Türkiye artık "Afro-Avrasya ülkesi"yse...

Libya tezkeresi 325 “evet”, 194 “hayır” oyuyla TBMM Genel Kurulu’ndan geçti. Tezkere AKP ve MHP oylarıyla kabul edilirken CHP, İyi Parti ve HDP grupları “hayır” dedi.

AKP ve MHP tezkereye “barış tezkeresi” derken, yandaş haber kanallarının canlı yayına dahil etmedikleri HDP ise tezkereyi “savaş tezkeresi” olarak suçladı! CHP ise, Libya’ya asker göndermek yerine “BM’nin ‘barış gücü’ göndermesini talep edelim” çağrısı yaptı.  

AKP ve MHP sözcüleri, görüşlerini nerdeyse tezkereyi tekrar okuyarak ifade ettiler.“Evetçi”lerin muhalefete yönelik eleştirileri ise; beklendiği üzere, muhalefetin Serrac ile Erdoğan arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”na destek verdikten sonra, “asker gönderme”ye karşı çıkmasına dairdi.

AKP ve MHP; CHP ve İyi Parti’nin, üstelik de ortak bir bildiri yayımlayarak, “ulusal çıkar” ve “milli güvenlik” gerekçeleriyle “mutabakat muhtırası” arkasında kuyruğa gireceklerini ummuş ama sonuç böyle olmamıştı. Çünkü Libya’ya asker gönderilmesine dayanak sağlayan “askeri güvenlik anlaşması” aslında “mutabakat muhtırası”nın içinde, “Türkiye’ye Libya hava sahası ve karasularını Libya hükümetinden izin almadan kullanma hakkını tanımak” şeklinde yerleştirilmişti. Ve AKP Hükümeti’ni bölgedeki girişimlerini az çok izleyen herkes, Erdoğan yönetiminin Libya iç savaşına müdahaleye hazırlandığını görüyordu. Tabi “milli güvenlik”, “milli çıkar” denilince kafası karışıp gözü kararan İyi Parti ve CHP dışında!

TÜRKİYE ‘AFRO-AVRASYA’ ÜLKESİ Mİ?

AKP ve MHP sözcülerinin konuşmalarını (elbette tezkere metniydi) dinleyince, dün bu köşede yer alan “Dış politikaya ‘Kurtlar Vadisi’ motivasyonu mu yön veriyor?” başlığındaki soru işaretinin fazladan konmuş olduğunu okuyucularımız da fark etmiştir.

Çünkü Mecliste, “tezkere” ile ilgili yapılan görüşmelerde MHP, özellikle de AKP Milletvekili İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ucu açık ifadelerle söylediği “Sonunu düşünen kahraman olmaz” sloganında özetlediği görüşleri açıkça ifade etti. AKP milletvekili İsmet Yılmaz, MHP sözcüsünü bile geride bırakan şovenist bir tutumla, Türkiye’yi “Afro-Avrasya ülkesi” olarak tanımladı!

Bugüne kadar Türkiye, “Avrasya ülkesi” olarak tarif edildi. Üstünde bir tartışma da yapılmadı. Çünkü bu coğrafi bir tarifti. Yani bu tanım Türkiye’nin hem Asya hem de Avrupa ülkesi anlamında da kullanılıyordu.

İsmet Yılmaz’ın “Afro-Avrasya” ülkesi tarifi, elbette ki Türkiye’nin Afrika ile bir coğrafi yakınlığı olmaması nedeniyle coğrafi olarak tamamen anlamsızdır. Ama Yılmaz da Türkiye’nin yeni siyasi pozisyonunu tarif ederken Libya’ya asker gönderilmesini meşrulaştırmak, dahası Afrika’daki yayılmacılığa, eski Osmanlı toprakları mirasçılığına meşruiyet kazandırmak için yaptı bu adlandırmayı!

Bu da Erdoğan yönetiminin Libya’ya asker gönderme adımının, Libya iç savaşına müdahaleden daha öte bir adım, Afrika’daki gelişmelere müdahale için “Afrika için köprübaşı” tutma niyetine işaret etmektedir.

KADERİ DEĞİŞMİYOR: DAHA FAZLA YALNIZLIK!

Erdoğan’ın Suriye’deki ve Doğu Akdeniz krizindeki yalnızlığı, şimdi de Libya’da yineleniyor. Nitekim, Libya’ya asker gönderme tezkeresinin Meclisten geçirilmesini, Arap Birliği, kararın Libya’daki çatışmaları daha da artıracağı şeklinde yorumladı ve Türkiye’nin müdahalesine karşı çıktı. Mısır ise; "Mısır Arap Cumhuriyeti, Türkiye hükümeti ile Serrac arasında imzalanan Mutabakat Muhtırası ve Askeri İş birliği anlaşması gereği, Libya'ya asker gönderilmesi tezkeresinin parlamentodan geçmesini en sert ifadelerle kınıyor" dedi. Fas da; Libya’ya asker müdahalenin, "2015 yılında Libya’daki tarafların da imzaladığı Suheyrat Anlaşmasına aykırı olduğunu” öne sürdü. Rusya; Türkiye’nin müdahalesini durumu güçleştireceğini söylerken, Trump da, “Dış müdahale durumu karmaşık hale getiriyor” diyerek tepki gösterdi.

BİR TEK DESTEKÇİSİ YOK!

Bölgede ve dünyada başka pek çok ülkenin de Erdoğan yönetiminin Libya’ya asker gönderme kararına karşı çıkması bekleniyor.

Ama en azından şimdiye kadar, “Türkiye, Libya’ya asker gönderme kararı alarak iyi etti” diyen bir dünya ülkesi çıkmadı! Belki Katar ve Azerbaycan ilerleyen günlerde destek açıklayabilir. Ama o kadar!

Yani Türkiye sanki yalnızlığından zevk alan bir garip ülke gibi, “uluslararası yalnızlığına yalnızlık katan” girişimlere devam ediyor.

Ancak, “Libya’ya asker gönderme” amacı Libya’yı da aşarak, (Afrika’da “Osmanlı mirasçısı”, “yayılmacı” politikalarda ısrar ettikçe) Türkiye’ye yönelik tepkilerin halkların tepkisine dönüşme ihtimaline de açıktır.  

Ki, dün sabaha karşı Irak’ta Bağdat Hava Limanı’na giden yolda, İranlı Kudüs Ordusu Komutanı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi'nin Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'inin bir ABD SİHA’sı tarafından katledilmesi, bölgede gelişmelerin çok daha ağırlaşacağını gösterdi.