HDP ve seçimler neyi değiştirecek!

HDP’nin umuda yolculuğu ve seçime parti olarak girme kararı Türkiye halklarında heyecan, mücadele ve kazanma azmini daha da arttırdı.

Ezberleri bozan, bilinen ve beklenen tabloyu alt üst edecek bir seçim taktiği belirleyen HDP, işçi sınıfına, emekçilere, halklara, yani emek, barış ve demokrasi davasına karşı az çok sorumluluk taşıyan her parti, çevre ve kişi için de bir adres, yeni demokratik tek seçenek durumundadır.

Bu kararı başta endişe ve kaygıyla karşılayanlar oldu. Samimi duygu ve düşüncelerle değerlendirenler vardı. Az da olsa hâlâ bu kapsamda değerlendiren çevre ve kişilerin olduğu da görülüyor.

Ancak emek, barış ve demokrasi güçleri içinde gündem olan konu giderek berraklık kazandı. Kaygılar giderek dağıldı. Soru işaretleri yerini net yanıtlara bırakarak, mücadele azmini ve heyecanını yayarak daha da büyütüyor.

Ancak, “HDP seçime parti olarak girmesin, bağımsız adaylarla girsin” diyenler hâlâ var. Anlaşılan bu kesim son güne kadar bu tutumunu sürdürecek.

Bunların bir bölümü HDP’nin barajı aşamamasından korkan ve dolayısıyla AKP’nin gidişatından rahatsız olanlar. 

Ancak bir bölüm çevre var ki, bunlar, AKP saltanatının devam etmesinden yana olanlar. Kürt özgürlük hareketi ile birlikte emek, barış ve demokrasi güçlerinin hamle yapmasından, AKP’nin kurduğu ve daha da tahkim etmek istediği yeni statükonun bozulmasından korkuyorlar. Bunlar, beylik laflar etseler de, Kürt cenahından görünseler de, AKP ile yatıp AKP ile kalkıyorlar. Gözleri gerçeklere kapanmış olan bu kesim Erdoğan’a tapma derecesinde güven duyuyor.

Yolları açık olsun...

“HDP barajı aşamaz” diyenler olduğu gibi, HDP’nin ve buradan hareketle Kürt hareketinin AKP ile anlaştığını söyleyecek kadar adi senaryolar üretenler de az değil.

Bir de “HDP barajı aşamayacak ve böylece AKP Anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edecek, Erdoğan başkanlık sistemi kuracak ve Kürtlere de özerklik tanıyacak” diyen ulusalcı zavallılar var.
Kara propaganda işliyor. Senaryolar, spekülasyonlar gırla... 

Ancak bunların beş paralık değeri yok.

Sorun Türkiye’nin demokratikleşmesi, emeğin hakkı, eşitliğin ve barışın kazanılmasıdır. Grevi yasaklanan metal işçisinin ve Kayseri’de sömürü ve baskıya isyan eden Boydak işçilerinin ve daha milyonlarca işçinin ve emekçinin mücadelesinin birleştirilmesi ve haklarının kazanılmasıdır.
Bu da ancak demokrasi güçleriyle, emek ve barış güçlerinin direnci ve mücadelesiyle kazanılabilir. Ve HDP’de seçimler için sağlanan birlik sadece seçim kazanma değil, mücadeleyi büyütme ve ilerletme cephesidir.

Kürt özgürlük hareketi, HDP içinde yer alan demokrasi güçleri ve HDP ile seçim iş birliği ve mücadele birliği içindeki HDK güçleri, tüm emek, barış ve demokrasi güçleri doğru, devrimci bir yolda ilerliyorlar.

Devrimci demokratik güçlerin, BHH’nin katılımıyla bu birlik daha büyük ve daha güçlü bir yürüyüş olacaktır.

Zira bu karar doğru olduğu kadar, tarihi bir karar ve devrimci bir duruştur.

Çünkü bu süreç yeni bir safhaya atılımın adımlarını oluşturuyor.

Görünen o ki, HDP’de bir araya gelen emek, barış ve demokrasi güçleri 2015 haziran seçimlerinde büyük bir çıkış yapacaktır.

Bu bir temenni, bir varsayım, bir umut değil, bu kendi ellerimizle gerçekleşmesi pekala olası bir gidiştir

Tüm veriler bunu destekliyor.

Bunun koşulları her zamankinden daha fazla.

Büyük bir atılım yapmanın potansiyeli, dinamikleri, güçleri, aktörleri ve cesareti mevcut.
Doğru zamanlama ve doğru bir karar verildi.

Ve bu seçimler sadece HDP’nin barajı aşarak mevcudun iki katına yakın milletvekili çıkardığı bir seçim olmayacaktır. Seçimin sonucu sadece istatistikleri ve meclis bileşimini değiştirmekle kalmayacaktır.

Seçim çalışması ve sonucu esas olarak halkın gücünü ve iradesini ortaya koyacaktır. Ve tabii ki, 12 Eylül faşist Anayasası ve barajı parçalamakla kalmayacak, Türkiye’nin kimyasını değiştirecek koşulları yaratacaktır.

“Bekleyin demokrasi getireceğiz” diyerek 90 yıldır halkın nefesini kesenleri, halk elinin tersiyle itecek, onlara “Defolun, biz kendi yolumuzu bulduk, kendi irademizle oradan ilerleyeceğiz” diyecek.
AKP başta olmak üzere, tüm sistem partileri, CHP, MHP ve diğerleri okkalı bir tokat yiyecek. AKP’den ulusalcısına, milliyetçi, ırkçı faşist koalisyon hesapları yapanlara kadar hepsi halkın gücü ve iradesiyle karşı karşıya kalacaklar.

Bu durum, teorik bir varsayım olarak HDP’nin gelip barajın sınırında kalması halinde de değişmeyecektir.

Her durumda güçlü bir alternatif yaratılacaktır.