22 Kasım 2012 04:57

Batı Kürdistan’da birlik sona mı eriyor?

Batı Kürdistan’da birçok kentin Kürtlerin yönetimine geçmesi ve Kürt Yüksek Konseyi’nin (KYK) kurulmasının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Hewler’e ani bir ziyaret gerçekleştirmiş, içinde Barzani yanlısı olan Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) üyeleriyle görüşmeler yapmıştı.

Batı Kürdistan’da birlik sona mı eriyor?
Paylaş
Mehmet Aslanoğlu

Bir süre sonra Hewler’de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK), Türkiye ve ABD yetkililerinin ENKS üyeleriyle gizli toplantılar yaptığı yine kamuoyuna yansımıştı. O dönemden itibaren Davutoğlu’nun Kürtleri bölme politikası adım adım hayata geçiriliyor. KYK’nin oluşturulduğu Hewler anlaşmasındaki “Kürtleri birleştiren lider”rolüyle bütün Kürtler içinde prestiji artan Mesut Barzani adeta bu birliğin mimarı olarak ön plana çıkmıştı. Ancak gelinen aşamada Barzani’nin etkisindeki ENKS içinde yer alan partilerin Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile işbirliği halinde Halep-Eşrefiye, Afrin, Serekanî ve son olarak Kobani’de, savaşı Batı Kürdistan’a yaymak için gösterdiği faaliyetler, Batı Kürdistan’da Kürtlerin birliğini bozma noktasına geldi. ENKS’nin Doha’da Suriye muhalefetinin yeniden oluşturulması toplantısına tüm Kürtleri temsilen katılması ise bardağı taşıran son damla oldu.

KDP, YNK, ABD ve Türkiye ile Hewler’de yapılan gizli toplantıların aslında Türkiye’nin PYD’nin dışlanıp, ezilmesini amaçlayan politikasını da içermek üzere Suriye Kürtleri’ni Doha muhalefetinin dolgu malzemesi haline getirme planının hazırlığı olduğu ise bugün gün yüzüne çıkıyor. Kürtlerin birliğinin mimarı olarak gösterilen Barzani’nin desteklediği partiler son 2 aydır Kürtlerin yaşadığı şehirlerde ÖSO’nun yerleşmesi için provokasyon düzenliyor.  Serekanî’de hayata geçirilen bu plan sonucu onlarca Suriyeli Kürt yaşamını yitirdi. Serekanî, ÖSO ateşi ve Suriye jetleri tarafından yerle bir edildi.


HEWLER’DE KYK’NİN GELECEĞİ KONUŞULUYOR

Irak’tan sonra Suriye’de de Kürtlerin birleşerek mücadele etmesi için önemli bir adım olarak görülen Kürt Yüksek Konseyi’nden habersiz bir şekilde ENKS Doha’daki toplantıya katıldı. Bu durum PYD’nin de bulunduğu 16 partiden oluşan ve  KYK’nin yarısını oluşturan Halk Meclisi için bardağı taşıran son damla oldu.

DİHA’ya açıklamalarda bulunan KYK Üyesi İlham Ahmet, ENKS’nin Doha’daki toplantıya tüm Kürtleri temsilen katılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek “‘Eğer bu durum bu şekilde devam ederse, daha da kötüye gider. Bu iş yürümez. Çünkü biz de böylesi durumlara daha fazla tahammül edemeyiz’ dedik. Hem habersiz gideceksin hem de orada yeni kurulan Suriye hükümeti içinde yer alacak 15 Kürt temsilcisi için, her 15 temsilcinin de ENKS içinden seçilmesi şartını getirteceksin. Orada böyle karar almışlar. Bu durum kabul edilebilecek bir durum değil ve KYK’nin gidişatını tehlikeye sokacağı inancındayım” dedi. İlham Ahmet, ENKS ve Kürt Yüksek Konseyi’nin durumunu konuşmak için iki gündür Hewler’de bulunuyor. Mesut Barzani’yle de konuyla ilişkin bir görüşme yaptılar.


KARAYILAN: BULUNDUĞUNUZ YERİ BIRAKMAYIN

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, AKP hükümetinin Kobani kentine yönelik müdahale koşullarını yaratmak istediğini kaydetti. “Kobani Serêkaniyê’ye benzemez” diyen Karayılan, “Bu biçimde savaş sadece Kobanî’de ve Batı Kürdistan’da değil, bütün Kürdistan’da yaygınlaşacaktır” uyarısında bulundu.

Karayılan 8 Kasım’da Türkiye üzerinden yüzlerce silahlı kişinin Serêkaniyê (Rasul Ayn) kentine giriş yaptığını belirterek “Türkiye bu hamle için gruplara 2 milyon dolar para verdi. Açık ki her türlü desteği sunarak Kürt bölgesinde karışıklık yaratmaya çalışıyor” iddiasında bulundu. Karayılan ÖSO’nun Serekanî, Eşrefiye ve Afrin’de yaptığı müdahalelerin AKP’nin hazırladığı bir planın parçaları olduğunu belirtti. Serêkanî’de yaşanan çatışma sürecinin toplam 600 kişilik bir silahlı gücün araç ve uçaksavarlarla donatılarak Türkiye’den (Ceylanpınar) giriş yapmasıyla başlatıldığını iddia eden Karayılan “Bu konuda Türk devleti Serêkanî’de, Dirbesiye’de hatta Qamişlo’da, yine Kobanî’de görüldüğü gibi Kürt halkı içinde panik yaratmak istemektedir. İşte Kobanî’de mevziler kazıyor, köyleri boşaltıyor, tankları koymuş ve korku havası yaratmak istiyor. Halkımız bunun karşısında örgütlü ve bilinçli bir duruş sergilemeli, kimse yerini terk etmemeli ve herkes yerini korumalıdır. Türk devleti halkımızın meşru, demokratik ve haklı iradesi karşısında hiçbir şey yapamaz.” dedi.

Karayılan’ın topraklarınızı terk etmeyin çağrısından iki gün sonra Serêkanî’de bu çağrıya uygun olarak 19 Kasımda düzenlenmek istenen miting ÖSO çeteleri tarafından provoke edilerek engellendi. YPG, Serêkani kentine girerek halka saldıran gruplara yönelik müdahale ettiklerini ve 18 saldırganın öldürüldüğünü, 7’sinin de esir alındığını açıkladı. Yaşanan çatışmalarda 2 YPG üyesi hayatını kaybetti, ateşkes için giden bir Halk Meclisi üyesi ile bir Asayiş üyesi de esir alınarak öldürüldü. Kendilerini Guraba El Şam ve El Nasra Cephesi olarak tanıtan çete grupların ağır bir darbe aldığını kaydeden YPG “Ölü ve yaralılarının çoğunu Türkiye tarafına geçirdikleri için tam sayı netleştirilemedi.


HASAN CEMAL’DEN AL HABERİ

PYD, Halep-Eşrefiye’de Kürtlere yapılan kanlı saldırının faillerinin içinde bulunan Selahaddin tugayının ENKS üyesi Azadi Partisi’nin denetiminde olduğunu, Kürtleri savaşa çekmeye çalışan bu planın içinde yer aldıkları iddiasını saldırının yapıldığı ilk günden dillendirmişti.  Azadi Partisi Başkanı Mustafa Cuma, Milliyet’ten Hasan Cemal’e verdiği röportajda ÖSO çatısı altında faaliyet yürüten Selahaddin tugayının partilerine yakın olduğunu açıklayarak bu iddiayı doğruladı. Cuma’nın bu açıklaması, Batı Kürdistan’da, ENKS bünyesinde bile tepkilere neden oldu.  Rudaw’a konuşan ENKS içinde yer alan El-Parti yöneticisi  Nuri Brimo, Cuma’ın “Selahattin tugayları bize yakın’ demesini eleştirerek hem PYD’nin hem de Azadi Partisi’nin silahlı güçler oluşturmasına da karşı olduklarını belirtti Brimo ”Sivil bir devrimden yanayız. Ne PYD’nin silahlı güçleri, ne de Cuma’nın bahsettiği tugayları istemiyoruz. Bölgemizin askeri bir bölge olmasını istemiyoruz. Örneğin Serekani’de yaşandığı gibi Esad uçaklarının Kürt bölgelerini bombalamasını, viran etmesini istemiyoruz” dedi. Rudaw’a konuşan ENKS üyesi partilerden Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin Hewler temsilcisi  Mehmud Mihemed ise “Kürtlere döndürülmediği sürece Kürtlerin silahlanmasını olumlu buluyoruz. Bu silahlar Kürtlere yöneltilmemeli, Suriye devletine yöneltilmeli. Tüm gücümüzle Suruye’deki devrime güç vererek Esad rejiminin yıkılması için çalışmalıyız” diyerek  üstü örtük olarak Azadi Partisi ve PYD’yi eleştirdi.

PYD’nin de içinde yer aldığı Halk Meclisi sözcüsü Şêrzad Adil ise Mustafa Cuma’nın Hasan Cemal’e yaptığı açıklamalara sert tepki göstererek, Selahaddin tugayının El Kaide ve ÖSO içindeki bazı gruplarla Halep-Eşrefiye’de Kürtlerin kanını döktüğünü belirterek “Biz her zaman Selahaddin tugaylarının Azadi partisine bağlı olduğunu belirtiyorduk zaten. Şimdi ENKS’nin Azadi Partisine karşı bir tutum alması gerekir” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

‘Kaybedecek zaman yok’

SONRAKİ HABER

Devlet koruması cezaya dönüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...