07 Mart 2015 09:54

Ben de bağırıyorum: ARTIK YETER!

Bu ülkede kadın olmak her gün daha zor! Bu ülkede yaşamak her gün daha da zor! Bu ülkede kadına hakaret meşru! Bu ülkede kadına şiddet meşru! Söylemek istediğim çok şey var… Cehenneme sığmayacak bir coğrafyanın çocuklarıyız...

Paylaş

Bu ülkede kadın olmak her gün daha zor! Bu ülkede nefes almak her gün daha da zor! Bu ülkede yaşamak her gün daha da zor! Bu ülkede tecavüz meşru! Bu ülkede hırsızlık meşru! Bu ülkede gasp meşru! Bu ülkede kadına hakaret meşru! Bu ülkede kadına şiddet meşru! Söylemek istediğim çok şey var… Cehenneme sığmayacak bir coğrafyanın çocuklarıyız...
Her şeyden korkar olduk… Yaşlılardan, minibüs şoförlerinden, sınıf arkadaşlarımızdan, sokakta yalnız yürümekten, cafede tek başına oturmaktan, mini etek giymekten, meslek sahibi olup çalışmaktan, evlenmekten hatta çocuk sahibi olmaktan...
Benim de başıma bir sürü hatırlamak istemediğim, beni üzen ve kadın olmamla ilgili olan birçok üzücü olay geldi.
Yalnız başıma kafe de otururken 60 yaşındaki bir amcanın beni evine çağırması, tren beklerken yine başka bir adamın beni çay kahve içmeye çağırması, kitapçıda kendime kitap bakarken nişanlı olduğum halde beni rahatsız edip gideceğim kursun kapısına kadar bir erkek tarafından takip edilmem. Üniversiteyi bir okul olarak görmeyip başka amaçlar biçen arkadaşların iğrenç konuşmalarına şahit oluşum... Minibüste taciz edilme korkusu yüzünden ayakta kalmak istememem… Geç bir saatte eve yürürken arkamda hissettiğim her ayak sesinde irkilmem…
Ben bu ülkede kadın erkek eşitliğinin var olduğuna inanmıyorum. Çünkü önümde somut bir örnek yok ve en basitinden size şunu örnek verebilirim. Daha geçenlerde üst kat komşumuzun hamile olduğunu öğrendim. Kadının zaten bir erkek evladı vardı, bir de kızı olacaktı şimdi. Adam kızı olacağını duyunca çok sinirlendi. Karısını suçladı. Bağırdı çağırdı konuşmadı kadınla. Kadının ne suçu vardı. Hiçbir suçu yoktu. Zaten kız çocuğu doğurmak ne zamandan beri suç! Toplum kadını insan olarak görmüyor. Erkekler de kadınlar da. Toplum kadına görevler biçti; çocuk doğursun kocasına iyi davransın, kocası ne yaparsa sussun, erkeğinin sözünden çıkmasın. Bu böyle olmadığında ise erkek kadına bunu zorbalıkla, şiddetle yaptırmaya çalıştı.
Kadının ekonomik özgürlüğü yok; erkek kadını kendine muhtaç kıldı. Kadını oyuncak gibi gördü. Oynadıktan ve hevesini aldıktan sonra bir kenara atabileceği bir oyuncak gibi.
Bu ülke karısı yolda adres sordu diye öldürülen kadınlarla dolu. Bir insanı öldürmek bu kadar basit mi? Bu ülke evleneceği kızın geçmişini sorgulayıp öldürülen kızlarla dolu. Kızların geleceğine dokunmak bu kadar kolay mı?
Bir kadını sokak ortasında dövebilir tecavüz edebilir hatta öldürebilirsin. Türkiye’nin gelmiş olduğu durum şu an bu!
Bugün okuldan eve giderken minibüse binmeye korkacak binlerce kız öğrenci ve onları evde bekleyen binlerce aile olacak. Kadına bu cehennemi yaşatanların serbestçe nefes almaya hakları yoktur.
Cennet annelerin ayakları altında diyoruz ama geleceğin annelerini öldürüyoruz. Bu adamlar bunları yaparken annelerinin de bir kadın olduğunu, onları bir kadının doğurduğunu unutuyorlar. Bir anneyi, bir babayı çaresiz bırakmak bir genç kızın hayatının baharında söndürmenin hesabını kim verecek! Kadın bir et parçası değildir.
“Artık yeter!” diye bağıran tüm kadınların yanında ben de bağırıyorum. Kadınlarımıza yapılan her türlü şiddeti tecavüzü baskıyı erkeklik vasfı adı altında yapılanlara lanet olsun. Kadın üzerinde hükmetme hakkın yok erkeksin diye. Erkek olmadan önce bir kadının karnındaydın unutma!
Nilçay Burcu Başkan
Kartal / İSTANBUL

ÖNCEKİ HABER

YPG sözünü tuttu, Fırat'ın suyundan içti

SONRAKİ HABER

Mutfaktan sahneye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...