20 Aralık 2014 01:00

17-25 Aralık yolsuzluk haftası!

17-25 Aralık yolsuzluk haftası!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

17-25 Aralık’ın 1.yıl dönümünü hep birlikte idrak ediyoruz. Hükümet mütevazı... Kutlamalardan, balkonlara asılan maskeli pankartlardan rahatsız oluyor. Ancak vatandaş, AKP Hükümetinin 12 yıllık çabasını ve şampiyonluk alanlarını görmezden gelemiyor.
Her kes nankör değil! Kadir kıymet bilen insanlarımız var ve anlaşıldığı kadarıyla onlar, 17-25 Aralık kutlamalarını sürdürmekte, hatta yıla yaymakta kararlı görünüyorlar.
Biz de Hükümetin yaptıklarının unutulmaması gerektiğini, hiçbir şeyin üstü kapatılmadan hesap vermeleri gerektiğini düşünenlerdeniz
Yani işçi ve emekçilerle, halkla birlikteyiz.
Eski Başbakan ve şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümeti bu ilgi ve alakamızdan, bizim onların icraatlarını yazmamızdan, dile getirmemizden şikayetçi olsalar da biz yazmaya ilgi ve alaka göstermeye devam edeceğiz.
Biliyorsunuz, geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan 29 Kasım tarihli yazımızda şahsına iftira ve hakarette bulunduğumuzu iddia ederek, bizden şikayetçi oldu.
İnsan ‘Tarihin cilvesine bak’ demeden edemiyor. Biz de avukatlarımızla birlikte 17 Aralık günü gidip, basın savcısına gerçekleri bir kez daha anlattık.
Zira, ‘Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu’ olarak tarihe geçen, oğulları hakkında da yolsuzluk, rüşvet gibi suçlardan dolayı işlem yapılan dört ‘baba Bakan’ın istifasına neden olan, bir baba Başbakanı da kapsayan süreci ve gelişmeleri unutturmak, yok saymak mümkün değil.
Bakanlardan Bayraktar’ın, istifaya zorlanması karşısında canlı yayında “Fakat rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle ‘İstifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayımlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. (...) İmar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatı ile yapılmıştır. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Ancak bu milleti rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum” dediğini biz uydurmuş değiliz.
Dönemin Başbakanının oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetmeye devam ettiği TÜRGEV’i kapsayan TOKİ ile yürütülen işlerde oluşturulan havuzları da kapsayan operasyonu ve soruşturmayı dünya biliyor.
Ortada bir soruşturma, bilgi varsa ve bunlar başbakanlara, bakanlara, hükümete dair akçeli işlerse biz de doğal olarak bunları yazarız.
Oğlu Bilal ile dönemin Başbakanı Erdoğan’ın telefon görüşmesini, kızını, oğullarını, amcalarını, damatlarını da yardıma çağıran, milyon dolarları, avroları ve liraları gün boyu sıfırlama seferberliğini aktaran bilgi ve belgeleri de biz uydurmuş değiliz. CHP lideri Kılıçdaroğlu bu tapeleri TBMM Grup Toplantısında yayınladı. Bunlar basının, kamuoyunun ve dünyanın bilgisi dahilinde olan, yazılan, çizilen, konuşulan ve tartışılan ve hiç de küçümsenmeyecek meseleler.
Bilinmeyen, yazılmayan, konuşulmayan bir şey uydurup, yazmış değiliz. Hakaret ve iftira ise bize yabancıdır. Komünistlerin hiç yapmayacağı, tenezzül etmeyeceği bir şeydir, iftira ve hakaret..
Tüm bu gelişmelerin kapitalizmin doğasında, burjuva siyasetin fıtratında yattığını biliyoruz ve işçilerin, emekçilerin, halkımızın emeğini, alın terini ve kamunun mallarını yağmalayarak rüşvete, yolsuzluğa ve hırsızlığa bulaşan kim olursa olsun yazmaya ve hesap sormaya devam edeceğiz.
Hangi renkten olursa olsun. ‘Sol’ sağ, milliyetçi, ulusalcı, dinci, muhafazakar... Yolsuzluk ve rüşveti, hırsızlığı, sömürü ve baskıyı, inkarı yazmaya ve karşı mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.
Zaman yazarlığından Başbakan Davutoğlu’nun başdanışmanlığına terfi eden Etyen Mahçupyan, “AKP seçmeninin yarısı yolsuzluk yapıldığına inanmaktadır” demektedir.
Mahçupyan’a bunları biz söyletmiş değiliz.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümet ısrarla “bu bir darbedir” demeyi sürdürebilir. Bu yolsuzluk gerçeğini ortadan kaldırmaz. Gerçekten de, aynı kaynaktan beslenen, aynı şadırvanda abdest alıp, aynı camide namaz kılan, uzun yıllar boyunca işçi ve emekçilere yönelik sömürü ve baskı politikasını birlikte sürdüren, ve bu zihniyeti değişmeyen, değişmeyecek olan, Kürt sorununda şiddet ve inkar politikasını birlikte yönetenlerin gelişmenin belirli bir evresinden sonra iktidar ve daha çok rant üzerinden birbirlerine karşı sürdürdükleri hamlelerin, darbe ya da başkaca birçok amaç taşımış olması mümkündür.
Evet, sizler birbirinize her türlü kumpası kurabilecek potansiyele sahipsiniz! Bu alanda elinize su dökülemeyeceğini biliyoruz. Hakkınızı teslim ediyoruz. Ancak bu yolsuzluk ve rüşveti yok saymamızı ve sizin kapışmanızda ise taraf olmamızı gerektirecek bir durum değil.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa