30 Mart 2015 05:14

IŞİD’in elinden kurtarılan Êzidî kadınlar işkence ve tecavüzü anlattı!

Rakka'da IŞİD’çilere satılan Şengalli N.B. ve R.Y. çocuklarıyla birlikte kurtarıldı. 7 ay süren cehennemi anlatan Êzidî kadınlar, süreklileşen işkence ve tecavüzlere dikkat çekti. "Tecavüz ve işkencelere çocuklarım için dayandım" diyen N.B, şu olayla özetledi yaşadıklarını: "Sağır ve dilsiz bir Şengalli vardı, sürekli ağlıyordu. Yaşadıklarını elleriyle anlatırken sanki ölümü tarif ediyordu." Zorla dini nikâh kıyılan R.Y. de, "Köleniz olayım, ama eşiniz olmayayım" dediğini ancak dövülerek evlendirildiğini söyledi.

Paylaş

Hülya EMEÇ

IŞİD’in 3 Ağustos'ta Şengal'e saldırması ve KDP pêşmergelerinin şehri terk etmesi sonucu yüz binlerce Êzidî, çetelerle yüz yüze bırakıldı. HPG güçlerinin aldığı tedbir sayesinde Êzidîlerin büyük kısmı Şengal Dağı'nda koruma altına alınsa da özellikle Şengal'in köylerinde yaşayan binlerce Êzidî, çeteler tarafından katledildi. Kimi kadınlar esir düşmemek için intihar ederken, binlerce kadın ve çocuk ise çeteler tarafından kaçırıldı. Halen 7 bin kadın ve çocuğun çetelerin elinde olduğu ve Musul ile Rakka gibi IŞİD merkezlerindeki köle pazarlarında para karşılığı satıldığı biliniyor. Kaçırılan Êzidîlerin kurtarılması için uluslararası kamuoyuna yapılan tüm çağrılara rağmen kimse harekete geçmezken, Êzidî ailelerin yanı sıra KJA, DTK, HDK, DBP, HDP ve sivil toplum örgüleri öncülüğünde oluşturulan "DAİŞ Tarafından Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu" Federal Kürdistan'da girişimlere başladı. Girişimler sonucu alıkonulan kadınlardan bazıları kurtarılırken, geçen hafta içinde YPG ve YPJ güçleri tarafından 7 aydır IŞİD’in elinde olan ve Rakka'daki köle pazarında satılan 3 çocuk annesi 30 yaşındaki N.B. ile 2 çocuk annesi 32 yaşındaki R.Y. çocuklarıyla birlikte kurtarılarak Kobanê'deki ailelerine teslim edildi. Aylar süren işkence ve tecavüz nedeniyle yaşadıkları travmanın etkisinden çıkamayan kadınlar, cehennem dolu 7 ayı anlattı.

'ÇOCUKLARIM OLMASAYDI…'

IŞİD’in Şengal'e saldırması sonucu bir köye sığınan, ancak burada da etraflarının sarılması sonucu çok sayıda akrabası ve 4, 5 ve 7 yaşındaki çocukları ile birlikte kaçırılan N.B, önce Musul'a ardından da Rakka'ya getirildiklerini söyledi. Yakalandıkları andan itibaren erkek ve kadınların birbirinden koparıldığını anlatan N.B, en son 7 ay önce gördüğü eşi ve diğer erkeklerin öldürüldüğünü çetelerden "Kafirlerdi, kafalarını keserek öldürdük" sözleriyle öğrendiğini belirtti. Yaşadıkları vahşeti gözyaşları içinde aktaran ve Rakka'da Özbekistan asıllı kendisinden 20 yaş büyük Ebu Cihat adlı IŞİD üyesine satıldığını ifade eden N.B, intihar etmek istediğini, ancak çocuklarının varlığının kendisini bu düşünceden vazgeçirdiğini belirtti. N.B, "Eğer ben ölürsem çocuklarım daha da kötü şeyler görecekti. Yaşadığımız tecavüz ve işkencelere çocuklarım için dayandım. Yaşadığımız vahşetin bile aşamaları vardı. Tüm Êzidî kadınları tek tek Arap erkeklerine satıyorlardı. Beni satın alan kişi, zorla tecavüz etti. Bazen 10 erkek bir kadını birlikte satın alarak, tecavüz edebiliyordu. Sağır ve dilsiz bir Şengalli vardı. Konuşamıyor ve sürekli ağlıyordu. Yaşadıklarını elleriyle anlatırken ölümü sanki tarif ediyordu bize. O kadar kötü o kadar çekilmezdi" dedi.

Yaşadıklarının dayanılmaz bir noktaya gelmesinin ardından kaçma planları yaptıklarını vurgulayan N.B, kendisi gibi kaçırılan R.Y. ile birlikte çarşaf giyerek, daha önce irtibata geçtikleri yakınlarının gönderdiği araçla önce bir köye ardından da YPJ'lilerin sayesinde Kobanê'ye geldiklerini belirtti ve ekledi: "Unutulması çok zor günlerdi. Uyumakta zorluk çekiyorum." 

'20 GÜN AÇ SUSUZ BEKLETİLDİK'

N.B. ile birlikte IŞİD’in elinden kaçan R.Y. ise IŞİD’in Şengal'e saldırdığı sırada kaçamadıklarını, bu nedenle kadın, erkek, çocuk ve yaşlıların mecburen "Müslüman olacağız" diyerek, çetelerden kurtulmaya çalıştıklarını anlattı. Ancak iki gün sonra erkeklerin katledildiğini söyleyen R.Y, kadınların ise Rakka'ya götürüldüğünü belirtti. Tüm değerli eşyalarına "ganimet" adı altında el koyan IŞİD üyelerinin, kadınları evlenmiş ve evlenmemiş olarak ikiye ayırdığını aktaran R.Y, "Evlenmemiş kızları alarak daha pahalıya pazarlarda sattılar. Evli olan ve çocukları olanları da daha ucuz fiyata Araplara ya da çetelere sattılar. 20 gün aç ve susuz tutulduğumuz Rakka'da daha sonra Kesrê Mihrab köyünde 2 ay boyunca toplu bir yerde bekletildik. Her gün DAİŞ üyeleri gelip kendilerine beğendiklerini alıp götürüyorlardı. Beni de Rus kökenli Ebu Muhammed adında çete üyesi satın aldı ve Sitthiştin'a götürdü" dedi.

'KÖLENİZ OLAYIM AMA EŞİNİZ OLMAYAYIM…'

Burada zorla dini nikâh kıyılan R.Y, "Köleniz olayım, ama eşiniz olmayayım" dediğini ancak dövülerek IŞİD üyesiyle evlendirildiğini söyledi. Evlendirildiği IŞİD’çinin Kobanê'de savaşa gittiğini, geldiğinde ise oğlunu "Çok yemek yedin" diyerek saatlerce tek ayak üzerinde beklettiğini, yine bir gün oğlunun "Kürdistan" dediği için bir saat boyunca dışarıda soğukta beklettiğini aktaran R.Y, "Bana tecavüz ettiği yetmezmiş gibi çocuklarımı cezalandırıyor ve dövüyordu" dedi. IŞİD üyelerinin YPJ'lilerden korktuğunu dile getire R.Y, evlendirildiği IŞİD üyesinin kendisine "Kafirler çok güçlü, günde 30 kişi şehit ediyorlar. Êzidî kadınlarını kurtarmak için seferber olmuşlar" dediğini söyleyerek, IŞİD’in YPJ ve YPG'den korktuğuna dikkat çekti. 

'ÇOCUKLARI HAMİLE BIRAKIYORLARDI'

Yaşadıklarını anlattıkça tırnaklarını kemiren R.Y, çok sayıda kız çocuğunun çetelerden hamile kaldığını gözyaşları içinde anlattı. Hamile kalmamak için komşularından yardım istediğini söyleyen R.Y, "DAİŞ'ten hamile kalmamak için komşulardan yardım istedim. Kaçmama yardım edemediler, ama hamile kalmayayım diye bana doğum kontrol hapları verdiler. Tüm Êzidî kadınları benim kadar imkan sahibi değildi. Çocukları hamile bırakıyorlardı. Babasının kim olduğunu bilmeyenler bile vardı. Bazı çocuklar çok sayıda kişiye satılıyor ve tecavüze uğruyordu" dedi. 

'ÖLÜMÜ GÖZE ALARAK KAÇTIK'

N.B. ile birlikte yaşadıkları işkenceye dayanamayarak kaçtıklarını dile getiren R.Y, şöyle devam etti: "Büyük bir riskti kaçmamız. Yakalansaydık çok kötü olacaktı. Ama daha ne yaşayabilirdik ki? Ölümü göze alarak, çarşaf giyerek irtibata geçtiğimiz akrabalarımızla görüştük. Arabayla bizi almaya geldiklerinde beni evlendirdikleri DAİŞ üyesi Kobanê köylerine savaşmaya gitmişti. Çocuklarıma da çarşaf giydirdim. Evimden bir kilometre ötede bekleyen araca bindik. Artık dayanacak gücümüz kalmadığı için ya ölmek ya da gitmek istiyorduk. Araçla bir köye gittik orada birkaç gün kaldık. Sonra YPJ'liler bizi aldılar. Kobanê'ye getirdiler. Onlar olmasa kurtulamazdık. Onların yardımıyla şuan kurtulduk. Çocuklarımın durumu çok kötüdür. Sürekli ağlıyorlar. Artık o günleri yaşamak istemiyoruz. Bir an önce diğer Êzidî kadınların da kurtarılmasını istiyoruz." (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

NSU davasının tanığı evinde ölü bulundu

SONRAKİ HABER

Sınav haftasında yemekhaneler kapatılınca yurtta yemek kuyrukları uzadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...