Suç ortaklığının resmidir

22 Ağustos 2013’te Evrensel’e manşet olan bu fotoğrafı hatırladınız mı?

Bu fotoğraf “Bizim IŞİD’le bağlantımızı kanıtlayın”  diyen Davutoğlu’na en kestirme cevaptır. Suruç katliamından sonra “Terörün dini, dili, ırkı yok” diye geveleyerek radikal İslamcı IŞİD terörünün üstünü örtmeye ve onunla yaptıkları işbirliğini saklamaya çalışan Erdoğan’ın suç ortaklığının resmidir.
Bu fotoğraf, Ceylanpınar’ın karşı tarafındaki Serêkaniyê’de PYD ile el Kaideci Nusra arasında en yoğun çatışmaların yaşandığı 2013 yazında çekildi.
Erdoğan Başbakan, Davutoğlu Dışişleri Bakanı idi.

Ceylanpınar’da çekilen bu fotoğraf’taki kravatlı zat, AKP’nin Ş.Urfa’da önde gelen isimlerinden Menderes Atilla. Atilla, bu fotoğrafın çekilmesinden yaklaşık bir yıl sonra yerel seçimlerin en şaibeli sonuçlarından biriyle AKP’nin Ceylanpınar Belediye Başkanı oldu. Fotoğrafta Menderes Atilla ile bu samimi pozu veren silahlı kişi ise Nusra’nın komutanlarından biri. O zaman Nusracılar bir yandan AKP’lilerle kol kola fotoğraflar çektirirken, öte yandan Serêkaniyê’de PYD/YPG ile savaşıyorlardı. Militanlar Ceylanpınar TİGEM’deki kamplarında dinleniyor, savaşmak için Serêkaniyê’ye geçiyor ve yaralandıklarında ise Ş.Urfa’daki hastanelerde tedavi ediliyorlardı.

Daha Nusra’nın, IİD’in (Irak İslam Devleti) Suriye kolu olduğunu söyleyen Bağdadi ile Nusra lideri Colani arasındaki tartışma yeni başlamış, Nusra’nın yerini IŞİD almamıştı.

Menderes Atilla’yı Evrensel’e manşet olan fotoğraftan iki yıl sonra bu kez AKP’nin tetikçi medyasından Sabah gazetesinin manşetinde görüyoruz. Sabah’ın “PYD DAEŞ’ten daha tehlikeli” manşetinden üç gün sonra Menderes’ten PYD’nin amacının Ceylanpınar’da etnik temizlik yapmak olduğunu öğreniyoruz(!) Hayır, yanlış okumadınız hani Erdoğan ve Davutoğlu “Tel Abyad’da etnik temizlik yapılıyor” diyordu ya, Menderes hızını alamayarak PYD’nin Ceylanpınar’da etnik temizlik yapmak istediğini söylüyordu. Böylece PYD’nin ne kadar tehlikeli olduğu kanıtlanmış oluyordu(!) PYD’nin Tel Abyad’ı IŞİD’den temizlemesi ve Cerablus’u almasının gündeme gelmesi karşısında Erdoğan ve Davutoğlu’ndan Menderes Atilla’ya kadar bütün AKP taifesini bir telaş almıştı. Ne kadar telaş etseler azdı, ne de olsa Rojava ve Suriye rejimine karşı en büyük dayanaklarını kaybediyorlardı!

İşte Sabah gazetesinin bu manşetlerinden bir ay sonra Kobanê’ye gitmek için Suruç’a gelen gençler insanlık tarihinin en barbar, en vahşi örgütlerinden IŞİD tarafından katledildi.  Ellerinde silah değil, oyuncaklar vardı. Savaşın yarattığı yıkım ve acıyı hafifletmek için kütüphane kurmak, çocuklara oyun parkı yapmak istiyorlardı. Bu gençler “Ş. Urfa’da IŞİD’li var mı” diye soran gazetecilerin Vali İzzettin Küçük tarafından gözaltına aldırıldığı Ş.Urfa’nın Suruç ilçesinde katledildi. İşte bu katil sürüsünün en büyük destekçileri şimdi “terörün dini…”, “lanetliyoruz!”, “kanıt gösterin…” diye bas bas bağırıyorlar. Sonra arkalarında ‘yeni Osmanlı’cı AKP’nin Ceylanpınar’daki ‘sınır beyi’nin bu katillerle kol kola sırıtan fotoğrafı beliriyor. Yalanları yüzlerine çarpıyor!

Bu fotoğraf suç ortaklığının resmidir. Bu fotoğraf, sadece Suriye ve Rojava’da değil; Cilvegözü’nde, Reyhanlı’da, Niğde’de, Amed’de ve Suruç’ta yapılan katliamların azmettirici ve katillerini gösteriyor.

Ve bugün bu gerçeğin üstünü örtmek için ne kadar çırpınırsanız çırpının önünde sonunda felakete sürüklediğiniz halklar yakanıza yapışacak.

O zaman bu kadar kanın, katliamın hesabını nasıl vereceksiniz?