26 Haziran 2015 00:56

Koalisyon senaryoları

Koalisyon senaryoları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Seçim sonuçları ortaya merkezinde AKP’nin bulunduğu karmaşık bir meclis aritmetiği çıkardı. Hiç şüphe yok ki, önümüzdeki günlerde ülke gündemini koalisyon arayışları şekillendirecek. Erdoğan’ın Başkanlık sistemi konusundaki ısrarı ise şimdilik rafa kalkmış gözüküyor. Rafa kalkmış diyorum çünkü muhtemel koalisyon ortaklarının yaşayacağı ilk siyasi krizle birlikte tekrar gündeme geleceğini şimdiden söylemek mümkün. 

Seçim sonrası muhalif kamuoyu tarafından beklenilen AKP’siz bir koalisyon arayışlarının ise daha işin başından çıkmaza girdiği anlaşılıyor. Dolayısıyla bu meclisten yolsuzluklarla ve hukuksuzluklarla ilgili kamuoyu vicdanının rahatlatılacağı bir hesaplaşma çıkmayacağı aşikar. Buradaki temel aktör ise her kritik dönemeçte AKP’nin yegane dayanağı olarak karşımıza çıkan MHP. Burada kuşkusuz AKP ve MHP’nin seçmenleri arasındaki geçişkenlik de büyük rol oynuyor. Referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gördüğümüz gibi MHP AKP karşısında CHP ile birlikte durmaya çalıştığı noktada özelikle Anadolu’daki seçmeni AKP’ye yanaşıyor. Bir diğer önemli nokta ise bugüne değin kendini çözüm süreci karşıtlığı üzerinden tanımlayan MHP’nin HDP ile yan yana gelmesi durumunda varlık sebebini ortadan kaldıracak bir siyasi yörüngeye oturacağı konusundaki endişe. 

Hal böyleyken CHP ve HDP’nin üçlü koalisyon için açık kapı bırakmaları hatta CHP’nin ısrarı da sorgulanabilir. Bu da aslında muhtemel erken seçime dönük bir hamle olarak algılanmalı. AKP’den hesap sorma vaadiyle seçmenden oy isteyen siyasi partiler bu konuda ellerinden geleni yaptıklarını ama MHP tarafından önlerinin kesildiğini söyleyerek seçmen karşısına çıkma olanağı bulacaklar. Parti devletine dönüşüm sürecini kesmek önceliğiyle oy veren seçmen bloğundan daha büyük pay kapma arayışına girecekler. Şu an için mevcut tablodan en büyük zararla çıkacak partinin MHP olduğunu ve herhangi bir koalisyon kurulamaması durumunda (ki bu olasılığı pek yüksek görmüyorum) büyük şehirlerde CHP’ye, Anadolu’da ise AKP’ye oy kaybı yaşayacağını öngörebiliriz.

AKP’nin ise seçim sonuçlarının belirginleştiği ilk saatlerdeki bu işi erken seçim paklar şeklindeki duygusal tepkilerden hızlıca çark ettiğini görüyoruz. Mecliste çözümsüzlüğü derinleştiren aktörün sandıkta cezalandırılacağı kaygısının ağırlık kazanmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı’ndan ücretli sosyal medya çalışanına “ülkeyi hükümetsiz bırakmayız” içerikli yeni bir halkla ilişkiler kampanyası başlatmış durumdalar. Burada partinin izleyeceği stratejik hat belli. AKP’nin içinde bulunduğu bir hükümet ile devlet mekanizmasının kontrolünü olabildiğince elde tutarak seçime gitmek ve hükümetinin başarısızlıklarının faturasını “koalisyona” keserek bunun kalıcı olarak önünü alacak bir başkanlık formülünün zeminini sağlamlaştırmak. AKP bu seçim yenilgisini başkanlık sisteminin “nimetleri” konusunda bugüne değin ikna edemediği kitleleri uygulamalı olarak ikna etmenin bir olanağı olarak değerlendirerek sıçrama tahtası olarak kullanmak niyetinde. 

CHP’de ise dışarıda kalmaktansa AKP ile koalisyon içerisinde yer alarak “çarpışma” eğilimi ağırlık kazanmışa benziyor. Böylece seçimdeki oy kaybının hükümet ortağı olarak kazanıma dönüştürülebileceği yönündeki beklenti de burada önemli rol oynuyor. Burada elbette TÜSİAD sermayesinin büyük koalisyon yönündeki ısrarı da gözden kaçırılmaması gereken önemli bir etken. Bu koalisyon yoluyla merkez bankası ve yargı üzerindeki tahakkümün geriletebileceği, AKP ile ters düşen sermaye gruplarının hareket alanının genişletilebileceği hesaplanıyor. AKP-CHP koalisyonu HDP açısından da hem AKP’ye karşı sol muhalefetin çekim noktası haline gelmesi, hem de çözüm sürecine dönük diyalogun devam ettirilebilmesi açısından en fazla olanak sunacak seçenek gibi görünüyor. Elbette bu koalisyonun dışında kalması kaydıyla. 

Sonuç ne olursa olsun gözüken o ki kurulacak hükümetin başlıca işlevi ülkeyi erken seçime taşımak olacak. Bu nedenle yüzü seçmene dönük iktidar ortakları arasında uyumun kolay sağlanamayacağını hatta kimi komisyonlarda dışarıdan ittifaklar ile güç mücadelesinin süreceğini düşünebiliriz.  Kısacası, bir seçimi geride bıraktık, yeni bir seçim sürecine girdik. Mevcut tablo henüz orta-uzun vadede kalıcı bir denge gibi durmuyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa