15 Mayıs 1999 21:00

'FÜRSAN'ı kapatan, vatan haini'

Dört gündür direnişte olan işçiler, fabrikalarının Türkiye'nin sitrikasit ihtiyacının yüzde 50'sini karşıladığını, FÜRSAN'ın kapatılmasıyla maliyetin üç kat arttığını belirttiler.

Paylaş
'FÜRSAN'ı kapatan, vatan haini'
Kocaeli Köseköy'de kurulu bulunan FÜRSAN Fabrikası işçilerinin dört gün önce başlattığı direniş sürüyor. Fermantasyon ürünleri üretiminin yapıldığı fabrikanın kapatılarak iş akitlerinin feshedilmesi üzerine direnişe başlayan 150 işçiyi, önceki gün Genel-İş 1 No'lu Şube Başkanı Bektaş Ayaeş Genel-İş 2 No'lu Şube Başkanı Ahmet Aker ile SEKA ve BRİSA işçileri ziyaret etti.
Direnişteki işçiler, adı Korkmaz Yiğit ve Alattin Çakıcılarla anılan Türk Ticaret Bankası'nın fabrikanın yüzde 95 hissesine sahip olduğunu belirterek, seçimlerden önce de fabrikanın kapatılmasının gündeme geldiğine, ancak siyasilerin seçim propagandası olarak fabrikanın kapatılmamasını savunduğuna dikkat çektiler. DSP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Haşmet Daştan ve DSP'li Bakan Hikmet Uluğbay'ın kapatma kararını iptal ettirdiklerini hatırlatan işçiler, seçimlerden sonra fabrikalarının kapatılması üzerine hiçbir siyasinin kendilerini ziyaret etmediğini vurguladılar.
İşçiler, 75 yıldır fabrikaya bir çivi bile çakılmadığını söyleyerek, SEKA'nın zarar ettirilmesini ve SEKA işçilerinin mücadelesini örnek verdiler. FÜRSAN'ın Türkiye'nin sitrikasit ihtiyacının yüzde 50'sini karşıladığını, fakat bugün sitrik asitin yurtdışından ithal edildiğini belirten işçiler, bu şekilde maliyetin üç kat arttığını kaydettiler. Bu arada FÜRSAN Genel Müdürü Erkan Baykurt ise yerel basına verdiği demeçte, fabrikayı arsa fiyatına bile satabileceklerini belirtti.
İşçilerden destek ziyareti
Direnişte olan işçileri, Genel-İş 1 No'lu Şube Başkanı Bektaş Ayaeş, Genel-İş 2 No'lu Şube Başkanı Ahmet Aker ile 200 BRİSA işçisi ve 150 SEKA işçisi önceki gün ziyaret etti. Ziyaret sırasında sık sık, "FÜRSAN-SEKA omuz omuza", "Nerde devlet, nerde adalet, "Türk Ticaret Bankası, çetelerin yuvası", "FÜRSAN'ı kapatan, vatan haini" sloganları atıldı.
Burada konuşan Lastik-İş Sendikası FÜRSAN Temsilcisi Ali Altınkaya, hep birlikte mücadele çağrısı yaparak, "Bu mücadele sonucu biz de SEKA işçisi gibi kazanacağız" dedi. Lastik-İş Kocaeli Şube Başkanı İsmail Gürel de, destek sözü veren, ancak direnişe ziyarete bile gelmeyen siyasilere tepki göstererek, Kocaeli halkını FÜRSAN'a sahip çıkmaya çağırdı. Selüloz-İş adına konuşan Başkan Vekili Aykut Çalışkurt ise, "Kapatma kararına karşılık başlattığınız bu direniş inanıyorum ki, bizim direnişimiz gibi hayırlı sona erecektir" diye konuştu. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


8 yıllık kesintisiz eğitim sınıfta kaldı
İlknur Apaydın
8 yıl kesintisiz zorunlu eğitim sisteminde yaşanan olumsuzluklar devam ederken, eğitim alanında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından vaad edilen düzenlemelerin hiçbiri yerine getirilmedi. Araştırmayı yadsıyan, öğrencileri ezberciliğe yönlendiren, bilimsellikten uzak, kalitesiz eğitim körüklendi.
Eğitim-Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer, "8 Yıllık Zorunlu İlköğretim Uygulamasına İlişkin Değerlendirme" başlıklı bir rapor hazırladı. Dinçer, raporunda, bu sistemin yıllardır süre gelen eğitim sorunlarını çözmediğini vurguladı. İmam Hatip liselerinin önünün kesilmesine ilişkin duyulan kaygıların ve siyasilerin bu zemini kendi çıkarları için kullanmalarının zorunlu eğitime geçiş sürecini engellediği ifade edilen raporda, '80'li yılların başından bu yana 12 Eylül'cülerin eğitim ve öğretim sistemi üzerinde yarattıkları tahribata dikkat çekildi. Raporda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu hale getirilmesinin, siyasiler tarafından politik malzeme olarak kullanıldığı belirtilerek, bu durumun dinsel gericiliğin eğitim öğretim alanında örgütlenmesine zemin oluşturduğu ifade edildi. Raporda, "Eğitim sisteminin ve anlayışının, yıllardır birikmiş ve büyümüş sorunlarıyla tartışılması gerekirken, sadece 8 yıllık zorunlu eğitim uygulaması gündeme geliyor" denildi.
Yapılacaklar vaad olarak kaldı
Rehberlik ve yönlendirme uygulamalarının yaygınlaştırılamadığı vurgulanan raporda; öğretmen açıklarının kapatılmadığı, bilimsel, laik ve demokratik amaçlar doğrultusunda eğitim uygulayacak idareci ve yönetici kadroların oluşmadığı kaydedildi.
Raporda, bu sistemde, eğitim emekçileri ve velilerin eğitim sürecine katılmalarını sağlayacak düzenlemelerin yapılmadığı belirtilerek, yasakların ve yasakçı yasaların hala korunuyor olmasına dikkat çekildi. Öğretmen ve yönetici atamalarının da halen siyasi baskılardan arındırılmadığına vurgu yapılan raporda, eğitimin yeniden demokratikleştirilmesine yönelik düzenlenmelerin zaman kaybedilmeden uygulamaya konulması gerektiği belirtildi.
Raporda, eğitim programları ile ders kitaplarının konuları ve içeriklerinde gerekli düzenlemelerin ve değişikliklerin biran önce yapılmasını önemine değinildi.
Yetersizlikler sürüyor
Yüz binlerce çocuğun, eğitim olanağından yoksun olduğu ifade edilen raporda, okuma çağına gelmiş çocukların bir an önce belirlenmesi gerekti ifade edildi. Özürlülerin eğitimine ilişkin okul ve öğretmen sayılarının artırılmadığı, eğitimi başarılı kılacak okulların fiziki koşullarının iyileştirilmediği vurgulandı. Araç-gereç yetersizliğine de dikkat çekilen raporda, ikili öğretim ve birleştirilmiş sınıflarda eğitim uygulamasının, sorunu çözmediği gibi durumu daha da kötüleştirdiği kaydedildi. Raporda, her geçen yıl eğitime ayrılan payın azaldığı belirtilerek; herşeye karşın 8 yıllık eğitim ile genel eğitim süresi ortalamasının artmış olmasının bir başarı olduğu savunuldu.
ÖNCEKİ HABER

Poliste Susurluk kapışması

SONRAKİ HABER

Vietnam belgeselleri uluslararası alanda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa