Ada Colau: Değişime halk karar verdi, biz sadece aracı olduk

İspanya’da yerel seçim sonuçları sağcı Halk Partisinin (PP) uzun yıllardır yönettiği belediyeleri kaybetmesi ile sonuçlandı. İki önemli belediye ülkenin başkenti Madrid ve Katalonya Özerk Bölgesi’nin başkenti Barselona’da belediye başkanları ilk defa ilerici, sol ittifakların adayları olarak seçime katılan kadınlar oldu. Bunlardan biri olan Barselona yeni Belediye Başkanı Ada Colau’nun Gazeteci Amy Goodman’a verdiği röportajı kısaltarak yayınlıyoruz. 

Amy Goodman: Bu zafere şaşırıp şaşırmadığınızı sorarak başlamak istiyorum
Ada Colau: Bir açıdan evet, bir açıdan hayır, çok kısa zamanda, yurttaşlar tarafından desteklenen, çok az kaynakla ve çok az parayla Barselona gibi önemli bir kentte seçim zaferi elde ettik. Fakat bir açıdan da çok şaşırmadık çünkü bir halk hareketi var, büyük bir değişim isteği var. Bu kentte ciddi siyasi sorunlar ve ülkede de özellikle sokaklarda ifadesini bulan bir değişim talebi vardı. 

Nedir o sorunlar?
Ekonomik kriz sorunu var, fakat ekonomik kriz her şeyden önce siyasi bir krizin, derin bir demokratik krizin sonucudur. Ekonomik elitlerin suç ortaklığıyla siyasi elitlerin iktidar olduğu biçim ülkenin ekonomisini batırdı. Bunun özetini bankaların, mali kuruluşların tutumlarında gördük. Binlerce ve binlerce yurttaşı ipoteklerle dolandırdılar.  Ardından binlerce aileyi evlerinden attılar ve ülkenin ekonomisini batırdılar. Ve tüm bunlar siyasi elitlerle ekonomik elitler arasındaki kirli ortaklığın ürünü. O nedenle, sağlık, eğitim gibi en temel alanlarda sosyal kesintilere neden olan milyarlarca (avroluk) bir kayba neden olan bu durum karşısında, örneğin Barselona gibi zengin bir kente, büyük paraların döndüğü ve büyük kaynakları olan bir kentte bile eşitliksizlik ortaya çıktı ve giderek zenginleşen ve giderek yoksullaşan insanlar oluştu, orta sınıf kayboldu. Ve bu, ayrıca, Barselona gibi bir kenti evden atmalar konusunda lider haline getirdi örneğin, gıda ve sağlık hakkı sağlanamayan insanlar var. Böylece, kurumlarımızdaki yapısal yolsuzluk sorunlarıyla birleşen bu tür acil sosyal sorunlar karşısında, ekonomik krizle birlikte gelen siyasi kriz karşısında, belediyeciliğin yenilenmesi ve ortak çıkarlar için hizmet etmesi programıyla bizimki gibi adaylıklar ortaya çıktı. 

Barselona Belediye Başkanı olarak öncelikleriniz ne olacak, eylem planınız nedir?
Barselona’da ortaya koyduğumuz adaylığın birincil erdemlerinden birinin yurttaşların büyük harflerle politika yapabileceğini göstermiş olması olduğunu düşünüyorum. Ve çok az parayla, çok az kaynakla, ortak hedefler için çok farklı kesimlerle bir araya gelebildik. Politika yapma biçimlerini güncelledik, alışkın oldukları iktidarlarını ve mevcut yapılarını koruma konusunda endişeye kapılan geleneksel partiler karşısında, binleri bir araya getiren ve masanın üzerine ortak hedefleri koyan bir yurttaş adaylığı inşa ettik. Örneğin, evden atmaları durdurmak, konut hakkını garanti altına almak, gıda hakkını garanti altına almak, kent ekonomisini iyileştirmek, istikrarsızlığa karşı mücadele etmek, istihdamı yaymak, yolsuzluğa karşı mücadele etmek ve daha şeffaf, sağduyulu bir yönetim oluşturmak...talep ettiğimiz kentimizde insan haklarının karşılık bulduğu daha çok ve daha iyi bir demokrasidir. Fakat ne yazık ki, “sağduyu” son zamanlarda en az sağ kalan duyu oldu ve bu yüzden yurttaşlıktan başlayarak örgütlenmek zorundaydık, birlikte başka türlü -ısrarla belirtiyorum- ortak hedefler ve halkın çoğu için etkili bir siyaset yapılabileceğini göstermek zorundaydık. Ve bu ruhla, derimizi yüzmeye çalışan ve bizi oldukça zorlayanlara rağmen bugün, kamu kaynaklarının sadece bazılarının çıkarı için değil genel çıkarlar için kullanabileceğini göstermek için, Barselona Belediye Başkanlığına kadar geldik: 

Podemos’un (Yapabiliriz) yıl sonunda ulusal düzeyde elde ettiği başarının sizin başarınızda ne tür bir etkisi oldu?
Bence siyasi bir değişim meydana geliyor, İspanya’da siyaset yapma biçimi değişiyor, fakat ayrıca, İspanya dışında da, Avrupa’nın güneyinde ve umuyoruz ki tüm Avrupa’da da değişiyor. Ve İspanya’da yaşananın demokratik bir devrim olduğunu düşünüyorum: Yurttaşlar güçlendi ve sözü eline aldı. Burada kahraman her hangi bir isim değildir. Ne Barcelona en comun (Barselona Kolektifi) ne Podemos’tur ne de Ada Colau ya da Pablo Iglesias’tır (Podemos Lideri). Kahramanlar yurttaşlardır, halktır. Yani halk, kurumları yeniden sahiplenmeye, onları demokratikleştirmek için onarmaya karar vermiştir; halk gerçekten başrolde olsun ve kararları kendisi alsın diye siyaseti onarmaya karar vermiştir. Bu “aşağıdan gelen” demokratik devrim hareketinde bu iktidarı ele alma ve demokratik devrim sürecinin araçları olmaları gereken farklı partiler, farklı isimler vardır. Podemos, Pablo Iglesias, Ada Colau ve şimdi ortaya çıkan diğer partiler, geniş, halkçı kurumları halk için yenilemeye karar vermiş bir sürecin hizmetindeki araçlardır. 

Son olarak, Barselona Belediye Başkanı olarak ilk eyleminiz ne olacak?
Bir şok planı hazırlıyoruz. Yönetimin ilk ayı için hayata geçirilebilir, hırslı fakat kusursuz şekilde uygulanabilir 30 önlemden oluşuyor. Bu şok planının genel olarak üç temel kapsamı var: İstihdam sağlamak ve istikrarsızlığa karşı mücadele etmek, temel hakları koruma altına almak ve bir diğeri de yolsuzluğa karşı etkili bir mücadele vermek: Şeffaf bir belediyecilik ortaya koymak ve ayrıcalıkları ortadan kaldıkmak. Örneğin seçilmiş kamu görevlilerinin maaşlarını düşürmek ve özel yemek ya da makam araçları gibi ayrıcalıklara son vermek. 
Basit gibi görünüyor ama sembolik önemleri var çünkü dokunulmazlıkların, halk gerçeğinden uzak bir politik sınıf durumunun sona erdiği mesajı veriyor. 

Her şeyden önce, bu ayrıcalıkların sona erdirilmesi derhal yapılabilecek şeyler bunun için kuruma gitmek siyasi irade göstermek yeterli. Hiç şüphesiz ki tüm bu önlemler arasında, en birincillerinden biri, belediye başkanı olarak kamuoyu önünde tüm kent için çalışan bankaları pazarlık masasına çağırarak evden atmaların durdurulmasıdır; kentteki boş konutların kamu konutları olarak ihtiyacı olan ailelere kiralanmasını talep etmektir. (DIŞ HABERLER)

*rebelion.org’dan çeviren Elif Görgü