Tekstilin acı veren gerçekleri

Şirin
Çağlayan Tekstil İşçisi/İstanbul
Sevgili Evrensel Okurları,
Öncelikle size kısaca kendimden bahsedeyim. 22 yaşındayım. İstanbul’un Çağlayan Mahallesi’nde yaşıyorum. Tekstil işi ile uğraşıyorum.
Sizlere mesleğimden bahsetmek istiyorum. Sekiz senedir tekstilde çalışıyorum. Ama mesleğimden hiç memnun değilim. Neden diyeceksiniz. Size şöyle açıklamak istiyorum. Öncelikle tekstil demek giyim üzerine yapılan iş demektir. Bunun için önce bir firma sonra atölye, makine ve en önemlisi işçiye ihtiyaç var. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülüyor. Fakat ne işçi sağlığı ne de rahatlığı düşünülmüyor.
Bunun yanı sıra işçinin güvenliği ve garantisi olmuyor. SSK yok. İşyeri hiç temiz bir ortam değil. Toz içinde çalışıyoruz. İşçi olarak bir vasfımız yok iş sahibinin ihtiyacına göre çalıştırılıyoruz. Bizleri rekabete itiyorlar. Çünkü en çok çalışan patronun gözüne giriyor ve daha iyi ücret alıyor. Fakat işin fasonuna göre biz işçiler de hak ettiğimizi alamıyoruz. Sizin anlayacağınız sömürülüyoruz.
Günde on bir buçuk saat çalışıyoruz. Sadece bir buçuk saat mola kullanabiliyoruz. Bunun yanı sıra maaş ödemelerimiz ya gecikmeli ya da hiç alamayız. İş sahibinin ihtiyacı varsa çalışıyoruz yoksa kapı önüne konuyoruz. İşte tekstilin acı veren gerçekleri. Ben bir tekstil işçisi olarak yarınım için tereddütlü olmak istemiyorum. Emeğimizin değerinin artması dileği ile iyi günler diliyorum.
Evrensel'i Takip Et