16 Nisan 2020 00:20

Salgın fırsatçılığı

Recep Tayyip Erdoğan

Recep Tayyip Erdoğan | Fotoğraf: Murat Kula/AA

Paylaş

Kovid-19 salgını nedeniyle dünya çapında hasta sayıları ve can kayıpları katlanarak artmaya devam ediyor. Türkiye’de bilim insanlarının, emek ve meslek örgütlerinin bütün uyarılarına rağmen üretimin ısrarla sürdürülmesi sonucu her gün yüz binlerce işçi işe gitmek için sokağa çıkıyor, kapalı alanlarda birbirleriyle temas halinde çalışmaya zorlanıyor. İktidar ise, halkın sağlığını hiçe sayarak, tamamen ekonomik gerekçelerle ülke çapında etkin bir karantina uygulamaktan ısrarla kaçınıyor.

Salgın süresince ‘Evde kal’ çağrıları yapılırken milyonlarca işçinin sağlık ve yaşam hakkının dikkate alınmadığını görüyoruz. İktidar, normal çalışma günlerinde işçilerin çalışmasına izin verip, sadece hafta sonunda sokağa çıkma yasağı getirerek Kovid-19 salgını ile mücadelede sadece halkın değil, virüsün de kafasını karıştırmayı başardı. Dünya çapında 7/24 etkili olan bir virüse karşı mesai günlerine endeksli bir mücadele yürütülmesinin ne kadar işe yarayacağı tartışmalı bir durum.

Koronavirüsle mücadele sürecinde salgının yıkıcı etkilerini azaltmak, artan ekonomik ve toplumsal sorunları önlemek için sürekli yeni önlemler açıklanıyor. Salgına ekonomik kriz koşullarında ve hazırlıksız yakalanan Türkiye’de, salgın nedeniyle yaygın işten çıkarmaların yasaklanması talepleri uzun süredir gündemde. Emek ve meslek örgütleri, her fırsatta salgınla mücadelede sonuç alabilmek için işçilerin de evde kalması gerektiğini belirterek, zorunlu ve acil olmayan tüm işlerin durdurulması gerektiğini talep ediyorlar. İktidar ise Kovid-19 salgınını fırsat bilerek, patronların uzun süredir talep ettiği ve işçiler açısından önemli hak kayıpları içeren düzenlemelerin yer aldığı yeni torba yasa hazırladı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ başlıklı torba yasa tasarısı salı günü Meclise sunuldu. ‘İşten çıkarma 3 ay yasaklanıyor’ iddiasıyla hazırlanan tasarıyla işten çıkarmalar tam anlamıyla yasaklanmadığı gibi, işçilerin örgütlenmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev hakkına yönelik tüm süreçler 3 ay süreyle durduruluyor. Başka bir ifade ile Anayasa ile güvence altına alınan ‘grev ve toplusözleşme hakkı’ en temel hukuk kuralları yok sayılarak ‘yasal düzenleme’ ile yasaklanmak isteniyor. 

‘Ekonomik tedbir paketi’ adı altında sunulan torba yasayla bugüne kadar olduğu gibi yine patronların korunması için gereken her şey düşünülmüş. Düzenleme ile daha önce işçinin onayı gereken ‘ücretsiz izin’ uygulamasında işçi onayı kaldırılıyor ve patronlara işçileri koşulsuz 3 ay ücretsiz izne gönderme hakkı tanınıyor. Yetmiyor, işçilerin ücretsiz izni kabul etmeyip iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını talep etme hakkı da elinden alınıyor.

Kovid-19 salgını koşullarında patronların işçileri çalıştırması, istediği zaman ücretsiz izne çıkartması yasal hale getirilirken çalışmak zorunda bırakılan işçilerin örgütlenmesi, sendikaların yetki alması, anayasal bir hak olan toplu sözleşme ve grev hakkını kullanmasının üç ay boyunca yasaklanması ile salgınla mücadele arasında hiçbir ilişki yok. En temel hukuk kurallarını yok sayan böylesine emek düşmanı düzenlemeler ancak darbe dönemlerinde hayata geçirilebilir.

Herkesin canının derdine düştüğü bir dönemde çalışmak zorunda bırakılan emekçilerin yaşam hakkını yok sayarak, onların en temel ekonomik ve sosyal haklarını gasbetmeye çalışmak tam bir salgın fırsatçılığı aslında. Ekonomide halkın sağlığı ve işçilerin yaşam hakkını dikkate alan gerçek tedbirlerin alınmadığı sürece, oluşacak tahribatın daha da büyümesi kaçınılmaz görünüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...