Üniversitelerde fotoğraf eğitimi
Bilgi ağırlıktır | Fotoğraf: Özcan Yaman /Evrensel
2006 yılından geçen yıla kadar Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde zorunlu ve seçmeli fotoğraf derslerinde eğitmenlik yaptım. Fotoğraf bölümü yoktu. Grafik bölümünde zorunlu ders olarak okutuluyordu.
Rektör rahmetli Ahmet Serpil’e demiştim ki, hocam neden fotoğraf bölümü açmıyorsunuz? "Gerek yok, günümüzde fotoğraf tıptan, mimarlığa, matematikten güzel sanatlara her bölümün ihtiyacı. Hatta elinde telefon olan herkesin ihtiyacı. O yüzden bence bütün bölümlere seçmeli olarak konulsun daha iyi" demişti. Rektör Ahmet Bey, fotoğraf eğitimini teknik bir konu olarak algılıyor, güzel sanatlar kültürüyle verilecek bir eğitim olarak düşünmüyordu.
Meseleyi fotoğrafın teknik olarak (zanaat açısından) öğrenilmesi olarak düşünürsek dört yıl lisans eğitimi bence uzun. Yalnızca fotoğraf için değil diğer resim, tekstil, seramik gibi alanlar için de uzun. İki yıllık bir eğitim yeterli.
Ama meseleyi güzel sanatlar kültürü olarak düşünürsek az bile sayılır. Ben eksikliğin burada olduğunu düşünüyorum. Güzel sanatları bitirip “insanlık tarihini” bilmeyen sanatçı adayları teknik elemanlar olarak hayata atılıyor. Böyle bir eğitim sisteminde gerçekten dört yıl uzun. Meslek lisesi bilgisiyle üniversite mezunluğu bizim ülkeye mahsustur herhalde.
Geçen haftalarda “Okullu fotoğrafçı olmak” başlığıyla kendi zamanımızdaki eğitimden örnekler vermiştim. Daha iyi olacakken daha da kötüye giden bir güzel sanatlar eğitimi var maalesef. Özel/vakıf üniversitelerinin derdi para, iktidarın derdi üniversite mezunu işsizler yaratmak olunca muhafazakar eğitim sistemi diye iki oda bir salon üniversitelerin açılmasıyla kalite düştükçe düştü. Öncelikle ciddiyet eksikliği var.
Fotoğraf bölümüne girmek isteyenlere şunu öneriyorum.
Hiç gerek yok. Gidin felsefe, sosyoloji, psikoloji bölümlerinde okuyun. (Güzel sanatlara oranla en azından daha tercih edilebilir diye düşünüyorum). Fotoğrafın teknik beceri kısımlarını öğrenmek için bir yıl yeter onu da kurslar sağlar. Çünkü fotoğraf demek düşünmeyi, sorgulamayı bilmek, öğrenmek demektir. Önceliğimiz beyni geliştirmek olmalı. Maalesef güzel sanatlarda artık reklam piyasasına eleman yetiştirilmeye çalışılıyor. Grafiker bilgisayar operatörü, fotoğrafçı Instagram’a ürün fotoğrafları çekecek eleman olarak düşünülüyor. Sanatçı adaylığını unutun gitsin. Alternatif eğitimlerle kendinizi yetiştireceksiniz. Bu düşüncelerim bugün için geçerli tabii ki. Bir zaman gelir de GSF’ler hak ettiği kaliteyi verirse tabii ki sevdiğiniz ve istediğiniz bölümü seçin.
Fotoğrafçı kimdir ya da kim olmalıdır dersek, teknik birtakım değerleri makineye yüklemenin dışında, düşünceyi objektifin süzgecinden geçirerek ifade eden kişidir diyebilirim. Eğer GSF’de okuyorsanız alternatif yollardan (felsefe, sosyoloji, psikoloji ve sanat tarihi gibi) eksikliklerinizi doldurmaya çalışınız.
Okullu olmak “sanat kültürlü” olmak demektir. Hangi bölümde okursanız okuyun sanat kültürünüzü geliştirin sonrasında iyi bir fotoğrafçı olabilirsiniz.
- Türkiye vatandaşlığına kabul edilmeyen fotoğrafçı Othmar Pferschy’nin dramı 01 Mart 2024 04:20
- Emirgan Sanat Evinden kültür merkezlerine… 16 Şubat 2024 04:20
- ‘Adalet-sizlik’ 02 Şubat 2024 04:13
- ‘Öyle bir yere geldik ki… hiçbir sokağın adı yok’ 19 Ocak 2024 04:11
- Yeni yıla başladık 12 Ocak 2024 04:36
- Ruh ve beden üzerine … 22 Aralık 2023 04:12
- Hatırla... 01 Aralık 2023 04:13
- Sözlerin izlerinden cennetin güzelliklerine… 24 Kasım 2023 04:10
- Ölümsüz bir çocuk: Hanzala! 03 Kasım 2023 04:00
- Hangi demokrasi, nasıl bir cumhuriyet? 27 Ekim 2023 04:00
- Fotoğrafçılar 13 Ekim 2023 04:25
- Sevgili Dostum 22 Eylül 2023 04:31