12 Haziran 2015 18:17

‘Bu dava Özgecanlar davasıdır’

Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın katil zanlılarının yargılandığı davanın ilk duruşması Tarsus 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava 9 Eylül 2015’e ertelendi. Duruşma sonrası açıklama yapan Avukat Sevim Küçük, duruşmada önemli bir gelişme sağlandığını belirterek davanın artık Özgecanlar davası olduğunu dile getirdi.

Paylaş

Burak ŞEFKAT
Tarsus

Davanın ilk duruşmasının görüldüğü Tarsus 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüne sabah saatlerinden itibaren çok sayıda polis sevk edildi. Davaya müdahil olmak için yaklaşık 1000 avukat başvuruda bulunurken, duruşma salonunun yüz kişilik olması nedeniyle aralarında seçim yapılarak belirli bir sayıda avukat salona alındı.

Gece saatlerinde Tarsus Adliyesine getirilen tutuklu sanıklar Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe, Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesince özel oluşturulan konferans salonunda hazır bulundu.

SANIKLAR JANDARMA KORUMASIYLA SALONA GİRDİ

Tarsus Adliyesi’nin 6’ıncı katındaki konferans salonunda yapılan duruşma, 2 kamera tarafından kaydedilirken, çok sayıda polis ve avukat 108 kişilik salonu hınca hınç doldurdu. 15 kişilik jandarma ekibi salona ilk olarak sanıklardan Ahmet Suphi Altındöken’i getirdi. Ardından da Necmettin Altındöken ile Fatih Gökçe salona alındı. Daha sonra askerler sanıkların arasına oturdu.

ÖZGECAN’IN ANNE, BABA VE KARDEŞİ KATILMADI

Tutuklu 3 zanlının hakim karşısına çıktığı duruşmada Özgecan’ın anne, babası ve kardeşi yer almadı. Aileyi Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan temsil etti.  Adliye bahçesi yüzlerce avukat ve Tarsus Kadın Platformu üyelerinden oluşan kadınlarla doldu.

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, zanlılardan Suphi Altındöklen sabıkasının olmadığını ifade edeken, mahkeme başkanı ise çeşitli suçlardan sabıkasının olduğunu belirtti. Ardından mahkeme tarafından daha önce hazırlanan olayın oluş şeklinin anlatıldığı bant kaydı dinletildi. Cumhuriyet Savcısı Erol Kaplan’ın mütalaasını okumasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.

AĞLAYARAK SAVUNMA YAPTILAR

İlk savunmayı sanıklardan Suphi Altındöken yaptı. Ağlayarak savunmasına başlayan Altındöken, Özgecan Aslan’ı olay günü alışveriş merkezinin önünden aldığını ve kendisinin 100 TL para karşılığında Mersin’e bırakmasını istediğini öne sürdü. Daha sonra ileride başka yola saptığı sırada Özgecan’ın ’Neden başka yola sapıyorsun?’ diyerek kendisine arkadan vurduğunu belirtti. Suphi Altındöken şunları söyledi: “Bana saldırmasının ardından otobüsü ıssız bir yere çektim.(Ağlıyor) Arkaya geçip kendisine yumruk attım o da benim yüzümü tırmaladı sanırım o esnada bayıldı. Daha sonra 12 yıllık arkadaşım Fatih Gökçe’yi arayarak ’Başım belada’ dedim. Geldi, maktule baktı, sonra arkadaşı Osman’ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Eşim yüzümü görünce ne olduğunu sordu ben de kavga ettiğimi söyledim."(Ağlıyor)

Suphi Altındöken’in savunma yaparken sık sık ağlamasına tepki gösteren Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak, "Ağlamayı geçelim, devam edelim" dedi. Daha sonra Altındöken, savunmasına devam ederek şöyle konuştu: 

ARKADAŞI FATİH’İ SUÇLADI

"İlk kez burada söylüyorum. Fatih arabadan inerken kemerini sıkıp fermuarını çekti. Fatih, ‘Öldürmemiz lazım’ dedi. Ben de bıçağı aldım boğazına sapladım. ‘Hadi gidiyoruz’ dedik, babam ’Nereye?’ dedi. Fatih de ’Pikniğe gidiyoruz mangal yakarız’ diye espri yaptı. Fatih soğukkanlıydı. O sırada Fatih yüzümün tırmalandığını görünce, ‘Oğlum sen kimliğini parmaklarına bırakmışsın, suç delili olur tırnakların ellerini keselim sen orada büyük delil bıraktın’ dedi. Bunun üzerine ellerini bilek hizasından bıçakla kestim. Ellerini alıp evin alt katındaki tuvaletin klozetine sakladım. Bana ’Kız güzelmiş’ dedi, ’Sen bir şey mi yaptın?’ dedim. ‘Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim’ dedi. Daha sonra ayrı arabalarla yola çıktık. Fatih arayıp üniversitenin oraya çağırdı. Orada buluşup onun aracını takip ettim. Bir yerde durduk ve cesedi indirdim. Fatih bana ‘Benzini getir’ dedi, ben öyle bir niyetim olmadığı için benzin şişesini kasten düşürerek, ‘Yakmayalım’ dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih, ‘Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım’ dedi. Ben maktule cinsel saldırıda bulunmadım” dedi. Suphi Altındöken savunmasının devamında yine arkadaşı Fatih Gökçe’yi suçlayarak, "Fatih’in yönlendirmesiyle önce boğazına birkaç bıçak darbesi vurdum ardından da bileklerini kestim" dedi.

Sanığın, savunmasında Özgecan’ın kendisine Mersin’e götürmesi için 100 lira teklif ettiğini söylemesi üzerine Savcı Erol Kaplan, ‘İnip taksiye de binebilirdi. Neden 100 lira vermeyi önerdi?’ diye sordu. Sanık Altındöken, "Bilmiyorum. Ters yöne saptığımda önce tepki vermedi. Bayağı gidince tepki verdi" diye konuştu.

SUPHİ ALTINDÖKEN: İYİ DİNLEYİN

Mahkeme heyeti bacaklarında izlerin olduğunun sağlık raporuyla mevcut olduğunu  ve bunun nedeninin sorulması üzerine Suphi Altındöken, izlerin Özgecan’ın kendisini tekmelemesinden kaynaklandığını söyledi. Bu sırada üye hakimlerden Nesibe Çınar, Özgecan’ın yüzüne biber gazı sıkıp sıkmadığını sordu. ‘Biber gazını sıktı ama isabet etmedi’ diyen Suphi Altındöken daha sonra mahkeme başkanı Ercan Kumhak’a dönüp ‘İyi dinleyin’ dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Kumhak, Altındöken’i saygılı olması için uyararak, bir hakimle bu şekilde konuşamayacağını söyledi.

‘TECAVÜZ VE ÖLDÜRME NİYETİM YOKTU’

İfadesine eklemeler de yapan sanık Suphi Altındöken, Özgecan’ın kendisine mahkemede söyleyemediği sözler söylediğini öne sürdü. Hakimlerin ve avukatların bu sözleri açıklamasını istemesi üzerine Altındöken, ‘Bana şerefsiz ve köpek diye hakaret etti’ dedi. Bu sözler, salonda uğultulara neden olurken, sanık Altındöken, "Benim kesinlikle tecavüz etme ve öldürme niyetim yoktu. Fatih’e ’Hastaneye götürelim’ dedim" diye savunmasına devam etti.

Müdahil avukatlardan biri Suphi Altındöken’e, "Fatih’in fermuarını çekip kemerini düzeltmesi ne anlama geliyor?’ diye sordu. Altındöken, bu soruya, "Cinsel bir şey yaptı mı yapmadı mı bilmiyorum ama yeltendiğini biliyorum. Kendisine de sordum yapmadığını söyledi" diye yanıt verdi.

Daha sonra bir kadın avukat, "Senin çoluk çocuğun var mı? Boğazını kesip ellerini keserken neler hissettin? Bunları yapıp şimdi nasıl ağlıyorsun?" diye sorması üzerine ise Altındöken, "Allah kimseye o anı yaşatmasın. Panik halindeydim, ne yaptığımı bilmiyordum. Ben de çoluk çocuk sahibiyim" dedi. Mahkeme heyeti daha sonra, duruşmaya 1.5 saat ara verirken, güvenlik güçlerine de bu sürede sanıkların ayrı yerlerde tutulması talimatını verdi.

BABA OĞUL AĞLADILAR 

Verilen aranın ardından sanıklardan tutuklu şoförün arkadaşı Fatih Gökçe’nin savunması alınmak istendi ancak Gökçe, heyecanlı olduğunu belirtip daha sonra savunma yapmak istediğini söyledi. Bunu kabul eden mahkeme heyeti, baba Necmittin Altındöken’in savunmasını almaya başladı. Altındöken de oğlu gibi ağlayarak savunma yaptı. Olayla ilgili uzaktan yakından ilgisi olmadığını savunan Necmittin Altındöken, olay gününü şöyle anlattı: “Akşam saat 20.00’de eve geldim. Hiç dışarı çıkmam dizilerimi izlerim. O gün de Poyraz Karayel dizisini izliyordum. Kendime çay yaptım. O sırada oğlum aradı ’Baba neredesin?’ dedi, ‘Evdeyim’ deyince ’Tamam’ deyip kapattı. 10-15 dakika sonra tekrar aradı, soluk soluğaydı, dışarı çıkmamı istedi. Yanına gittiğimde Fatih’i beklediğini söyledi. 19 yıl kuyumculuk yaptım, iflas ettim. Ben arabaya bindiğimde içeri karanlıktı. Fatih önden arabayla gidiyordu, biz arkadan takip ediyorduk. Karanlıktan görmedim. Böyle bir olayın olduğunu bir gün sonra öğrendim. Olayı öğrendikten sonra oğluma ’Suphi beni yaktınız’ dedim, o da ’Sana bir şey olmaz’ dedi. Jandarmada önüme bir sürü kağıt koydular, ’İmzala, bir şey olmaz’ dediler. Hem karakolda dayak yedim, hem götürüldüğüm devlet hastanesinde doktor beni dövdü" dedi. Ağlayarak savunmasını yapan Necmettin Altındöken, mahkeme başkanının ’Neden bu işe engel olmadın, istesen önleyebilirdin?’ diye sorması üzerine, "Benim de bir kızım var. Ben kıyar mıyım?" dedi. Cumhuriyet Savcısının ’O kadar gezdin nasıl haberin olmadı?’ sorusuna ise Necmettin Altındöken, "Benim bu olaydan hakikaten haberim yok. Suphi bir anda yıldırım gibi çarpar. Beyin ameliyatı olmuştu, çok sinirlendiğinde yanına yaklaşmayın diye doktorlar uyarmıştı. Kına gecesi bile beni bıçakladı" diye konuştu.

FATİH GÖKÇE BABA VE OĞULU SUÇLADI

Sanıklardan Fatih Gökçe ise, olay günü Suphi Altındöken’in kendisini arayarak ’Ölüm kalım meselesi, 5 TL’lik benzin al gel’ dediğini, daha sonra arkadaşı Osman ile birlikte Suphi’nin yanına gittiğini belirterek şunları söyledi: "Eli yüzü kanlar içindeydi. Ne olduğunu sorduğumda ‘Arkada biri var, beni soymaya çalıştı, kavga ettik arkada yatıyor’ dedi. Daha sonra da evin oraya geldik. Yarım saat sonra babası eve çağırdı. Ben de eve gittim. Ben bir şey olduğunu hissetmiştim ve bu olaydan sıyrılmak istiyordum. Babasına ’Teslim olalım, hastaneye götürelim’ dedim. Babasına ‘Sen büyüksün bu işi hallet’ dedim. Babası da ’Suphi kabul etmez’ dedi.” 

Suphi Altındöken ve babası Necmettin Altındöken’i suçlayan Fatih Gökçe, "Suphi ile babasının suçlamasını kabul etmiyorum, benim verdiğim ifade doğrudur. ‘İşini bitir ortadan kaldıralım’ demedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.

AVUKATLAR ZANLILARA SORU YÖNELTTİ

Bu savunmaların ardından ailenin avukatlarından birisi ’Neden arkaya geçtin?’ diye sorduğu Suphi Altındöken’in, "Arkaya geçtim ama bir şey yapmadım" demesi üzerine bu defa avukat, bacaklarında izlerin göründüğü fotoğrafı göstererek ’Bacaklarında sıyrıklar var. Bunu nasıl açıklıyorsun’ dedi. Suphi ise ’Bacaklarımı tırmaladı’ derken, o sırada pantolonunun da üzerinde olduğunu söyledi.
Ailenin diğer avukatı Sabahat Gençtarih ise, Fatih Gökçe’ye, baba ile oğlunun kendisi için hem tecavüz edip hem de cesedi yaktığını söylediğini hatırlatarak, "Neden tecavüz ettiğini söylemiyorsun?" diye sordu. Gökçe, "Ben yapmadım, tecavüz etmedim" dedi. Avukat Gençtarih daha sonra Özgecan’ın yanmış cesedinin fotoğrafını sanıklara göstererek, şu soruyu sordu:

"Bir insanın tanınmaması için önce yüzünü yakarlar ama siz bu fotoğrafta da görüldüğü gibi bacaklarını ve genital bölgesini yakmışsınız. Neden yüzünü yakmadınız, aşağıdan başladınız?"
Suphi Altındöken, bu soru üzerine, "Ben yakmadım, ben sadece bıçakladım. Evin önünde de Fatih’in cinsel saldırıda bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak ben pantolonunu düzeltip fermuarını çekerken gördüm" şeklinde cevap verdi.

AMCA: BUNLARIN BAŞKA FAİLİ MEÇHULLERİ VARDIR. 
Duruşmada Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan da "122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile ve kendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Zanlılar çok tecrübeli, pişkin, profesyonelce anlatıyorlar Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayı vermenizi istiyorum."dedi.

SUPHİ’NİN EŞİ: ELLERİ KANLIYDI

Duruşma salonuna SEGBİS ile bağlanarak ifade veren sanık Suphi Altındöken’in eşi Neslihan Altındöken ise eşinin olay günü eve geldiğinde elinin kanlı olduğunu belirterek şunları söyledi: "Elindeki kan ve yüzündeki tırnak izlerini sorunca ’Kavga ettim’ dedi. Siyah pantolon kazağını çıkarıp yıkamamı istedi ama kan var mıydı bilmiyorum. Hiç aklımın ucuna dahi gelmedi böyle bir şey olduğunu. Zaten kavgacı biriydi, şüphelenmedim."

POLİS, ETTEN DUVAR ÖRDÜ

Öte yandan adliye bahçesinde gün boyu KADEM ile Diğer Kadın platformları arasında tartışma yaşandı. KADEM ile diğer kadın örgütleri arasına polis etten duvar oluşturdu. 

MAHKEMEDE ALINAN KARARLAR

* Kadın dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve baroların davaya müdahil olma talebi kabul edilmezken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın müdahil olma talebi kabul edildi.

* Yeni delillerin olmaması sebebiyle okunan belge ve tanık beyanına karşı süre talepleri reddedildi.

* Özgecan Aslan ailesinin avukatlarının, soruşturmanın genişletilmesi; tevsi-i tahkikat talebi reddedildi.

* Açık duruşmaya devam edilmesine karar verildi.

* Ara kararda Suphi Altındöken’in sadece cinayetle suçlanması nedeniyle avukatlar ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması gerektiğini de ekledi. Mahkeme cinsel saldırıyla ilgili suç duyurusunda bulunulması ve sonucunun beklenmesine karar verildi.

* Sanık Suphi Altındöken’e ek savunma süresi verilmesine karar verildi.

* Özgecan’ın katillerinin tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

* Sanıkları bir sonraki duruşmaya getirilmeyecek. Duruşmaya SEGBİS yöntemiyle katılacaklar.

DAVA SONRASI AVUKATLAR VE AİLESİ AÇIKLAMA YAPTI

Özgecan Aslan duruşmasının ardından açıklama yapan Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, duruşmada önemli bir gelişme sağlandığını belirtti. İddianamede, hakkında cinsel saldırı ile ilgili sevk maddesi bulunmayan Fatih Gökçe hakkında ek iddianame hazırlanmak üzere duruşma tutanağının savcılığa gönderilmesine karar verildiğini aktaran Küçük, "Ayrıca Suphi Altındöken’in de ek savunması alınacak. Kağıt üzerinde her ne kadar Özgecan davası görülse de, Özgecanlar davası olarak nitelendiriyoruz. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınların yaşam haklarını savunmak için ve şiddeti uygulayan erkeklerin hak ettikleri adil cezalar ile karşı karşıya kalmaları açısından önemli. Ana mücadelemiz bu. Bu konuda mahkemelerce verilen az cezalar, ceza verilmemezlik ya da çok basit, hukuken kabul edemeyeceğimiz sebeplerle indirim maddelerinin uygulanması, kamu vicdanını yok etmiştir" dedi. 

‘ÖRNEK BİR DAVA OLMASINI İSTİYORUZ’ 

Davada, kadın cinayetlerine verilen cezalar anlamında çok farklı karar alınmasını beklediklerini kaydeden Küçük, Necmettin Altındöken hakkında tahliye talebinde bulunduğunun altını çizerek şunları söyledi: "Bütün mücadelemiz bu. Örnek bir dava olmasını istiyoruz. Henüz esasa ilişkin iddialarımızı ileri sürmedik. İkinci duruşmada ileri sürülecek. Duruşmamız 9 Eylül’e ertelendi. Bütün baro ve kurumların müdahale talepleri reddedildi. Mahkemenin bu kararı bizi üzmüştür ve ayrı bir infial söz konusudur. Bu davada, kamuya mal olmuş davada tam tersi bir karar çıkmasını bekliyorduk. Avukat arkadaş, dava ile ilgili bir karşılaştırma yaptı ne yazık ki. Garipoğlu davasında da babanın konumunu öne sürerek orada da babanın serbest bırakılmış olduğunu, kendilerince her hangi birilerinin olmaması dolayısı ile davayı da örnek göstererek baba hakkında tahliye talebinde bulundu ve reddedildi. Talep etmek bile abesle iştigal."   
‘ADİL BİR YARGILAMA OLDU’
Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan ise, adil bir yargılanma olduğunu belirterek, "Karşı tarafın avukatları babayı sütten çıkmış gibi göstermeye çalıştılar. Neredeyse bir suçu yokmuş, masum gibi göstermeye çalıştılar. İnanıyorum ki, mahkeme buna inanmayacaktır. Avukatlarımız çok iyi temsil ettiler. Ek iddianamenin gündeme gelmesi tabii ki delilleri daha çok güçlendirdi, lehimize bir durum oldu" diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Tatilciler yola çıkınca, İstanbul trafiği kilitlendi

SONRAKİ HABER

Sümer Tilmaç hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...