anlaşarak Ancelo'nun sevgilisi Elena'ya başrol vermeyi kabul eder. Provalar boyunca Mario ile kendisinden çok genç olan Elena arasında tutkulu bir aşk başlar. Saura, yüzyılın başındaki Arjantin'e göçmen akınını, acıları, kayıpları, işkenceleri, askeri diktatörlük dönemini, sakin ikili danslarla ve hareketli toplu gösterilerle beyaz perdeye aktarıyor.
Filmde, tango ritimlerindeki iniş çıkışlar ve kıvrak hareketler yaşamdaki gel-gitleri simgelemektedir. Hüzün, baskı, acı, aşk, kıskançlık gibi insanı kuşatan duygular, vücut diliyle dansın içinde eriyor.
Arjantin ulusal dansı tango, filmde görsel estetiği ve şiirsel dilinin yanında, Latin ruhunun da ifadesi oluyor.
"Darbeciler, işkence yaparlarken sesler duyulmasın diye tango çalıyorlardı." diyen Saura, tangonun bu "gizleyici" ve diktatörlüğe hizmet eden yönünün yanında, diktatörlük dönemindeki baskı ve acıları hatırlatan bir araç olarak da kullanılabileceğini gösteriyor. Filmdeki diktatörlük ile ilgili sahnelerini aşırı politik bulan finansörlerin filmi yumuşatma isteklerine karşı Mario'nun, "Tüm bunları unutursak geriye ne kimliğimiz kalır." şeklindeki cevabı, Saura' nın tarihe vurgusunun nedenini gösteriyor. "Geçmişi ihmal edemeyiz" diyen Saura, Arjantin tarihinde yaşanan askeri darberi bir kez daha hatırlatıyor.
Filmde sürekli olarak karşımıza çıkan tarih, kuşaklar arası geçiş, gençlik temaları filmin ana eksenini oluşturuyor. Saura, filmin akışı içinde, tarihsel bilinç yaratma çabasını, geçmişin unutmaması gerektiğini, tekrarlarla ve geçmişe göndermelerle vurguluyor. Sevgilisinin Mario'dan ayrılırken söylediği "Başkasıyla beraberim, mutluyum" sözleri, daha sonra Mario'yla birlikte olan Elena tarafından, mafya babası sevgilisine söyleniyor. Mario'yu, yaşanan ayrılığın öznesiyken birden başka bir ilişkinin nesnesi haline getiren Saura, geçmişte yaşanan acıların bir gün tarihin ters çevrilişiyle sahibini bulacağını söylemek istiyor.
Film kurgusu içinde önemli yer tutan dansın etkili kullanımı yanında, zengin görsel efektleri ve ışık oyunları da başarılı olarak kullanılmış. Görüntü yönetmenliğini "Kıyamet", "Son İmparator", "Çölde Çay" filmleri ile tanınan Storaro'nun yaptığı Tango'da kullanılan ışık ve sahne tasarımları, iç mekanlarda başarı ile kullanılan gölge oyunları, renklerin seçimi göz kamaştırıcı bir etki yaratarak filme ayrı bir hava katıyor. Final sahnesinde gözüken kamerayı, sahneyi dolaştıktan sonra seyirciye döndüren Saura, bununla herkesin geriye dönüp kendi yaşamını sorgulaması gerektiğini söylüyor.

Evrensel'i Takip Et