20 Nisan 2015 00:52

Darbe mekaniği, Ağrı provokasyonu ve seçim!

Darbe mekaniği, Ağrı provokasyonu ve seçim!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ağrı Diyadin’de yaşanan provokasyon, AKP-Erdoğan’ın kendi iktidarı için kan dökmekten; ülkeyi yeniden çatışmalı sürece sürüklemekten çekinmediğini/çekinmeyeceğini gösterdi. Bu provokasyonun halk tarafından boşa çıkartılmasına rağmen, AKP-Erdoğan cephesinden ortamı germeye yönelik açıklamalar devam ediyor. Bu açıklamalara çeşitli kentlerde HDP binalarına-etkinliklerine saldırılar eşlik ediyor. Bırakın başkanlığı, bir diktatör gibi davranan Erdoğan ve emrindeki hükümet, seçimlerde istedikleri sonucu alamayacaklarını gördükçe ülkeyi adım adım gerilime ve kaos ortamına doğru sürüklüyor.

Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Özel arasındaki ‘özel’ ilişki, Erdoğan’ın Ergenekon Davası konusunda “aldatıldığını” söylemesi ve davanın düşmesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. Aynı dönemde tersi bir şekilde Erdoğan, daha önce devamı için “baldıran zehri” içeceğini söylediği “çözüm süreci”ni zehirleyen açıklamalar yapmaya başladı. Dolmabahçe’de İmralı Heyeti ile hükümet yetkililerinin katılımıyla yapılan açıklamaya, Öcalan’ın on maddelik taslağına, izleme heyetine karşı olduğu ve aslında ülkede bir Kürt sorunu olmadığı yönünde açıklamalar yaptı. Bu açıklamalara Kürdistan’ın çeşitli kentlerinde askeri hareketliliğin artması, gerilla ile asker arasında “sıcak temas” haberlerinin gelmesi, Roboskî’de katırların katledilmesi ve en son Ağrı provokasyonu eşlik etti. 

 Bütün bu gelişmeler, Öcalan’ın geçen yıl 6-8 Ekim Kobanê olaylarından sonra yaptığı “çözüm süreci”ne karşı “darbe mekaniğinin işletilebileceği” uyarısını akıllara getiriyor. Gerçi Öcalan, Kobanê olayları sonrasında AKP Hükümeti’ni uyarıyor; güvenlikçi politikalara sarılmasının hükümeti de götürecek bir darbe mekaniğinin işletilmesine yol açacağını söylüyordu. Daha sonra İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder, Nuray Mert’le de tartışmasına yol açan AKP-devlet içinde “çözüm süreci”ne karşı güçlerin olduğu ve darbe mekaniğini bu güçlerin işletebileceği değerlendirmesini yapmıştı. Cizre olayları döneminde bu kez İmralı heyetine daha sonra katılan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, darbe mekaniğinden söz etmiş ve adres olarak da paralel yapı-Cemaat’i göstermişti. O zaman tartışmaya bu köşeden “Darbe mekaniği mi dediniz!” başlıklı yazıyla katılmış ve “Ortada AKP-devlet içinde iki farklı güç değil; AKP-Erdoğan’ın içinden çıkmakta zorlandıkları bir ikilem vardır. Çünkü AKP-Erdoğan, bir yandan Kürt hareketinin bölgesel gelişmelerle de iç içe geçmiş olarak kazandığı güç ve pozisyon nedeniyle süreci sona erdiremez hale gelmişken, öte yandan da Kürt sorununun demokratik-barışçıl çözümünü kurmak istekleri tek parti-tek adam düzeninin önünde engel olarak görüyorlar”  değerlendirmesini yapmıştık.

Ağrı provokasyonundan hemen önce KCK  Eş Başkanı Besê Hozat, son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak kendisiyle yapılan bir röportajda “çözüm süreci”ne karşı darbe mekaniğini işletenlerin başında Erdoğan’ın yer aldığını söylemişti. Sonra Ağrı-Diyadin’de askerlerin DBP-HDP Şenliğine gönderilmesiyle yaşanan provokasyon geldi. Daha olaylar devam ederken Erdoğan, Sakarya’da HDP ve PKK’yi hedefe koyan açıklamalar yaptı. Derken Ağrı Valisi Musa Işın’ın olaylardan bir gün önce TRT Haber’de bu provokasyonu haber veren açıklamalar yaptığı ortaya çıktı. O yüzden Ağrı-Diyadin olayında ortaya çıkan Erdoğan-Efkan Ala ve Ağrı valisi zinciri de, Erdoğan’dan ‘olur’ alan ordunun ikide bir “teröristlerle sıcak temas-çatışma” yönünde yaptığı açıklamalar da hiç şaşırtıcı gelmiyor.

Sonuç olarak, yaşananlar “tek parti-tek adam” düzeni için kirli-kanlı hiçbir yolu denemekten vazgeçmeyeceği anlaşılan AKP-Erdoğan’ı durdurmak isteyenlerin ne yapması gerektiğini de bütün açıklığıyla ortaya koyuyor-ki, Erdoğan’ın son günlerde HDP-Demirtaş’la yatıp kalkması boşuna değil. Çünkü bugün HDP, Erdoğan’ın kurmak istediği düzenin önündeki en önemli engel haline gelmiştir. HDP’nin seçim barajını aşıp meclise güçlü girmesi, hiç kuşkusuz AKP-Erdoğan için sonun başlangıcı olacaktır. Bugün HDP’nin barajı aşması, darbe mekaniğinin çarkını kırmak ve halkların barış içinde yaşadığı demokratik bir ülkeyi hep birlikte kurmak için kilit bir önem kazanmıştır. Bütün emek ve demokrasi güçleri, oynanan tehlikeli oyuna karşı uyanık olmalı ve HDP etrafında kurulan mücadele birliğini büyüterek 7 Haziran’da yeni bir döneme kapıyı aramalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa