18 Mart 2015 16:50

Politik Atmosferin Üniversiteye İzdüşümü

İlkokullardan üniversitelere kadar eğitimin almış olduğu hal belli. Gerici bir eğitim ve onun söylemleri ile karşı karşıyayız. Bizim hangi sınıfta nerede arkadaşımız varsa oradan başlayarak bir tartışma sürdürmeye çalışıyoruz. 'Kavga gürültü ortamı' üniversite gençliği mücadelesinin önünde büyük bir engel.

Paylaş

Gamze MADEN
İstanbul

Üniversitelerde ikinci dönemin açılmasıyla birlikte Türkiye'nin dört bir tarafındaki üniversitelerden çatışma, kavga haberleri gelmeye başladı. Biz de Genç Hayat olarak hem bu ortamı hem de bu ortamın gençlik mücadelesi açısından ne anlama geldiğini Emek Gençliği Merkez Yönetim Kurulu üyesi İmran Kurt ile konuştuk.

Ege Üniversitesi'nde (EÜ) başlayan ırkçı saldırılar diğer üniversitelere de sıçradı. Bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?

EÜ'nde basına yansımadan önce de gerginlik vardı. Fırat Çakıroğlu'nun ölümü EÜ'nde yaşanan saldırıları ülkenin gündemine sokmuş oldu. Bu olayların neden kışkırtıldığı önemli. Bütün  muhalefet partilerinin iç güvenlik paketinin bir darbe paketi olduğuna hem fikir olduğu bir dönemde ve toplumsal dinamiğin harekete geçmeye hazır olduğu bu günlerde Fırat'ın ölümü kuşkular uyandırıyor. Burjuva medyada karşıt görüşlü öğrencilerin kavgası olarak yansıyan bu çatışmalar bu kadar basit bir ifadeden ibaret değildir. Bu zamana kadar yaşanan bütün çatışmalar, 16 Mart'tan bu yana tüm katliamlar ülkenin politik atmosferiyle paralel olarak yaşanmıştır.

Üniversite gençliği açısından ne ifade ediyor bu ırkçı gerici saldırılar?

Ne zaman üniversite gençliği harekete geçmeye hazır olsa ya da toplumsal muhalefeti harekete geçirebilecek koşullar olgunlaşmış olsa bu tür saldırılar gerçekleşir. Üniversite gençliğinin harekete geçmesinin önünü kesmek üzere planlar sahaya sürülüyor. Şimdi de bir tarafta iç güvenlik paketine karşı çıkanlar bir tarafta çıkmayanlar gibi bir tablo yaratılmak isteniyor. Asıl dertleri bir kamplaşma yaratmak ve mücadele dinamiklerinin önünü kesmek.

'BİRLİKTE HAREKET EDİLEBİLECEK ZEMİNLERİ KAYBETMEYELİM'

Sadece iç güvenlik paketi mi yani üniversitelerin ortamını geren?

Önümüzdeki seçim AKP için kritik bir seçim. Bunda HDP'nin parti olarak seçime girmesi etkili. HDP'nin yüzde onluk barajı geçme ihtimali AKP için düşüşün başlangıcı anlamına gelebilir. Bu da başta Erdoğan olmak üzere AKP'yi korkutan bir şey. Korku hali de kamplaştırma politikalarının daha da yoğunlaşması anlamına geliyor. Bu süreçten en çok etkinlenen yerlerden biri de üniversiteler olacaktır.

Bu provokasyonlar gençlik mücadelesinde nasıl bir etkiye sahip?

Mesela iç güvenlik paketi, üniversite gençliğinin karşısında olacağı bir şey. CHP, MHP ve HDP gibi yan yana gelmesi çok zor olan partileri bile yan yana getirebilen bir paket. Ama EÜ'nde olan olaydan sonra başka bir hal aldı üniversite ortamı. Tersinden mecliste MHP ve HDP vekilleri bu pakete karşı birlikte mücadele veriyor. Bu tezatlık ise üniversite gençliği açısından bir uçurum yaratıyor. Hükümet de üniversitelerde bu uçurumu derinleştirmek istiyor.

EN İLKEL YÖNTEM

Bunların karşısında Emek Gençliği'nin tutumu nedir?

Biz yıllardır üniversitelerin bir özgürlük ortamı olması gerektiğini savunduk. Herhangi bir saldırı olduğunda da saldırılara çiçek uzatmadık. Ama bunu bir siyaset yasakçılığına da vardırmadık. Irkçı gruplar bizim üniversitemizde siyaset yapamaz, afiş asamaz gibi bir tutumumuz olmadı. Faşizme karşı mücadelenin bu gruplara stant açtırmamaktan geçtiği gibi tutumların yanında yer almadık, almayız da. Faşizme karşı mücadelenin çeşitli unsurları var, bu belki de en kaba ve en ilkel yöntem. Biz başka bir hattı, ideolojik mücadeleyi önemsiyoruz. Ulusalcı, ırkçı, gerici akımlarla ideolojik mücadelenin esas olduğunu ve onları bu kulvarda mindere yatırmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Bu bahsettiğini somutlayacak olursak üniversitelerde Emek gençliği ne yapıyor?

Bugüne kadar, başta çeşitli yayın organlarımız olmak üzere ülkenin siyasi atmosferine uygun olarak polemikler yürüttük. Sözümüzü kimseden sakınmadık. Irkçı şoven kesimlerle de başka kendini sol sosyalist çizgide tanımlayan kesimlerle de. Bulunduğumuz alanlarda, nerede varsak orada bulunan gençliği kendi siyasi arenamıza kazanmak için çeşitli hamleler yapıyoruz.

İKTİDARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEYİZ

Ne gibi mesela?

Çeşitli akımları üniversitemize çağırmak ve kendi sözümüzü bu tartışmalarda söylemek gibi. Diğer yanı ise sınıflarda bu tartışmaları sürdürebilmek. İlkokullardan üniversitelere kadar eğitimin almış olduğu hal belli. Gerici bir eğitim ve onun söylemleri ile karşı karşıyayız. Bizim hangi sınıfta nerede arkadaşımız varsa oradan başlayarak bir tartışma sürdürmeye çalışıyoruz. 'Kavga gürültü ortamı' üniversite gençliği mücadelesinin önünde büyük bir engel.

Ne gibi bir engel?

Üniversite gençliği ortak bir noktada buluşamayacak durumda. Aşırı bölünmüş ve aşırı kamplaşmış. Örneğin İstanbul Üniversitesi polisin şubesi gibi işliyor. Üniversitenin ana gövdesi bu duruma kayıtsız. Bizim derdimiz o kitleyi demokratik üniversite mücadelesine kazanmak. Bizim derdimiz bu parçalanmış ortamı yıkmak. Yeri geldiğinde temel talepler için birlikte mücadele edildiği bir ortam yaratabilmek. Çatışmalı ortamlar ise devletin ve iktidarın işine yarıyor. Biz burada onların ekmeğine yağ sürmeyiz. Bunun için de mücadele ediyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Bir(leşik) Haziran Hareket(i)sizliği

SONRAKİ HABER

Kolları sıvadık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...